Röportaj: Aslı M. Sarı

Bu hafta röportaj konuğum; Romanya’da Balkan Büyükler Atletizm Şampiyonasında altın madalya kazanan Milli Atletimiz Burcu Subatan. Bazı röportajlarda her tuşa vururken gururla vuruyorum. Duygulanıyorum, biraz hüzünleniyorum arkasına helal olsun başaran kadın kardeşime diyorum. Bu satırlar emeğin, mücadelenin, ataerkile biat etmemenin satırları. Örnek alın kadın kardeşlerim. Altını çizerek okuyun bazı cevapları. Özellikle de “ilham kaynağım annem oldu. “Çünkü babamın himayesinde ve çalışmıyordu onun kaderini yaşamak istemedim. Annem gibi bir erkeğin hükmü altında yaşamak istemedim.” olan kısmı çize çize hem kendiniz hem de evlatlarınıza okutun! 

“Aslı Hanım, Atletizme başlamam ile kendimi çıkılmaz bir yolun içinde buldum, içimde yanan milli sporcu olma aşkı ile toplumun baskı arasında sıkışıp kalmıştım. Sürekli ailemin ve toplum yarattığı baskıyı RED ediyordum.  Kendime sürekli bunu değiştirmen gerekiyor, vazgeçmesi gereken sen değilsin,  onlar diyordum! Başardım. Spora başlayınca bir kadın olarak söz sahibi oldum. Ben ilk spora başladığımda kekeme bir çocuktum bir türlü konuşamazdım. Toplulukta konuşmak istemezdim. Zamanla öz güven kazandıkça kekemeliğimde azaldı ve spor sayesinde beden eğitimi öğretmenliği okudum.  Ailemin maddi sıkıntıları vardı. Babam çalışmıyordu, annem ev hanımıydı. Bakkalda veresiyemiz oluyordu. Ailemden gizlice 2-3 lira bakkala borç yazdırıp, o parayla bilet alıp antrenmana gidiyordum. Bazen para bulamıyordum antrenmana yürüyerek gidip geliyordum.” ifadelerini kullanan, başarı, azim, mücadele kokan Milli Atlet Burcu Subatan röportajımız sizlerle.

Biraz kendinden bahsedebilir misin Burcu; Burcu Subatan kimdir? 

Burcuyu savaşçı küçük bir kız çocuğu olarak görüyorum. Etrafındaki umutsuz çocukların umudu olan yolunu açan kişi olarak bakıyorum. Hem kız çocukların hem erkek çocuklarının okutulmasındaki öncü kişi…

Burcu Subatan bir gününün nasıl geçtiğinden bahsetse bana neler anlatırdı?

Her gün sabah 6’da uyanırım kahvaltı dahi yapamadan stadyuma giderim, evim ve stadyum arası 1.5 saat. Sabah 08:00 deki antrenmana yetişmem gerekir. Saat 11:00 kadar antrenman yaparım sonrası eve gelirim. Eve geldiğim zaman saat 12.30 olur. Üzerimi değiştirip elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı yaparım ve direk uyumaya giderim tabi süre zarfında saat 14:00 bulur. En az 2 saat uyurum uyandım  gibi tekrar stadyum yolunu tutarım günün 2. Antrenmanı beni bekler çok yorgun değilsen zihinsel olarakta  yolculukta kitap okurum. 17:30 18:00 arası ikinci antrenmana  başlarım, akşam 20:00 antrenman biter ve evin yolunu tutarım. Eve geldiğimde zaten saat 21:30 bulur yemek yiyip bir film izlerim ya da çok yorgun isem uyurum vaktim varsa kendimi iyi hissediyorsam kendimi geliştirecek aktiviteler yaparım. İngilizce öğrenmek veya kitap okumak veya atletizm ile ilgili araştırmalar.

Romanya’da Balkan Büyükler Atletizm Şampiyonasında altın madalya kazandın. Başaran kadınların hastasıyım. Biraz bu serüveninden bahsedelim istiyorum. Peki, tüm bu hikâye nasıl başladı? Neden koşucu olmayı seçtiniz?

