Ey sonsuzluğun sahibi..!

Ey yaşamın ve ölümün Rabbi..!

İyi ki var dediğim ölüm ve ölümden sonraki hayatın muhasebesini sık sık yapıyorum içimden.

Ne için geldim?

Ne yaptım?

Ne götürüyorum?

Acaba, hesabımı verebilir, kitabı sağ elimden alabilir miyim, diyorum!

Acizim, eksiğim...

Nefis denilen bir düşmana kol kanat germişim.

O da yetmezmiş gibi kendimle gezdiriyor, nereye gitsem götürüyorum.

Her işime az çok mutlaka bulaştırıyorum.

Pak olmak ne haddime, necis olmamaya çalışıyorum.

Kimse gibi değilim.

Herkesi kendi nefsimden üstün tutma, öyle görme gayretindeyim.

Geldim, gidiyorum.

Belki bir "hoşçakalın" demeye bile vaktim olmayacak.

Kim bilir...

Nerede ve nasıl bulacak bizi ölüm?

Yaşamın da, ölümün de hayırlısını murad ediyorum Allah'tan...

Çok kıymetli bir yol arkadaşım derdi ki;

-Duayı da düzgün yapmalı insan. İnsan insana muhtaçtır mesela. Allah bizi kimseye muhtaç etmesin dememeli. Rabbim merhamet etsin de kimseye yük olmayalım.

Yük olmadan gitmek...

Yük almadan...

Dünyayı ve derdini yüklenmeden.

O telaşta kendini ve ahiretini yitirmeden Rabbine yürümek...

Allah nasip eylesin ama ne zor...

Gün geçtikçe dünyaya esaretimiz daha da çoğalıyor sanki!

Felaket ve musibetlerden ders almak şöyle dursun, daha çok kirletiyoruz kendimizi!

Rahmanın rahmetinden başka bizleri arındıracak birşey kalmadı gibi!

Cuma Doymaz ağabey geçen gün sosyal medya hesabından bir yazı paylaşmış.

Aynen alıntıladım.

"Ekonomi bozuk ama toplum ekonomiden daha bozuk bir hal aldı.

Özelliklede Malatya'da.

İmtihanlar kiminin hidayetine kiminin ise daha da azgınlaşmasına sebep oluyor. Ben Malatya'da yaşadığım için özellikle buradan örnek vermek istedim. Yaşanılan büyük felaketten önce insanlarda örfü de olsa bir saygı, sevgi ve bir yardımlaşma şuuru vardı. İnsanlar kısmen de olsa ticaretinde ve işinde adil davranıyordu. Maalesef depremden sonra bir çok insan, insanlığını yitirdi. Bununla beraber daha da azgınlaşmaya ve tuğyanlaşmaya başladı. Depremden sonra en çok dikkatimi çeken nokta şu oldu.

İnsanlarda para kazanma hırsının normal günlerden çok daha fazla olduğunu farkettim. Yani emlakçısıyla, işcisiyle, ev sahibiyle, tüccarıyla birlikte daha sayamayacağım birçok alanda önceliğin para olduğunu farkettim. Eskiden var olan küçük bir insanlıktı.

Maalesef depremde oda enkaz altında kaldı!"

Kalemine sağlık Cuma abi.

Güzel ifade etmişsin!

İnsanlık da enkazda kaldı abi!