Kıymetli okuyucularım bu haftaki yazımda sizlere, hukukumuzda “ıskat” olarak adlandırılan ve murisin belli hâllerde mirasçısını mirastan yoksun bıraktığı, mirasçılıktan çıkarma müessesesi hakkında bilgi vermeye çalışacağım. 

Mirasçılıktan çıkarma, miras bırakanın saklı pay sahibi bir mirasçısını saklı payı ile miras hakkından mahrum bıraktığı ölüme bağlı bir tasarruf türüdür. Bu işlemin kural olarak ölüme bağlı tasarrufla gerçekleşmesi şartı vardır. Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz. Türk Medeni Kanunumuzun (TMK) 510. maddesine göre; “Aşağıdaki durumlarda miras bırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:

1. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,

2. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.”

Kanun maddesinde sayılan sebepler gerçekleştiğinde mirasçı aleyhine “cezai ıskat” nedenleri doğmuş olur. Miras bırakan bu sebeplere bağlı olarak mirasçıyı mirasçılıktan çıkarabilir. Kanunda sayılmayan nedenlere dayanmayan veya sebebi belirtilmeden yapılacak mirastan çıkarma işlemi TMK 512/1 uyarınca geçersiz olacaktır. Öne sürülen sebebin gerçekleşmediğini veya belirtilen sebebin TMK 510. maddesinde sayılan sebepler ile örtüşmediği iddiasında olan mirasçının itirazı hâlinde sebebin varlığını ispat diğer mirasçılara veya miras bırakana düşecektir.

Kanun koyucu ıskat sebeplerini düzenlerken ceza hukuku anlamında işlenen fiilin niteliğine değil sonucuna önem vermiştir. Şayet miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç söz konusu ise somut olayı inceleyen hâkim, öncelikle fiilin ağır bir suç teşkil edip etmediğine bakacaktır. Aynı zamanda bu fiilin aile bağını koparacak nitelikte olup olmadığına bakıp ona göre karar verecektir.

Diğer taraftan eğer miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerin önemli ölçüde yerine getirilmemesi söz konusu ise; burada sadakat, bakım ve gözetim, yardım, vb. aile hukukundan kaynaklı yükümlülüklerin ihlal edilip edilmediğine bakılacaktır. Eğer ihlal önemli ölçüye ulaşmış yani aile bağlarını zedeler nitelik kazanmışsa ıskata sebep oluşturur nitelikte olduğu kabul edilecektir. Yine bu durumda da fiilen aile bağlarının kopmuş olması da aranır.

Miras bırakanın çıkarma işlemine karşı mirastan ıskat olunanlar, miras bırakanın ıskata ilişkin tasarrufta bulunurken ehliyetsiz olduğunu, ıskatın hata, hile, ikrah sonucu yapıldığını ispat ederse veya ıskatın yapıldığı vasiyetname şeklen geçersiz ise ıskat tasarrufu iptal edilir ve mirasçı ıskat edilmemiş gibi tüm miras hakkına kavuşur.

Ölüme bağlı tasarrufta ıskat sebebi somut olarak belirtilmiş olmalıdır. Aksi takdirde sebep gösterilmemiş sayılır. TMK 512. maddesindeki ıskata ilişkin özel düzenleme uyarınca mirastan ıskat edilen mirasçıya, ıskata ilişkin ölüme bağlı tasarrufa itiraz ederek onu kısmen veya tamamen etkisiz bırakma imkânı tanınmıştır.

Mirastan çıkarılanlar bu haklarını dava açmak yoluyla ileri sürerek çıkarmanın geçersizliğini ileri sürebileceklerdir. Bu dava, ıskat olunan dışındaki ıskattan yararlanan diğer kanuni mirasçılar aleyhine açılır. Iskata neden olan olaylara muris kendi kusurlarıyla sebep olmuşsa ıskatın şartları oluşmayabilir. Bütün bu durumların takdiri olayların cereyan ediş şekline göre, hâkime aittir.