GÖZ ÇEVRESİ ESTETİĞİNDE NELER YAPILABİLİR?

Göz çevremiz yüzümüzdeki en hassas bölgedir. Bu yüzden genetik faktörler, dış etmenler, hormonel değişikliler, kötü beslenme, fazla güneşe maruz kalma gibi nedenlerden çok fazla etkilenirler. Problemli göz çevresi kişiyi olduğunda daha yaşlı veya sağlıksız gösterebilir. Günümüzde görselliğin ön planda olması ile birlikte estetik ve kozmetik konusundaki teknolojinin gelişmesi bizlere bu konuda çeşitli problemlere yönelik çözümler sunmaktadır.

Biz estetik cerrahlara en sık başvurulan göz çevresi problemleri, morluk, kırışıklık, ince çizgiler, göz kapağı düşüklüğü, gözaltı torbalanması ve yağ bezesi oluşumlarıdır. Bazen bir bazen de birkaç yöntem bir arada kullanılarak soruna yönelik cerrahi veya ameliyatsız çözümler tarafımızdan sunulmaktadır. Göz çevresi kırışıklıkları için en çok botoks uygulamasına başvururken, gözaltı torbalanması veya morlukları ihtiyaca uygun çeşitli mezoterapilerle tedavi edilir. Mezoterapi seans sayısı yine kişinin ihtiyacı ve kullanılacak ürüne göre hekim tarafından belirlenir. Gözaltı ışık dolgusu başka bir seçenektir. Yine göz çevresi için hazırlanan özel peelingler özellikle gözaltı morluklarında etkili olabilmektedir. Gözaltındaki yağ dokusunun eksikliği kişiye yorgun bir görünüm verdiğinden hyaluranic asit içeren dolgularla o bölge desteklenir ve daha canlı bakışlara birkaç dakika içinde kavuşmak çok kolaylaşır. Yağ bezeleri için doktorun uygun gördüğü cerrahi yöntemler veya uygun lazerler kullanılabilir. Göz kapağı düşüklüğü de yine günümüzde düşüklüğün derecesine göre ameliyatlı veya ameliyatsız seçenekleriyle kişi için konforlu bir biçimde giderilir. Çoğunlukla sosyal hayattan kopmanızı gerektirmeyecek uygulamalara mutlaka ve mutlaka alanında uzman estetik cerrahlarla karar vermelisiniz.

Op.Dr.Eser Aydoğdu

Estetik & Plastik Cerrahi Uzmanı

Ünlülerin güzellik uzmanı Şerife Kaya'ya bir ödülde Türkiye Prestij ödüllerinden geldi.

 Güzellik Sektörüne 22 senesini vermiş 3 senedir kendi salonunu tüm bilgi ve tecrübe donanımıyla işleten kalite ve dürüstlükten asla ödün vermeyen Şerife Kaya yılın en iyi güzellik salonu ödülüne layık görüldü.

TÜRKİYE ALZHEİMER DERNEĞİ: ALZHEİMER TEDAVİSİNDE FARKLI BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Türkiye Alzheimer Derneği, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü sebebiyle bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Şişli Gündüz Yaşam Evi’nde düzenlenen toplantıya, Prof. Dr. Başar Bilgiç, Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Prof. Dr. Türker Şahiner, Prof. Dr. Barış Topçular, Doç. Dr. Nil Tekin, Dr. Öğr. Üyesi Bedia Samancı, Dernek Müdürü Füsun Kocaman ve Dernek Başkan Yardımcısı Ayşin Ekşioğlu katıldı. Dernek üyeleri ve hasta yakınlarının da bulunduğu toplantıda, Alzheimer’ın tedavisi ve teşhisi ile ilgili dikkat çekici gelişmeler paylaşıldı.

Alzheimer hastalığının tedavisi ile ilgili önemli açıklamalar yapan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, erken dönemdeki Alzheimer hastalarında başarılı sonuçlar veren yeni ilaçlar hakkında konuştu. Alzheimer tedavisinde yeni bir dönemin başlayabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Bilgiç, konu ile ilgili şunları söyledi:

2021 yılı ortasında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) “aducanumab” adlı bir ilaca şartlı onay vererek erken dönemdeki Alzheimer hastalarında kullanılabileceğine karar verdi. Bahsi geçen ilaç, Alzheimer hastalığında, henüz hastaların şikayetleri başlamadan beyinde birikmeye başlayan bir protein olan “amiloid”i etkin bir şekilde beyinden temizliyor. Buna karşın bu ilacın erken sonlandırılan Faz 3 çalışmalarında sadece yüksek doz ilaç alan belli bir grupta kısmi bir klinik fayda görülüyor. Bu gelişme ile birlikte bulunduğumuz yıl içinde aynı mekanizma ile etki eden başka bir ilacın da erken dönemdeki Alzheimer hastalarında kısmi bir etkisinin olduğu gösterildi.”

Bu iki önemli çalışma ile birlikte, ilaçların kısmi denebilecek klinik etkisi göz önüne alındığında, Alzheimer hastalığı tedavisinde farklı bir döneme girildiğinin altını çizen Prof. Dr. Bilgiç, tedavideki yeni gelişmelerin yarattığı tartışmaları da aktardı. Özellikle beyinde biriken amiloid proteinin zararlı bir karakterde olmadığını düşünen çevrelerin ilacın onaylanmasına tepki gösterdiklerini belirten Prof. Dr. Bilgiç, bu protein ve hastalık arasındaki ilişkinin ortaya konmasıyla tartışmaların da sona ereceğini belirtti. Bu hararetli tartışmalar devam ederken Dünya Alzheimer Kongresi’nde “masitinip” isimli başka bir ilacın daha faz 3 çalışmasının olumlu sonlandığı duyuruldu. Prof. Dr. Başar Bilgiç tüm bu gelişmelerin Alzheimer hastalığı ile ilgili son yıllardaki en önemli gelişmeler olarak sayılabileceğini belirtti. 

