Bu hafta minicik minicik çocuklarımızın okullarını açabildik.

Ağızlarında maske, tepelerinde siperlik…

Kimbilir psikopata bağlayan ebeveynlerinin önerisiyle eldiven takanlar bile vardı.

Ve hatta siperliğinin altında gözlüğü olan dünya tatlısı şirin güzellikler… Devamlı gözlük taktığım için bir siperlik alıp taktım. Ve o küçük çocuğun gerçekten de görüş mesafesinin ne kadar uzakta olduğunu, boğuculuğunu anladım. Dünyaya iki cam arkasından bakmak. Ne kadar da yorucu !

Ama onlar her şeye rağmen heyecanlı ve neşeli idiler.

Masum ve hiç birşeyin farkında olmadan.

Uzatılan mikrofona, çok mutluyum, derken bile sesi o kadar zayıf algılanıyordu garibimin.

Bahçede sıra olmuşlar, sağ ellerini yere paralel uzatarak  önündekinden mesafeli kalmaya çalışıyorlar.

Kimi ağlarken maskesini ıslatıp, kimi demir parmaklıkların arkasında, görüş bekleyen mahkumlar gibi duran ebeveynlerini görmek için boynu arkasında kalmış…

Biz dedim biz

Ne kadar da şanslıymışız.

Sadece kıyafetlerimizle ve çantalarımızla ne yalın koşturmuşuz okullarımıza.

Düşmüşüz kalkmışız, sarılmışız , öpmüşüz sevdiklerimizi.

Maskenin siperliğin coronanın varlığını bilmeden…

İlkokula başlamak sosyalleşmenin ilk adımıdır. Bilgi arkasından gelir. Eğitim öğretim adım adım gider.

Eee nolacak şimdi bu çocuklara ?

Robocop olmayı, birbirlerinden uzak durmayı, sevgisizliği, hatta mikrop bulaşacak derken, arkadaşına sarıldığı, suyunu içtiği için dayak yerken, nefreti mi öğrenecek.

Belki de bir daha ki sefere dayak yememek için yalan söylemeyi mi?

Ben hiç bir şey anlamadım. Anlayan varsa bir adım öne gelsin. 

Orta öğretim, yüksek öğrenim uzaktan eğitim alırken, bu körpe çocuklara da; 

Cısss annen babandan gördüğün sıcaklık artık yok! 

Sen de bir gün zaten uzak çok uazaktan eğitim göreceksin mesajı mı veriliyor?

Evet eğitime uzaklaşmak bu sanırım.

Eğitimden çok uzağız. Globallik bunu gerektiriyor . Çok şey de öğrenmene gerek yok çocuğum. Uzak dur yeter... Bilgisayar çağı otur onu öğren. Sevmeyi de savaşı da oradan öğrenirsin.

Zaten insanın insana ettiğini, dünyada hiç bir canlı yapmaz der atalarımız.

Hep böyle olacaksın artık. Al şu hapı da bu öğle yemeğin…

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği der Milan Kundera

***

Maske deyince aklıma geldi.. Hani maskeleri kollarımızda taşımaya başlamıştık  ya, artık onlar arka ceplerimizde yer almaya başladı. Haberiniz olsun.

Hayırlısı… Bakalım o maske yakında nerelerde taşınacak?

Evet

Bu aralar bel sıkıntısından bir iki değişik hastaneye gitmiştim- Yok o namlı hastanelerden değil veznenin danışmayla birleştiği, çalışanların  gazoz şişesi gibi oturup size ‘Evet yardımcı olayım’ diyen sade hastanelerden- gazozların ikisinde maske varsa üçünde yok. 

Bekleme de kucak kucağa yer kapmışlar ayakta kalanlardan dolayı karşı sırayı göremiyor.

Bazıları girişte ateş ölçeri bile zahmet edip koymamış. 

Sordum.

Niye ateş ölçmüyorsunuz?

Şimdi buradaydı. Hay allah yemeğe gitmiştir. Tabii ki ölçüyoruz diyeni de var…

Başka bir hastanede;

Her yerde ölçenler yanlış mı yapıyor yani diyorum.

Yüzsüzce

Bizim sistemimiz bu! Ateş sadece coronada çıkmaz. Diğer sebeple ateşi gözardı edemeyiz.

Vayyy ateş sadece corona olan da çıkmaz dedi. Bak hiç bilmiyordum…

***

Vahhhh halimize

Bir de SALOOON tabelası asın sen de bir yıldız tak şerif efendi.

Kovboyluk başladı.Hepimize geçmişler ola !!!