İnsanın acısı neredeyse aklı oradadır. Dış ağrısı, mide yangısı, dost kazığı, gönül yarası, hiç farketmez. Aklın hep orada takılı kalır. İnsanlar da unutturmazlar ki bir rahat nefes alasın.. Sorar, konuşur, ders verir, nasihat eder. Konuşulanlara kafa sallar geçersin; al işte, aklın yine acındadır. Artık alakasız konular döndüğünde bile söz sırası sana gelince yine acına bağlanırsın.. Üstünden yıllar geçmiş olsa bile, yaran kabuk bağlasa bile. Tarihe altın harflerle nakşedilmiş gibidir sanki. Siz ne kadar göz ardı etseniz de o yaldır yaldır parlamaya, "Ben buradayım" demeye devam eder. Gölgeniz gibi yada nereye gitseniz sizi takip eden tepenizde uğursuz bir bulut gibi. Unutulan yıl dönemleri gibidir acılar. Aklınızdan silindiğini zannedersiniz, hatırınıza bile gelmez ama öyle bir zaman tak diye bilinç altınızdan fırlayıp "Hu, hu" der size.. "Beni unuttun mu? Tam da bugündü". Haydaa...

Gerçi ilk günkü kadar hırpayayamaz artık sizi; Kanıksanmıştır, bir nevi bağışıklık gelişmiştir. Öyle ya, zaman herşeyin ilacı. YARA

İYİLEŞİR, İZİ KALIR, ARTIK ACITMASA DA KENDİNİ HATIRLATIR.
Yalancı mıyım?