Tekrar tekrar konuşulmasının umut, tenenni ve dilek sayısını artırmak dışında hiç bir fayda sağlamadığını bilsek te sıkıntı duyduğumuz konunun konuşuldukça kanıksanması açısından bir nevi terapi gibidir. Derdinize derman bulamazsanız bile duruma alışırsınız. Acılar paylaştıkça azalır, konuşuldukça alışılır, daha dayanılır bir hale gelir.

Bu telkin ve tedavi yöntemi olmasa insan ayakta kalamazdı. Bir şekilde yaralarınızı sarmanız gerekir çünkü, çünkü yara açıkta kalırsa irinleşir, derinleşir. Hiç kimseyi bulamazsa dağa, taşa, denizdeki balığa anlatır derdini insan.. Rahatlar.

Önce bir sulanır, kan plazması yarayı kaplar, sonra kabuk bağlar, yavaş yavaş kabuğun altında tamir eder vucut kendini. Öyle veya böyle, bir şekilde kapanır yara ama iz bırakır. Gözle görünmese bile anısı hatırlatır.

Sıkıntısı olan birisi onun için endişe duyan ve yardım etmek isteyen başka biri tarafından dinlenmek ister. Bu ona kendini değerli, önemli hissettirir. Derdini anlatırken kendini de özümser, tartar.. Eksik ve yanlışlarını farkeder.

Derdinizi anlatmak güzeldir de anlatacağınız kişi bilhassa önemlidir. Sizin derdinize sevinenlere fırsat vermeyin. Onlar ki en masum şekilde yanınıza sokulup en mahrem sırlarınızı öğrenmekten büyük haz duyan, sizin acılarınızla orgazm yaşayan kişiler olabilir. Kendi aciziyetinizi ortaya koyup onların egosunu şişirmeyin. Belki çok iyi bir sırdaştır, belki hayat boyu sizi satmayacak yegane insandır ama sizin acınızdan orgazm yaşayan biri sizi nasıl o acıdan çeker çıkartır.. Vereceği tavsiye ve öneriler ne derece sağlıklıdır!

O sebeple eğer ki sıkıntını illa biri ile paylaşmak istiyorsan bir psikolog ile konuş, anlat derdini. Ücretini öde, gerçekten sana yol gösterecek doğru tavsiyeleri işin profesyonelinden al.

Öyle çakala, tilkiye derdini anlatıp ta bir ömür borçlu kalma.

Yalancı mıyım?