Yaşam Gazetesi köşe yazarlarından Mustafa Çifci'nin "ŞAİRİ ŞİİRİ YAPAN AŞK MIDIR" makalesine bir çok şairin dizelerinden ilham aldığı kişilerden biri de şair yazar gazeteci Nihat İlikcioğlu

Şair Nihat İlikcioğlu'nun yazmış olduğu "TERK EDİLMENİN NE OLDUĞUNU BİLİR MİSİN SEN" adlı şiirinden bir alıntı ile Mustafa Çifci köşe yazısında şairi, şiiri ve aşkı makalesinde şöyle tarif etmiştir

- Çok değerli dostum, çok iyi bir şair olan Sayın Nihat İlikcioğlu’na ait muhteşem şiirinden bir alıntı. Yalnızlığın insanın içini dağlayan, yakan, ellerini kıran acılı yanını o kadar güzel yazmış ki, yüreğine sağlık Hocam...


Terk edilmenin ne olduğunu bilir misin sen
Ne kadar zor
Ve ne kadar acıdır
Yaşattılar mı sana çekilmezliğini
Ya da hiç anlattılar mı çaresizliğini
Yıldızlar kadar uzaktır sevdiğin sana
Ve artık bir yabancıdır
Ne yanına gidebilirsin
Ne sevdiğini söyleyebilirsin
Ne de sevgilim diyebilirsin
Bir ihtimal, bir umut kalmamıştır
Ve bir ölüm gibi
Kavuşmak yoktur sonsuza kadar
Sevilmez değil; sevilirsin
Ama artık sen sevemezsin
Hep bir korku olur içinde
Ya terk edilirsem
Her seni seveni ret edersin.

devamı 
https://www.facebook.com/share/p/195uNMFgMV/ linkine tıklayarak kahvelerinizi yudumlayarak okuyabilirsiniz

TERK EDİLMENİN NE OLDUĞUNU BİLİR MİSİN SEN ?

Terk edilmenin ne olduğunu bilir misin sen
Ne kadar zor
Ve ne kadar acıdır
Yaşattılar mı sana çekilmezliğini
Ya da hiç anlattılar mı çaresizliğini
Yıldızlar kadar uzaktır sevdiğin sana
Ve artık bir yabancıdır
Ne yanına gidebilirsin
Ne sevdiğini söyleyebilirsin
Ne de sevgilim diyebilirsin
Bir ihtimal, bir umut kalmamıştır
Ve bir ölüm gibi
Kavuşmak yoktur sonsuza kadar

Her şeyde ve her yerde hatırası vardır
Dokunamazsın
Bir ateş gibi yakar
İçin için erirsin bir mum misali
Bir harabeden farkın olmaz
Ve ona ait söylenen sözler yıkar seni
Sorarlar sevdiğin nerede 
Boynun bükülür
Olduğun yere yığılırsın
Kalkamazsın
Kaldıramazlar seni
Bir ölüden farkın olmaz

Terk edilmenin ne olduğunu bilir misin sen
Hayali canlanır gözünde
Sanki sana bakar
Gül yüzünü görürsün
Kulağına sesi gelir
Yanında zannedersin
Birden irkilirsin
Elini uzatırsın elini tutamazsın
Bomboş odada kendi kendine konuşursun
Öpeyim, sarılayım dersin
O seni öpmez
O sana sarılmaz
Kahrolursun

Bir hançer gibi saplanır bağrına yokluğu
O an ölmek istersin
Onu öldürmek geçer aklından
Sevdiğim dersin
Kıyamazsın
Vazgeçersin

Huzursuz geçer günlerin
Canın yemek bile istemez
Uykusuz geçer gecelerin
Yüzün gülmek istemez

Sana söylediği sözler kulağından çıkmaz
Yağmurlar gibi yaşlar dökersin
Tıpkı oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi ağlarsın
Söylenirsin
Tıpkı sarhoşun zoruna giden şeyleri söylediği gibi

Bir benzeri çıkar karşına
O zannedersin
Ve bir kez daha yıkılırsın
Ellerin, ayakların titrer
Köşe bucak kaçarsın

Artık aynada bile kendini tanıyamazsın
Kar yağmış olur saçlarına
Kırışıklar dolar göz halkalarına
Ahın gitmiş, vahın kalmış olur
Korkarsın bu ben miyim diye

Sevilmez değil; sevilirsin
Ama artık sen sevemezsin
Hep bir korku olur içinde
Ya terk edilirsem
Her seni seveni ret edersin...

Nihat İlikcioğlu 

Sayın, Mustafa Çifci'ye teşekkür ederim.