Yoksulluk kargaşanın ve suçların anasıdır. Siz hiç açlık, sıkıntı nedir bilir misiniz? Gerçekten de bir ekmek alamayacak , çocuğuna bir bardak süt içiremeyecek kadar yokluk içinde olmak ve bu durumda ne yapacağını nereye gideceğini bilmemek nasıl bir duygudur? Yıllardır ülkemizin üzerinden gitmeyen bir kara bulut gibi üzerimize çöken yoksulluk. Yoksulluk öyle bir şey ki, dini, edebi, hayayı, namusu tehlikeye atan, sınırları zorlayan sosyal ve ekonomik gerçektir.

Her ne kadar büyüklerimiz yoksulluğu rızık meselesi diye ört bas etse de, yoksulluğu ben birden fazla nedene bağlıyorum. Bunlardan en önemlisi yapılan adaletsizliktir. Alınan verginin çok kazanandan az, az kazanandan çok alınması. İsrafın çok olması. Özellikle temel ihtiyaçlarımızda, mesela ülkemizde günde bir milyondan fazla ekmek çöpe atılıyormuş. Günleri açlıkla geçen yüzlerce yoksul insanın üzerine basa, basa üstelik. Paylaşımsızdık, ülkede yapılan gereksiz harcamalar vs.

Bunun gibi onlarca neden saya bilirim.

Neyse gelelim asıl meseleye!

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde 2023 asgari ücret açıklandı.

Belirlenen rakam 8 bin 506 lira.

Müjdelendi halk.

Hayırlı olsunlar havalarda uçuştu. 

Âmin, Amin'de hayır bunun neresinde?

İnsanlar açlığa mahkûm ettirilmiş.

Çay simit hesabı yapın.

Kira, elektrik, su, doğalgaz, hesabı yapın.

Market hesabı da eklensin.

Çıkılmadı değil mi işin içinden.

Ne yaparsanız yapın,

Neresinden bakarsanız bakın.

Hesap tutmaz.

Asgari ücret ile geçim olmaz.

Günlerdir fena halde taktım kafaya bu konuyu.

Bazen basından duyarız, açlık sınırı, yoksulluk sınırı gibi ifadeler. Neye göre, ne şekilde belirleniyor bu rakam bilmiyorum ama çok iyi bildiğim bir şey var ki, o da bu arkadaşların çıkarttığı sonucun eksik veya yanlış olduğudur.

Açlık sınırı dört kişilik bir ailenin yeterli ve dengeli beslenmesi için gerekli asgari gıda tutarı, yoksulluk sınır ise gıda ile birlikte elektrik, su gibi giderlerin dahil olduğu asgari yaşam standartları. Peki bu ücretle geçinmek ne kadar mümkün?

Kenara çekelim uzmanları şimdi ve Halkı'n kendi yaptığı hesaba bakalım.

Ülkemizde asgari ücret karşılığı çalışan, daha doğrusu çalışmak zorunda olan sayısız insan var ve onların geçinmek konusunda ne kadar sıkıntı çektiğini hepimiz az çok biliyoruz. Fazla söze gerek yok.

İşte hesap, işte arşın.

Düşünsenize, her ay elinize 8 bin 506 lira geçiyor. Bu parayla kiranızı mı ödersiniz, faturalarınızı mı, mutfak masrafınızı mı karşılarsınız? Gelin şöyle üstünkörü bir hesap yapalım.

Asgari ücret ne kadardı? Yuvarlak hesap 8 bin 506 lira. Bu rakamla ev geçindirmek imkânsız. Hadi diyelim hanım da çalışıyor ve o da asgari ücret alıyor.. Maaşın birini kira, elektrik, su, doğalgaz, telefon giderlerine ayıralım. Bu arada verdiğim bu rakam büyük şehirler için geçerli değil. Çünkü büyük şehirlerde en uygun kira bedeli 8 binden başlıyor.

Neyse. Devam edelim. Ne kalmıştı elimizde?  8 bin 506 liira temiz para kaldı.

Bir gün kuru fasulye-pilav yense, bir diğer gün menemen. Bal, pekmez, tahin yenmese de olur. Yoğurt, sucuk, süt gibi temel besinlerin zaruri olduğu anlatılsa da çocuklara, reklamlar çeliyor çocukların aklını. Yetmez ama 4 bin TL yi yeme içmeye ayırdık. Ne kaldı elimizde? 4 bin 506 TL. Çocukların okul masrafı, yol yemek paraları, ekstra çıkan masraflar vs.

İsyanım kabardığı için daha fazla hesap yapamayacağım. Sonuç mu? İnsanlar açlıktan, sefaletten kırılıyor.

Eee o zaman biz ölelim diyeceksinizdir.

