Kuralar çekildiğinde biri bana, “Galatasaray, Bayern Münih ile 2 maçta da kafa kafaya oynayacak, hatta artırıyorum oyun anlamında ezip kıl payı kaybedecek” dese hiç inandırıcı gelmezdi.

Dünkü 2-1 biten maçta bir de oyun içi 3-4 kişi eksikle bu şekilde bir skor aldı Galatasaray. Icardi, Zaha, Kerem ve Ziyech ortada yoktu. Kerem’e nasıl 90 dakika sabretti hoca onu da anlamak pek mümkün değil. Angelino için neredeyse son şanstı bu maç, gayet iyi değerlendirdi. Opsiyonu için 3 maç kala artık ibre onun lehine döndü. Maçtan sonra kimisi Okan hocayı suçluyor değişiklikler için, kimisi hakemi suçluyor bazı kararları için, kimisi de oyundan memnun olduğu içi skoru pek umursamıyor. Hepsine azar azar serpiştirebiliriz bu mağlubiyeti ama Nelsson değişikliği maçı kopartan andı bence. Uyumlu stoper ikilisini bozup formsuz Nelsson’un oraya yerleşmesi yerine Kazımcan oyuna alınabilirdi. Savunma kurgusu inanılmaz bozuldu, 2. gole de yansıdı bu zaten direkt Nelsson’un hatasıydı. Daha kendisini gösterme fırsatı bulamamasına rağmen eleştirilerin odak noktası haline gelen Bakambu da gereken cevabı verdi bu maçta. Artık Hatayspor maçında Icardi köşeye çekilsin, Bakambu’ya hak ettiği şans verilsin. Grubun diğer maçında da Kopenhag, Manchester United’ı yendi ve 2.lik yarışına ortak oldu. Galatasaray’ın işi şimdi daha zor. United ve Kopenhag maçlarından en iyi skorla ayrılması gerekiyor. Bireysel oyuncu formu anlamında takımda taşlar artık yerine oturursa Galatasaray için en az bir çeyrek final sürpriz değil, Avrupa Ligi’ne giderse de şampiyonluk zaten kaçınılmaz…