Galatasaray, Şampiyonlar Ligi A Grubu'nda kader maçına çıktı Kopenhag ile, eğer kazansaydı Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam edecek ve kasasını da iyice dolduracaktı.

Grubun en zor maçıydı bana göre Kopenhag deplasmanı, kimler kimler galibiyetle çıkamamış Parken'den; Manchester City'ler, Juventus'lar, Barcelona'lar... Son 19 maçta sadece Real Madrid, Bayern Münih ve Chelsea'ye kaybetmişler Şampiyonlar Ligi grupları ile son 16 turunda. Bundan neden mi üstüne bastıra bastıra bahsediyorum; "Kopenhag'ı da evinde yenemiyorsanız bırakın zaten Avrupa'yı" vs naraları atılıyor ya, evinde Kopenhag'ı yenmenin zorluğunu anlatıyorum. E tabii bir de üstüne Manchester'ın kazanması dışında iki ihtimalde de gruptan çıkacaklarını bildikleri için çektiler otobüsü kalenin önüne. 1-0 kaybedildi maç, ne yaptıysa olmadı Galatasaray diyeceğim ama 48 orta denenmiş, tam 48 orta! Kısacası bu demek oluyor ki çözüm üretememiş takım, bam güm ortalamış. Galibiyetleri sonrası Galatasaray'ı öve öve bitiremeyen 'reelscılar' maçtan sonra tek hedef Okan hocayı göstermiş, peki tek suçlu Okan hoca mı bir bakalım... Yıllık neredeyse 6 milyon euro alan ama büyük maçlarda sanki sahte klonu transfer edilmiş gibi performans gösteren Zaha'nın, iğneyle oynama ısrarı nedeniyle kaç maç takımı eksik bırakan Icardi'nin, geçtiğimiz maç döktürüp Kopenhag karşısında dökülen Tete'nin, Leipzig performansının yakınından bile geçemeyen Angelino'nun, ilk Kopenhag maçında 2 kritik hatayla maçı veren ve Şampiyonlar Ligi'nde en düşük kurtarış ortalamasına sahip Fernando Muslera'nın, 4 ayda hala hazır hale gelememiş ve en ihtiyaç duyulan maçta oyuna alınamayacak formda olan Ndombele'nin hiç mi suçu yok? Tete konusunda hocaya eleştiriler var ancak Ziyech'in antrenman kaçırdığı için yedek başlaması en makulüydü bence de, ama daha erken girebilirdi oyuna. Yıldız egosu yönetimi konusu kesinlikle konuşmamız gereken konulardan biriydi mesela; Icardi'nin formsuzken bile yedek kalmaması en başında geliyor bu konunun. Okan hocanın da bir nevi eli kolu bağlı; yıllık totalde 16 milyon euro alan Icardi ve Zaha'yı nasıl çıkarsın 45'te? Olması gereken de buydu tabii ancak takım içi dengeler önemli bir husus. Oyuncu değişikliklerinde geç kaldı Okan hoca, golden sonra hamleler geldi bazı maçlardaki gibi. Ve Icardi ile Zaha daha demin bahsettiğim 'yıldız egosu yönetimi ve takım içi dengeler'den ötürü erkenden alınamayınca oyundan Mertens'i 8 numaraya aldı Okan hoca. Bakambu'nun da normalde Icardi'yle değişmesi gerekiyordu bana göre, çift forvete geçilmesi yine daha deminki bağlılıklarla bağdaştırılabilir. Takım final maçında hiç de final gibi hareket etmedi, isteksizdi ve artık Avrupa Ligi'nde devam edecek yoluna. Galatasaray, kağıt üstüne baktığınızda Avrupa Ligi'nde final oynayabilecek bir kadroya sahip ancak sahaya yansıyan farklı. Görüldüğü üzere Şampiyonlar Ligi'nde, kağıt üstü hesaplar çarşıya uymadı... Bu saatten sonra geçmişi konuşmanın bir manası yok, Galatasaray'da şimdi hedefe odaklanılacak, takım içi dengeler konusunda bir takım hamleler yapılacak, üstüne de güzel bir transfer süreciyle 2. UEFA Kupası'na emin adımlarla koşulacak. Temsilcimize yeni yolunda başarılar dileyelim...