6 Şubat 2023, Pazar'ı Pazartesi'ye bağlayan gecenin sabahı. Saat 04.17... Gün henüz ışımamış, herkes sıcacık yatağında. Kimi otel odasında yalnız, kimi yurtta arkadaşlarıyla, kimi evinde çoluk çocuk ailesiyle derin uykuda. Pazarcık'ta, yerin 8.6 km altında. Tam 7,7 şiddetinde bir deprem. Sadece 30 sn. Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Malatya, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır, Osmaniye.. 10 şehiri birden yıktı, 25 ayrı şehirde, Giresun'da bile hissedildi, yer sarsıldı. Binlerce bina yerle bir oldu. Yüzbinlerce can, gözünü açamadan moloz yığını altında kaldı. Kimi kurtuldu, kimi enkaz altında saatlerce, günlerce kurtarılmayı bekledi, onbinlercesi kurtulamadı, can verdi. Ayakta kalabilen ve pek çoğu hasar almış binalardan büyük bir dehşetle sokağa attı kendini insanlar. Panik ile, uyku sersemliği içinde. Can korkusu ile yataktan fırlayıp, üzerlerinde incecik pijama, yalınayak... Karanlık, elekrtik yok, göz gözü görmüyor. Ortalık toz duman, feryatlar, çığlıklar, mahşer yeri gibi. Kim dışarı kaçabildi, kim göçük altında kaldı, kafalarda sorular, korkular, yakınlarına ulaşmanın telaşı ile çökmüş telefon şebekesinin gazabı içinde kıvranan canlar.. Sokakta sersefil. Ardı arkasına gelen 1300'e yakın ardçı deprem, evlere girmek ne mümkün. Saatler geçiyor, ortalık aydınlanıyor, yıkım gözler önünde, neredeyse tüm şehir yerle bir olmuş. Enkaz altında kalanlara sesleniyorlar "SESİMİ DUYAN VAR MI". Telaş içerisinde bir o yana, bir bu yana koşturup çare arıyorlar moloz yığınlarının içinden sese karşılık verenlere. Herkes can derdinde, canını kurtaran başka canları da kurtarma derdinde. 

Derken saat 13.24 ve Elbistan'da 7,6 şiddetinde ikinci bir deprem. 7 km derinlikte, tam 56 sn boyunca yer sallanıyor. İlk depremde ayakta kalan binalar da dayanamıyor, yerle bir oluyor, öncesinde yıkılmış olanlar daha da bir unufak oluyor, bir önceki deprem sonrası yıkılan enkazın altında kalan hayat üçgeni bulmuş nefes almaya çalışan canların bir kısmı da daha şükür diyemeden o ikinci depremde malesef hakkı rahmetine kavuşuyor. Bütün ajanslar deprem haberini geçmiş, yurdun dört bir yanında herkes şaşkın ekranlara kilitlenmiş, bölgeden gelecek en küçük habere kulak kesilmiş. İnsanlar acı içerisinde, insanlar telaş içerisinde. Kendi gurbette, yüreği deprem bölgesinde, yakınlarından bir haber almaya çalışanlar, dilde dualar, temenniler, kalplerde umutlar, gözler yaşlı, insanlar çaresiz, acıların tarifi yok...! Devlet tüm imkanları ile teyakkuz halinde, hızla AFAD koordinasyonu ve bölgeye sevki sağlanıyor, 7 günlük milli yas, 3 aylık olağanüstü hal ilanı ve yardım çağrıları, kan bağışı kampanyaları.. Devamı önümüzdeki haftaki yazımda.

Hepimiz bu duyguları an be an, en derin şekilde yaşadık. 

Yalancı mıyım?