Bu sabah yine alarm çaldı, yine gözleriniz yarı açık ‘kapat’ ya da ‘ertele’ komutu verdiniz. Bir sonraki o sinir bozucu alarm sesine kadar anın keyfini çıkarırken beyniniz “Yürütücü işlev bozukluğum var.” demedi de, “Biraz daha uyu, sonra kalkarsın!” dedi.
Modern çağın yaygın kavramlarından üşengeçlik ve buna bağlı erteleme davranışımız, çoğunlukla dopamin seviyemizle ilgilidir. Dopamin demek ödül, hafıza, hareket ve motivasyon demek. Yani işin sonunda bir ödül elde edeceksek üşengeçliğimiz ve erteleme davranışımız azalıyor demek. Her sabah işe gitmek için alarmı ertelerken hafta sonu kendiliğinizden uyanmanız ya da sizin için çok önemli bir durum için rahatlıkla erken kalkmanız hep hormonal.
Bir adamın köydeki dedesi bir sabah tarlaya gitmeye üşenmiş. O gün de yağmur yağınca “Neyse ki yağmur yağdı.” demişi Sonrasında üşendiği günlerde ise yağmur yağmasa dahi toprağın da dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söylermiş. Elbette üşenmeyi ve ertelemeyi tembellikle karıştırmamak gerekir. Tembel, hiçbir şey yapmak istemezken üşengeç, yapmak ister ama yap(a)maz ve genellikle de kendince geçerli bir gerekçesi vardır.
Katlanmayı bekleyen çamaşırlar
Evde dağ gibi olmuş çamaşırları katlamak, bulaşık makinesini boşaltmak, alışverişe çıkmak, arkadaşımızı aramak, plân yapmak ve daha nice eylem birçoğumuzun zaman zaman üşengeçlik gösterdiği eylemler. Çünkü bir karar almaktan öte bunu eyleme dökmek için zihinsel olarak çaba harcamamız gerekir. Yapacağımız iş keyifsiz ve sıkıcıysa erteleme süremizi uzatırız. Başlarken bahsettiğim yürütücü işlevler; zihnimizin plânlama ve eyleme geçirme becerilerini içerir. Eğer bu açıdan zayıfsak bir işi başlatmakta ve sürdürülebilir kılmakta zorlanırız. Peki, ne yapalım?
Üşengeçliğinizin hangi konularda aktif olduğunu kendinize sorabilir, bunun sizin için öğrenilmiş bir davranış olup olmadığı üzerine düşünebilirsiniz. Bu sizi konfor alanından çıkarmaya zorlayacaktır ancak bazen kısa vadede harcayacağımız enerjiden kaçınmak uzun vadede daha fazlasını harcamamıza neden olabilir. Şu alıntının konuyla ilgili bakış açınızı netleştireceğini düşünüyorum: “Bir şeyi yapmaya üşeniyorsanız yapın, büyük ihtimalle o sizin için hayırlıdır. Yapmak istemiyorsanız yapmayın, büyük ihtimalle hayırlı değildir. Nefs aleyhinize, kalp lehinize çalışır. Üşenmek nefstendir, istememek histendir.” Yani istiyorsanız ama yine de üşeniyorsanız, kalkın ve yapın!