Aman ha, aklınızın ucundan bile geçirmeyin derim. Günümüzde yaşamak ne kadar pahalıysa, ölmek 'de bir o kadar pahalı.

Son nefesi vermek ile mezara gömülmek arasında geçen 1-2 günlük sürede bi dünya masraf çıkıyor.  

Mezar yeri parası,

Hoca parası,

Hani yıllardır büyüklerimizin bir kenara attığı şu meşhur kefen parası,

7 gün yemeği parası,

Tabii her yörede bu tür adetler farklı olabiliyor.

Mesela Siirt'te 3 Cuma yapılır. Nedir 3 Cuma?

Arka arkaya üç cuma günü ölenin yakınları toplu halde ölen kişinin Mezarlığına giderler.

Ve orada dualar okurlar. Ayrıca her aile kendi bütçesine göre yiyecek dağıtır.

Bunlar ölenlerin yakınlarına bıraktıkları masraf.  Bu masraflar çoğalmaya devam ediyor. Geri de kalanların da sıkıntısı artıyor.

Bu kadar can sıkıcı bir yazıyı neden kaleme aldığımı merak ediyorsunuz biliyorum.

Laf aramızda ben de çok büyük bir hevesle yazımı yazdım diyemem. Hatta gecenin kör saatin' de hem düşünüp hem de yazarken içimi hafiften bir korku bile sardı. Her an arkamdan bir el omuzuma dokunacak hissi beni hop oturtup, hop kaldırıyor.

Neyse konumuza dönelim.

Geçtiğimiz günlerde gazetede "İBB tarafından hazırlanan 2023 fiyat tarifelerinde mezar ve cenaze hizmetlerine de zam yapıldı" başlığını görünce merak ettim mezar fiyatları ne kadardır diye. Fiyatları görünce keşke İstanbul'da değil de, kendi memleketim olan Siirt'e yaşıyor olsaydım dedim. İstanbul'da yaşamak zaten büyük bir külfet,  ölmek 'de yaşamaya eş değer de külfet neredeyse.

Haberi okumayanlar için İstanbul mezar ve cenaze hizmetlerini özetlemek istiyorum. Bu haberden sonra eminim hepiniz hayata daha bir sıkı sarılacaksınız.

Tahta tabut, cenaze tabut örtüsü, cenaze defin işlemleri ve İstanbul dışına nakil gibi hizmetler ücretsiz olmaya devam etse de mezarlık fiyatlarında artışa gidildi. 

Tabutlu defin 440 liradan, briket lahit 770 liradan 1200 liraya, yer bedeli hariç kabir nakli 2 bin 200 liradan 2 bin 420 liraya, tek katlı lahit mezar 1920 liradan 3 bin liraya, çift katlı lahit mezar 2 bin 420 liradan 4 bin liraya yükseltildi.

YÜZDE 10,1 ZAM YAPILDI

Mezarlık yeri bedelleri ise gruplara göre değişim gösterdi. 

Birinci grupta yer alan Karacaahmet, Nakkaştepe, Çengelköy 1.Kısım, Zincirlikuyu, Aşiyan, Nafibaba, Ulus ve Abide-i Hürriyet'te 6 bin 600 lira olan yer bedeli 7 bin 260 lira oldu.

Cenazenin yanındaki boş yer bedeli 20 bin 570 liradan 22 bin 630 liraya, boş mezar yeri bedeli ise 41 bin 140 liradan, 45 bin 260liraya yükseltildi. 

Emirgan, Edirnekapı Şehitlik, Merdivenköy, Küçükbakkalköy, Bülbülderesi, Feriköy, Sütlüce, Avcılar'ın içinde bulunduğu ikinci gruptaki mezarlıklarda 1200 lira olan yer bedeli 1320 liraya, cenazenin yanında boş yer bedeli 8 bin 250 liradan 9 bin 75 liraya, boş mezar yeri bedeli 16 bin 500 liradan 18 bin 150 liraya artırıldı. En ucuz mezar 2 bin 800 lira. 

Diğer vilayetlerdeki mezarlık fiyatlarını bilmiyorum ama İstanbul'un fiyatları bana gereksiz yüksek geldi. Anladığım kadarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi için mezar yerleri bir rant kapısı olmuş.

İnsaf yani. Dirisine acımadınız, ölüsüne acıyın bari.

Bir kişinin sığabileceği bir toprak parçasının fiyatı böyle astronomik olunca ev fiyatları bana çok makul geldi.   İstanbul'un taşı toprağı altın demekle mezar yerlerimi kastedilmiş acaba diye düşünmeden de edemiyor insan. Hem de kaç altın.

Velhasıl sevgili dostlar! Ne layığıyla yaşaya biliyoruz ne de rahat bir şekilde ölebiliyoruz.