Mustafa Kemal Atatürk, 15 Mayıs 1925'te Türk Tayyare Cemiyeti'nin açılış konuşmasında: “İstikbal göklerdedir. Çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olamazlar.” demiştir. İşte Türk devleti geçmişindeki havacı bilim adamlarının çalışmaları ve Mustafa Kemal’in bu sözü sonucu havacılık çalışmalarını hızlandırdı.
Nihayet takvimler 20 Mayıs 1933’ü gösterdiğinde Devlet Hava Yolları İşletmesi adıyla gökyüzüyle buluştu. Türkiye’nin ilk havacılarından Fesa Evrensev ilk Genel Müdür oldu. 2187 sayılı kanunla Milli Sa­vunma Bakanlığı'na bağlı olarak "Hava Yolları Devlet İşletme Dairesi" olarak ku­rulmuştur. Bu kuruluş, başlangıçta 28 kişilik bir personel kadrosu ve 5 uçak ile fa­aliyette bulunmuş ve askeri hava alanlarından istifade ederek yolcu ve yük taşı­mıştır.
1933 yılında sivil hava taşımacılığı yapan iki tane Alman Junkers tipi uçak, iki tane de ABDden alınan King-Bird tipi hava nakliyesi uça­ğı katılarak 4 uçaklı iki sivil havayolunun temeli atılmış oluyordu. İstanbul'dan Ankara'ya götürülmek üzere yola çıkarılan bu uçaklar 1 saat 10 dakikalık uçuş­tan sonra Eskişehir'e, oradan da Ankara'ya ulaşılır. İniş yeri Gazi Terbiye Enstitüsü'nün önüdür. Türkiye'nin ilk ticari hava limanı An­kara'da bugünkü çimento fabrikasının karşısında bulunan ve Güvercinlik adı ile anılan alanda hizmete girer. Liman'da terminal olarak kullanılan çadırlardan baş­ka bir tesis yoktur.
Ülkemizin ilk yurtdışı uçuşunu 1947’de İstanbul’dan Atina’ya Türk bayrağını taşımanın heyecanıyla gerçekleştirdi. 1951’de 33 uçaktan oluşan filo Lefkoşa, Beyrut ve Kahire gibi yeni noktalara uçmaya başladı. Sıra dışı başarıların altında imzası yer alan “Türk Hava Yolları” adı, 1955’te ortaya çıktı ve ismi Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın üyeleri arasında yerini aldı.
1953 yılında, İstanbul Yeşilköy Havalimanı tamamlandı ve uluslararası hava trafiğine açıldı. 1985 yılında Atatürk Havalimanı ismini alan bu yer, küresel bir buluşma noktası oldu ve uzun yıllar binlerce değerli anılara şahit oldu. 1958 yılında 5 adet Viscount 794 uçağı filoya katıldı.
THY 1959 yılında Mesut Manioğlu’nun yaban kazından ilham alarak çizdiği logosu gururla taşımaya başladı. 9.000 metreye ulaşan irtifada kıtalararası uçuş yapabilmesiyle bilinen yaban kazı figürü, THY öyküsünü taçlandırdı. 1961’de kaptan pilotlar Zihni Barın ve Nurettin Gürün, Türk Hava Yolları tarihinde bir ilke daha imza attılar. 30 saatlik uçuşla Atlas Okyanusu’nu aşan pilotlarımız, iki F-27 uçağını ABD’den İstanbul'a getirdi. 1973’te Avrupa’nın ilk McDonnell Douglas DC-10 uçağı filoya katıldı ve 40 yıl önce 24 personel ile başlayan yolculuk 4.437 kişilik bir aileyle devam etti.
Her zaman dünyanın daha büyük olduğuna inanarak ve seksenli yıllarda başarı öyküsünü sınırların çok ötesine taşıdı. Avrupa, Ortadoğu ve Uzakdoğu uçuşlarından sonra Amerika’ya da uçmaya başladı ve artık 6 kıtada 5 binden fazla çalışanla hizmet veren dünyaca ünlü bir markası oldu. İngilizce, Almanca, Japonca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Korece, Çince ve Rusça gibi çeşitli dil seçenekleriyle yolculara kendi anadillerinde hizmet vermeye başladı.2008’de dünyanın en büyük havayolu ittifakı Star Alliance’ın üyesi olarak seçkin havayolu markaları arasında yerini aldı.
Yıllar geçtikçe büyüyen tutku dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu olmasını sağladı. Bugün 477 adet uçağa sahip genç filo, yeni evi İstanbul Havalimanı’ndan 130’un üzerinde ülkeye uçuyor. Türk bayrağını dünyanın dört bir yanına gururla taşıyor, yolculara daha büyük bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Sonuç: Benim Marmara Üniversitesi İktisadi Fakültesi İktisat Tarihi Bölümümde Yüksek Lisans tezimin konusu da olan THY’nin 92. Kuruluş yılı kutlu olsun.