Bu bölümde sizlerle, sınırımızda nefesini hissettiğimiz bu iki şımarık ülke ile Rusya’dan kopmayı kafasına koyan   Ukrayna hakkında ufkumuzu açacak bilgiler paylaşmak istiyorum. 

Baştan söyleyeyim  1999’dan bu yana PUTİN   Rusya’sı  doğu Avrupa^da    ve Kafkaslardaki   ülkeleri kontrol altında tutmaya yeminlidir. O nedenledir ki  bölgenin kaygan  zemininde dans eden Gürcistan, Ermenistan Ukrayna gibi ülkelerin  batıya göz kırpması anında tepki görür. Bu ülkelerin AB’ye girmesi de  Rusya tarafından bloke edilmiştir. 

Ha! Aksi olursa ne olur derseniz!  Rusya freni patlamış tren gibi  ezer de geçer!  

UKRAYNA: 

Kızım sana söylüyorum……” deyişi üzerinden gidersek Ukraynalı liderler 1991 yılında imzalanan Bağımsız Devletler Topluluğuna ( BDT)  katılmayarak  Rusya’nın ilk tepkisini   çekmiştir. 

Çıkar yolu, batı ile daha fazla birleşme/bütünleşmede buldu. 

Konuya açıklık getirmek adına şimdi de AB ile Rusya arasında yapılan gaz ticareti hakkında kısa bir bilgi vererek Rusya’nın Ukrayna’ya karşı neden agresifleştiğini ve emrivakilerle zapturapta  aldığını  anlamaya çalışalım. 

Batıyla yapılan anlaşmalar gereği artık Ukrayna, Rusya’dan aldığı gazı Avrupa’ya aktarmada  kilit ülke konumundadır. Bunu  fırsata çeviren Ukrayna  Rusya’dan aldığı gazı Avrupa’ya aktarırken adil olmayan yollara sapıp, fahiş fiyatlarla satmaya başlıyor.  Birde buna  batıyla yakınlaşması eklenince PUTİN Rusya’sı , Ocak 2006 ve 2009  tarihlerinde doğal gazı keserek başta Ukrayna olmak üzere Avrupa ülkelerini donmanın eşiğine getirmiştir.

KIRIMIN İŞGALİ: 

Rusya için Ukrayna;  kontrol altında tutulması gereken ülkedir!  Gidip gördüğüm Kırım ise 2014 yılına kadar Ukrayna’ya bağlı bir özerk cumhuriyettir. Tarihsel ve stratejik  açıdan Rusya’nın “sıcak denizlere inme” ihtiyacını karşılamaktadır.Önemlidir.   

Kırım özerk cumhuriyetinin bir kenti olan Akyar (Sivastopol) ise  Sovyet döneminden bu yana Rusya’nın Karadeniz filosuna ev sahipliği yapmaktadır. 

1954 yılında  SSCB lideri  Kruşçev’in stratejik ve jeopolitik  öneme sahip olan Kırım’ı  adeta Ukrayna’ya  hediye etmesi Rus tarihinde talihsiz ve keyfi bir teslimiyet olarak kabul edilmiştir. 

Karadeniz’in kontrolü başta olmak üzere  sayısız imkanlar bahşeden Kırım’ın, artık Ukrayna’da bırakılması PUTİN için kabul edilemez bir olgudur. 

Çünkü  Karadeniz’de etkinlik alanını genişletmesi bakımından  Rusya’ya ciddi bir avantaj sağlıyor.

 Batı ve Rusya arasında  denge stratejisi uygulayan Ukrayna  ise  yeri geldiğinde  batıyla, yeri geldiğinde ise  Moskova’yla  iyi ilişkiler sürdürerek   doğu Avrupa’da  sözü dinlenen bir ülke yaratmaya çalışmaktadır.  

Hayatta kalmak için bizimde  1945’den 1991 yılına kadar olan  soğuk savaş döneminde  Moskova ile Washington  arasında altı defa gidip yedi defa geldiğimizi unutmayalım. Zira bu yöntemle ( denge stratejisi)  ayaktayız/hayattayız. .    

 Putin’in  büyük bir devlet adamı olduğunu, 21 yıllık  iktidarında olumlu yönde büyük  gelişmelere imza attığını kabul etmeliyiz.  

Doğu Avrupa ve Kafkaslarda ülkesi üzerinde olumsuz etkiler yaratan gelişmeleri gören Rusya devlet başkanı  Putin, zamanında Ukrayna’ya  adeta hibe edilen Kırım’ın teslimindeki  tarihsel adaletsizliği ileri sürerek  20 Şubat 2014’de  işgal  ediyor!.. 2 BÖLÜM SONU 

DEVAM EDECEK…..