İÇİMDE YANAN MİLLİ SPORCU OLMA AŞKI İLE TOPLUMUN BASKI ARASINDA SIKIŞIP KALMIŞTIM

Ben çok atılgan bir çocuktum okulda hangi aktivite olursa mutlaka ben yer alırdım hepsinde olmak isterdim. Okulun futbol takımındaydım. Futbol Hocam, Tunay Türkan atletizme yönlendirmesi ile başladım. Başlamam ile kendimi çıkılmaz bir yolun içinde buldum, içimde yanan milli sporcu olma aşkı ile toplumun baskı arasında sıkışıp kalmıştım. Sürekli ailemin ve toplum yarattığı baskıyı RED ediyordum.  Kendime sürekli bunu değiştirmen gerekiyor, vazgeçmesi gereken sen değilsin,  onlar diyordum tabi bazen de kendimi problemli bir çocuk olarak görüyordum. Çünkü karşı çıktığım için asi olduğum söyleniyordu. Bunun büyük bir kısmını aştım aslında… Şu pencereden bakmasını öğrendim: Etrafımdaki herkes bastırılmış bir toplumda büyümüş etraflarında okuyan kimse yoktu spor yapan hiç yoktu onlara garip gelmesini artık normal karşılamaya başladım bir süre sonra oda onların dünyası diyorum kendime onlar beni değil ben onları değiştirdiğime inanıyorum. Balkan şampiyonası hazırlık dönemimiz çok zordu, pandemi vardı, sokağa çıkma yasağı vardı, kendi mahallemizde koşup gelirdim. Sahurda bahçede kütükleri alır sırtıma suaq yapardım. Kuvveti böyle tamamlamış olurdum.  Daha sonra sporculara arazide antrenman yapma izni çıktı. Bu şekilde hazırlıklarımız devam etti ama yarış yapılıp yapmayacak ise bizim için bir muamma idi ama vazgeçmedik çok çalıştık ve sonunda yarış yapıldı. 3000 m de şampiyon oldum aynı yarışta bir sonraki gün 1500 m de 3. Oldum. 

Atletizm nedir ve dalları nelerdir? Bir de sizden almak istiyorum tanımı?

Atletizm her spor dalının temelini oluşturur atmalar atlamalar ve koşular olmak üzere 3 ana temelden oluşturur. Atmalar: Çekiç atma. Cirit atma. Gülle atma ve Disk atmadan oluşur. 

Atlamalar: Uzun atlama. Üç adım atlama. Sırık atlama ve Yüksek atlamadan oluşur. 

Koşular ise Sprint koşular ve mesafe koşuları olarak ikiye ayrılır.

Sprint koşuları: 60 m 100 m  200m 400 m ve 4×100 4×400 bayrak yarışlarında oluşur.

Orta mesafe: 800 m 1500 m 3000m koşuları 

Uzun mesafe: 5000m 10000m koşuları

Engel koşuları: 110m engel 400 m engel 3000 m su engel 

Ayrıca kros ve dağ yarışları vardır. 

Maraton:  Yarı maraton (21 km) Tam maraton (42km) 

Branşlarından oluşur ayrıca Atletizm bireysel bir spor dalıdır. 

 Koşmak senin hayatında neleri değiştirdi?

BEN İLK SPORA BAŞLADIĞIMDA KEKEME BİR ÇOCUKTUM BİR TÜRLÜ KONUŞAMAZDIM

Bir kadın olarak söz sahibi oldum. Ben ilk spora başladığımda kekeme bir çocuktum bir türlü konuşamazdım. Toplulukta konuşmak istemezdim. Zamanla öz güven kazandıkça kekemeliğimde azaldı ve spor sayesinde beden eğitimi öğretmenliği okudum. Eğer koşmasaydım asla farklı şehirler göremezdim asla uçağa binemezdim bu sayede farklı ülkeler ve şehirler gördüm. 

Özellikle Türkiye'yi temsil ettiğin yarışlara katılmak çok ciddi bir sorumluluk getiriyor olmalı; omuzlarında bunun ağırlığını hissediyor musun?

Her milli takım yarışına çıkarken yüzüm de bir stres olur, rengim atar, kalbim hızlı hızlı çarpar. Bu bireysel başarısızlıktan çok şehitlerimizin yükü olur üzerimde. Osmanlı, Mustafa Kemal Atatürk, binlerce Şehit, Türkiye için, bu Bayrak için binlerce kan döküldü can verildi. Başarısız olursam onların hakkını nasıl öderim hep bunu düşünürüm onun stresi olur üzerimde ve tabi ki büyük bir sorumluluk omuzlarıma çöker.

Yarışlara hazırlanırken nasıl bir antrenman programınız oluyor? Yarışlara, müsabakalara nasıl hazırlanıyorsun? Nasıl odaklanıyorsunuz?