Covid sonrası kalp krizi geçirdi, kapalı yöntemle by-pass oldu

 55 yaşındaki Abdülmetin Alkan, koronavirüsü atlattıktan sonra kalp krizi geçirdi. 3 damarı tıkalı olan Alkan, acil ameliyat olmalıydı ancak açık yöntemle olmak istemiyordu. Zaten akciğerleri de bu ameliyatı kaldırabilecek durumda değildi. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, kapalı yöntemle by-pass yaptı   

Diyarbakır’da yaşayan 55 yaşındaki Abdülmetin Alkan, koronavirüs geçirdikten sonra yaşadığı göğüs ve sırt ağrılarının hastalığa bağlı olduğunu düşündü. Hâlbuki kalp damarları tıkalıydı. Damar darlığını kovid yapmıyor, damar darlığının üzerine pıhtı bindiği zaman kalp krizi riski artıyor. İşte Alkan da tam bu durumu yaşadı. Diyarbakır’da kalp krizi geçirip anjiyo oldu, İstanbul’da ise kapalı yöntemle ameliyat.

“KORONA YAPABİLİR” DEDİLER

Abdülmetin Alkan, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Kovid’i çok ağır geçirdim, hastanede yatmadım evde tedavi oldum, ilaç kullandım ama 25 gün yattım. Sonra kontrole hastaneye gittim. Film çekip “Kurtuldun” dediler. Ama bende önce göğüs ağrısı, bir hafta sonra da sırt ağrısı ve kaşıntı başladı. Doktora gittim. Doktor, “Korona yapabilir” dedi ama kalpten şüphelenmediler. Eve geldik; ağrım var, nefesim daraldı. Saat gece 11’de kolumu tutunca anladım ki kriz geçiriyorum. Acile götürdüler. Filmler ve kan tahlilleri alındı. “Kalp krizi geçiriyorsun” diyerek anjiyoya ardından da yoğun bakıma aldılar. 3-4 damarımın kapalı olduğunu söylediler. Açık ameliyat olmak istemiyordum. Kardeşimle birlikte doktor arıyordum, anjiyo olacaktım, ameliyat olmayacaktım. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak’a ulaştık. İstanbul’a geldim. Kapalı ameliyat oldum. Göğüs kemiğim açılmadı. Çok kolay iyileştim. Kendimi çok iyi hissediyorum, çok sağlıklıyım. Sağlıkla evime dönebildim.”

5 KİŞİDEN BİRİNDE İDRAR KAÇIRMA SORUNU VAR!

Ürolojik şikâyetleri olan kişilerin doktora başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli nedenleri utanma ve yakınmaları göz ardı etmeleri. Dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden olan prostat kanseri ve diğer ürolojik hastalıklarla ilgili olarak insanları bilinçlendirmek amacıyla ilan edilen ve kamuoyunda farkındalık yaratmak için çeşitli etkinliklerin yapıldığı ‘Dünya Üroloji Haftası’ süresince, bu konularda şikayetleri olan bireyleri doktora başvurmaya teşvik etmek ve toplumda bu hastalıklarla ilgili bilinç oluşturmak hedefleniyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen, Bu yılki ‘Dünya Üroloji Haftası’ temasının yetişkinlerin yaklaşık %20'sini etkileyen bir durum olan ‘inkontinans (idrar kaçırma problemi)’ olarak belirlendiğini, hafta boyunca halkı idrar kaçırma problemlerinde mevcut tedavi seçenekleri konusunda eğitmek ve tabuları yıkmaya yardımcı olmanın hedeflendiğini de söyledi.

“İDRAR KAÇIRMA SORUNU SOSYAL HAYATI DA ETKİLİYOR”

Erkeklerde idrar kaçırma probleminin, kişiyi duygusal ve sosyal olarak etkileyip yaşam kalitesini azaltan önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Sözen, “Tüm yaş grupları dikkate alındığında kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görülmekle beraber, ileri yaş grubunda erkeklerdeki idrar kaçırma oranlarının belirgin artışı ile beraber kadın-erkek benzer oranlarda görülmektedir. İdrar kaçırma birkaç farklı mekanizma ile olabilmektedir. Sıkışma tipi idrar kaçırmada, kişide aniden gelişen işeme isteği ile birlikte tuvalete yetişemeyip idrar kaçırma meydana gelmektedir. Ikınma tipi idrar kaçırmada, kişide karın içi basıncı artıran fiziksel aktivite, gülme, öksürme vb. durumlarda meydana gelen idrar kaçırmadır. Her ikisinin beraber olduğu idrar kaçırma şekline ise karışık tipte idrar kaçırma adı verilmektedir. Özellikle iyi huylu prostat büyümesinde görülen taşma tipi idrar kaçırmada ise, kişi idrarını yapamadığından bir süre sonra idrar torbası dolmakta ve sızıntı şekline taşarak idrar kaçırmaya sebep olmaktadır.” dedi.