Mevsimlerin allak bullak olduğu çöl sıcaklarını yaşadığımız bu yaz günlerinde her gün bir orman yangını haberi almak, kora dönmüş bedenlerimizin daha bir harlanmasına sebep olmakta.
Kesilen, yanan ağaçların yerine fidan dikilecek lafları da ….


İlkokul çocuklarının bile ağaçların, ormanların onlarca faydasını bildiği bu haller, nasıl bir akıl tutulmasına uğrayarak tutuşturuluyor. Ya da cam kırıkları ortaya bırakılıp yangın çıkmasına vesile olunuyor.
Efendim;
Orda burda şurda rant uğruna kesilen yarım asırlık çam ağaçlarla birlikte binlerce canlı türünün de yaşamlarına son verirken içimizi parçalayan bu manzaralara esefle bakmak zorunda kalırken, bu evi ve kardeşi gibi sarmaş dolaş o ağacı görünce gözlerim doldu.
Binanın bitişiğinden yükselen, ikinci ve üçüncü katın balkonlarından geçerek terasa çıkan bir ağaç… Kulağa ne kadar hoş geliyorsa, ruha da öyle huzur veriyor. Bu örnek  çok değil 19 yıl önce yapılmış. Manisa Merkez’de 4 katlı binanın projesi , 325 yıllık bir kızılçam ağacı kesilmeden çizilmiş. (16 metre yüksekliğinde ve gövde çapı 320 santimetrelik bu ağaç gerçekten şanslıymış)
Belli ki o yıllarda kaosta debelenmeyen insanlar daha sarih düşünebiliyor ve dikkatini doğaya verebiliyormuş.
Onu görünce yıllar önce Belek’te inşa edilen bir butik otel projesinde gördüğüm mevcut ağaçlar ve onlara zarar verilmeden çizilen projesini hatırladım. Ve de o proje de uygulanmıştı.
Keza Ata’mızın 94 yıl önce verdiği emir; ‘Dal kesilmeyecek köşk kaydırılacak’
Dikkat edin, dal kesilmeyecek, ağaç değil. Ve o ağaç bugün 405 yaşında ve dimdik ayakta yeryüzündeki hem cinslerinin yok olan hallerine ağlayan haliyle…
Yalova’daki bu köşkün çevresindeki toprak dikkatle kazılmış yapının temel seviyesine indirilerek İstanbul’dan getirilen tren rayları santim santim binanın altına kaydırılarak bina üzerine taşınmış. Atatürk’ün nezaretinde iki kademeli olarak bina 5 metre doğuya taşınmış. Atatürk daha sonra bu köşkte önemli toplantılar yapmış ve yabancı devlet adamlarını ağırlamış. Kim bilir kaç kez çınarla göz göze gelip, hoş bir seda içinde birlikte şarkı söylediler.
Ders olacak nitelikte bir çevre duyarlılığı ve ileri bir görüş örneği işte budur!!!
Bu çok önemli örnek ve öğrenci yurdu olarak kullanılan  Manisa’daki bu bina, umarım öğrencilere ve de özellikle mimar olacak gençlere canlı model olur.
Model almayı unutmasak bizim tarihte çok örneklerimiz var.
Yeter diyorum… Duyarsızlıklara yeter.
Bedenler tüttü, beyinler tüttü, ruhlar tüttü.
Durdurun dünyayı inenlere öncelik verin.  Ne demekse?
Kısa devre oldu…
İnek noolmuş? Dağa kaçtı? Dağ nooldu? Yandı bitti kül oldu…
Bu da okuldan gelmiş hani bana demiş.