Çok önemli yarışlarımızdan 2 ay önce federasyonumuzun düzenlediği kamplara giriyorum. Orada sadece antrenmanlara yarışa odaklanıyoruz. Sabah akşam sürekli antrenman yapıyoruz beslenme ve uykumuz daha düzenli oluyor ve her antrenmanımda hayal ederim evet şuan yarışın son 100 m sindesin  Burcu buraya kadar geldin, şimdi şampiyonluğu kayıp mı edeceksin derim ve hızla finiş çizgisini geçerim. Türk bayrağı ile sahada tüm seyirci önünde koşarım ve işte istiklal marşı okunuyor, bu duygu önce zihnimde yaşarım sonra yarışa dökmeye çalışırım.

Atletizme yeterince değer veriliyor mu ülkemizde?

AMELİYAT MASRAFLARIMI KULÜBÜM FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ KARŞILADI

Asla verildiğini düşünmüyorum! Bir kere halk çok ilgisiz böyle olunca meydanında pek ilgisini çekmiyor. Sporculara destek olmadığı için birçok yetenekli sporcu gelecek kaygısı yüzünden sporu bırakmak zorunda kalıyor. Bu yüzden çok daha fazla kulübün ve sponsorun desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bunu genel anlamda etrafımda maddi sorunlar yaşayan arkadaşlarımı gördüğüm için söylüyorum. Kendim için söyleyecek olursam bu sene büyük bir sakatlık yaşadım iki bileğimden ameliyat oldum. Ameliyat masraflarımı kulübüm Fenerbahçe spor kulübü karşıladı Fenerbahçe olmasaydı asla kendi imkanlarım ile ameliyat olamazdım. Bu süreçte federasyonumda yanımda oldu fakat sponsorluğumu yapan markalar sponsorluğu bitirdi. Hem de ben yürüyemezken zaten psikolojik olarak bitmişken bu seferde maddi olarak bir çöküntü yaşadım ve henüz sponsor bulamadım maddi imkânsızlıklar çok zorluyor buda bizleri zaman zaman sporu bırakma düşüncesi itiyor. Daha çok iş insanlarının ve markaların desteklerini bekliyoruz.

Sana ilham veren değerler, objeler, yaşam felsefeleri hangileridir? Bu güzel yolculukta örnek aldığınız kişiler kimlerdir?

Aslında ilk ilham kaynağım annem oldu. Annem gibi bir erkeğin hükmü altında yaşamak istemedim. Ben ne istiyorsam onu yapmalıydım öyle yaşamalıydım annemin yaşadığı hiçbir şeyi yaşamamalıydım ve ilerde eğer anne olacaksam çocuklarımın da benim yaşadığımı yaşamaması için okumalıydım  o yüzden ilk ilham kaynağım annem oldu. Spor da ise antrenörüm Bahar Doğan. Kendisi 2 kez maraton branşında olimpiyata katılan birçok uluslararası  başarısı olan bir sporcu. Şuanda ise antrenör bütün sporcularını  kendi öz evladı gibi koruyup sahip çıkar.

Aile desteği ne kadar önemli bu yolculukta?

Bence her yolculukta aile desteği çok önemli işiniz ne olursa olsun aileniz destekliyorsa sizi daha sağlam adımlar atarsınız daha az yanlış yollara saparsınız ailelerimizden de ricam ne olursa olsun çocuklarını hiç bir yolda yalnız bırakmasınlar.

En büyük hayalin? Geleceğe dair hedeflerin neler?

Her sporcu gibi olimpiyata katılmak sonrasında maddi imkânım olursa ilerde kız kardeşim için bir iş kurmak istiyorum onun geleceğini garanti altına almak istiyorum. 

“Ailemin maddi sıkıntıları vardı. Babam çalışmıyordu, annem ev hanımıydı. Bakkalda veresiyemiz oluyordu. Ailemden gizlice 2-3 lira bakkala borç yazdırıp, o parayla bilet alıp antrenmana gidiyordum. Bazen para bulamıyordum antrenmana yürüyerek gidip geliyordum” diye bir kesit okudum seninle ilgili gözlerim doldu. İnsan yeter ki istesin dedim. Yürekten tebrik ettim. Bir kadın olarak gurur duyuyorum seninle. Senin kadar başarılı olmak isteyen kadın kardeşlerimize verebileceğin tavsiyeler neler?

Elbette sorunlar olacaktır er ya da geç her insanın önüne engeller çıkar ama sabırlı olmalıyız hayallerimizden vazgeçmemeliyiz, çok çalışmalıyız, içimizdeki inandığımız doğrular ile devam etmeliyiz.