Sezon başında üç kulvarda da başarı hedefiyle yola çıkan Fenerbahçe, Nisan ayına gelindiğinde yalnızca lig yarışında umut tazeleyebilen bir görüntü veriyor. Avrupa’da çeyrek finalin kapısından dönülmesiyle başlayan düşüş, Türkiye Kupası’nda ezeli rakip Galatasaray’a elenmeyle daha da derinleşti. Geriye yalnızca lig kaldı… Ancak o yarışta da tablo, maalesef Sarı Lacivertli camianın arzu ettiği gibi değil.

Lig maratonundaki tabloya baktığımızda, kâğıt üzerinde her şey hâlâ mümkün görünüyor. Galatasaray’ın yalnızca üç puan önünde olması, matematiksel anlamda Fenerbahçe’nin umutlarını diri tutarken, Süper Lig'de uygulanan ikili averaj sistemi, Fenerbahçe’nin işini bir hayli zora sokuyor. Çünkü, olası bir puan eşitliğinde dahi, ipi Galatasaray önde göğüsleyecek. Yani şampiyonluk sadece Fenerbahçe’nin maçlarını kazanmasına değil, aynı zamanda Galatasaray’ın da puan kaybetmesine bağlı. Üstelik bu kayıpların, averaj dezavantajını da ortadan kaldıracak boyutta olması gerekiyor.

Bu durumun ortaya çıkmasında, Fenerbahçe’nin sezon boyunca sergilediği derbi performansı en belirleyici faktör oldu. Şampiyonluk yarışında olduğun Galatasaray’la oynanan iki maçtan sadece bir puan çıkarıldı. Beşiktaş karşısında ise ilk maç kaybedildi, ikinci karşılaşma ise henüz oynanmadı.

Netice itibariyle, üç derbide sadece bir puan alınabilmiş olması da, zirve yarışındaki en büyük eksilerden biri olarak karşımızda duruyor…

Şimdi gözler sezonun son sekiz haftasına çevrilmiş durumda. Elbette futbolda her şey mümkün…

Fikstüre baktığımızda, Galatasaray’ın da puan kaybedebileceği maçlar var. Bu çok net. Ancak, açık konuşmak gerekirse, Fenerbahçe’nin mevcut form ve arka plan görüntüsü, camiaya güçlü bir umut aşılamaktan oldukça uzak…

Bu noktada, sorulması gereken temel soru şu değil mi? Sezon başında konan, “Üç kulvarda da başarılı olma hedefi” için yapılan planlama, bu yükü taşıyacak nitelikte miydi? Eğer yanıt, “Evet” ise, neden arzulanan başarıya ulaşılamadı?

Zira futbol sadece sahada değil, sezon boyunca yapılan stratejik hamlelerle de kazanılıyor. Fenerbahçe maalesef bu yıl, kaybedilen derbilerle birlikte, gereksiz yapılan teknik ve taktik rotasyonlar, yönetilemeyen fikstür yoğunluğu ve psikolojik kırılmaların neden olduğu şoklarla da bu noktaya geldi.

Günün sonunda, konan ‘Üç kulvarda da başarı’ hedefi, bu sezon için sadece bir hayal olarak kaldı. Sanırım bu durumda Başkan Ali Koç ve yönetimine, o hayalin neden hayata geçemediğini sorgulamak ve “Hayaller ve hayatlar” gerçeğiyle yüzleşme faturası kaldı.

Hoşçakalın…