Yedi koca yıl… İçinde nice umutlar, nice hayal kırıklıkları barındıran yedi sezon. Fenerbahçe tarihinin en görkemli başkanlıklarından birini yaşayan Ali Koç ve yönetiminin karnesi, ne yazık ki, futbol tarihimize ‘hayal kırıklığı’ başlığıyla not edilecek bir tabloyu işaret ediyor. Taraftarın sabrı tükendi. Tribünlerde yankılanan “İstifa” çığlıkları, sadece bir sonucun değil, artık bir sürecin doğal uzantısı. Ve bu kez Fenerbahçe camiası, geri dönüşü olmayan bir eşikte…

Oysa Ali Koç’un başkanlık koltuğuna oturduğu gün, Sarı Lacivertli camia umutla doluydu. Temiz bir sayfa, yeni bir vizyon ve büyük hedeflerdi Koç ve yönetiminin mottosu… Ama yıllar ilerledikçe o temiz sayfa, alınan yanlış kararlarla, beklentilerden uzak transferler ve dolayısıyla oluşan başarısızlıklarla giderek kararmaya başladı.
Çünkü, Fenerbahçe, Ali Koç başkanlığında geçen 7 yılda 3 kez ikincilik, 2 kez üçüncülük, 1 altıncılık ve bir de yedincilikle yetinme durumunda kaldı.
Ezeli rakibi Galatasaray şampiyonluğunu ilan edip, armasına taktığı beşinci yıldızın, coşkusunu yaşarken, Sarı Lacivertli taraftarın ise içi yanıyor. Her maç sonunda gözlerde biriken yaş, artık öfke patlamasına dönüştü. O öfke, Kadıköy’den yükselen “Yeter artık! İstifa” nidalarıyla gökyüzüne taştı.
Ama ne yazık ki, Ali Koç bu tepkilere adeta kulaklarını tıkamış durumda. görev süresinin en çok eleştirildiği şu günlerinde, istifa edip camiaya nefes aldırmak yerine önce, “Bir sezon daha” diyor. Daha sonra toplanan imzaların çığ gibi büyüdüğünü görüp, apar topar FB TV’ye çıkıp, “İmza toplamak kulüp geleneğimize uygun değil. Ancak, demokratik bir haktır. Anlayışla karşılıyorum. Eylül ayında olağanüstü genel kurula gidelim” diyor.
Sayın Koç, Eylül’de yapılacak bir genel kurul, Fenerbahçe için bir çözüm değil, bir yılın daha heba edilmesinden başka bir şey değildir ve bir yılı daha harcamak, camiaya yapılabilecek en büyük haksızlık ve de hadsizliktir.
Kulübü olağanüstü genel kurula götürmek için toplanan bu çok değerli imzalar, sadece bir yönetimi değil; bir zihniyeti sorgulamaktır ve bu ses, sadece kongre üyelerinin değil, milyonlarca Fenerbahçelinin ortak vicdanıdır.
Ali Koç’un da artık çok güçlü bir dip dalgası olarak açığa çıkan bu sese kulak verip, bir sezonu daha heba etmek yerine, “Olmadı, yapamadım” diyerek, ceketini alıp gitmesi ve Fenerbahçe’nin önünü açması gerekir.
Çünkü korkunun ecele faydası olmaz başkan…
Hoşçakalın…