RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA



Öncelikle sizi tanımak isteriz? Esme Kati kimdir?



İlk, orta ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım. Liseyi bitirdiğim yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandım; fakat özel nedenlerden dolayı devam edemedim. Uzun yıllar devam eden çalışma hayatımdan sonra üniversite öğrencilerini de kapsayan af yasasıyla 2011 yılında okuluma devam hakkı kazandım ve 2015 yılında mezun oldum. Halen İstanbul’da yaşıyorum.



Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?



Çocukluğumda evimiz çok kalabalık olurdu: Ablamlar, öğrenci arkadaşlar, kuzenler… Akşamları şiir okuma saatleri vardı, şiirlerden şans tutarlardı. Annemle babamın tarzı farklı olsa da onlardan da masallar, kıssalar dinlerdik. Ben de ilkokulda, bayramlarda şiir okumayı çok seviyordum. Her bayram, bana şiir bulup ezberletmeleri için ablamları taciz ederdim. Ortaokul son sınıfta her gencin yaptığı gibi ben de şiir yazmaya başladım; ama bunların çoğu kayda değer şeyler değildi. Sonrasında da öykü, günlük ve şiir türlerinde yazmaya devam ettim.



Bunları farklı yerlerde yazıp belli bir dosyada tutmadığım için önemli bir bölümü kayboldu. Okul bitip de “Hergelenin Sırrı” adlı romanımı yazmaya kara verdiğim zaman Ablam, onda kalan birkaç şiirimi gönderdi. Elimdekilerle birlikte bir dosya haline getirip, kaybolma ihtimaline karşı bir nüshasını da ona göndermemi istedi. Böylelikle romandan sonra “Ney” adlı şiir kitabımı da çıkarmış oldum.





Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar ve şairler var mı?



Benim için her şey esin kaynağı. Bazen bir çiçek, kuş, insan, dinlediğim ya da şahit olduğum bir olay, birinden duyduğum bir söz, acı, keder… Kısaca hayata, insana ve doğaya dair ne varsa… Hatta sizinle yapmış olduğum bu röportaj bile, bir öykümün içinde kendine yer bulabilir. Herkeste olduğu gibi benim de eserlerini okurken büyük zevk duyduğum, üslubuna hayran olduğum şairler, yazarlar var tabii. Ben, onların bu kendilerine has oluşlarını örnek alıyorum.



Şubat ayında okurlarla buluşan “Yalnız Öldüler” adlı kitabınızı anlatır mısınız?



“Yalnız Öldüler” içinde birbirinden güzel, kadınların başrolde olduğu altı öyküden oluşan bir kitap. Sevgi, merhamet, iyilik duygularını harekete geçiren, bazen kızıp öfkeleneceğimiz, bazen de üzülüp kederleneceğimiz; kimilerini kendi hayatından bir şeyler bularak düşündürecek, kimilerinin de yaptıklarını ve yaşattıklarını sorgulatacak; ama her şeyden önemlisi, hayal gücünü tetikleyip her okurun aynı sona farklı yollardan ulaşacağı, heyecan dolu bir kitap.



“Yalnız Öldüler” kitabının okurlara vermek istediği mesaj nedir?



Bunun cevabını kitabımdan alıntı yaparak vereyim:





KİTABA DAİR 



 “Ölüm var mıdır?” diye kime sorsak herkes “Evet…” diyerek varlığını kabul eder; ama yaşarken de ölüm kendisi için hiç gelmeyecekmiş gibi yaşar. Yine insanların önemli bir kesimi, ölümden sonraki yaşama inandığını söylediği halde yaptıklarıyla aksini düşündüğünü kanıtlar. Oysa kimilerine göre ölüm vuslattır, acıların bitişi, huzurun başlangıcıdır; yeniden doğuş, diriliştir. Şairin de dediği gibi; “Giden için üzülüp ağlarız. Oysa kendimiz için kaygılanırız.” Bazen ölüme yaklaştığımız, bazen yalnız kalışımız, çoğunlukla da özleyerek acı çekeceğimiz için üzülüp ağlarız. 



Bir de ölümle ilgili tavsiyelerde bulunanlar var, hiç yaşamadığı şey hakkında fikir sahibi olanlar… Bekârlara; “Evlen, çoluğun çocuğun olsun ki ölünce yanında olsunlar.” diye nasıl yalnız ölünmeyeceğini bilenler. Hepsi; ölüm korkusundan söylenmiş, gerçekle ilgisi olmayan sözler. Bu yüzden değil midir; meleklerden bir tek Azrail karanlık ve korkutucu çizilir. Ben “dünyanın iyiler için bir cehennem” olduğunu düşünenlerdenim. Onun için bana göre Azrail de aydınlık ve güzeldir. Nerede ve kiminle olursak olalım, ölüm gerçeğiyle yalnız yüzleşeceğiz. Biz neysek aynadaki aksimiz de odur. İçimizdeki karanlık, aydınlık olarak yansımaz aynaya.



Ekim ayında okurlarla buluşan “Ben Sana İyi Gelirim” adlı kitabınızdan bahseder misiniz?



Bu kitap, benim “Ney” adlı şiir kitabımdan sonraki ikinci şiir kitabım. Ney’de daha çok ölüm, yaşam ve ilahi aşka dair şiirlerim vardı. Ben Sana İyi Gelirim’de ise mana âleminden sıyrılıp maddi dünyadaki aşka daha çok yer verdim. Aşkı, acısını, coşkusunu kadın tarafından anlattım. İçimden, yüreğimden geldiği gibi yazdım.



“Ben Sana İyi Gelirim” ismi nereden geliyor?



Yine kitabımdan bir alıntı ile yanıtlıyorum soruyu: “Aşk üzerine yazılmış ne çok şey var… Duyguların ifade şekli farklı; ama hissettirdiği şey aynı.”



Herkes, sevgisini farklı cümlelerle ifade eder, sevdiğine farklı sözcüklerle hitap eder; kimi “Seni seviyorum.” der, kimi “Senin için ölürüm.” Kimi “Sen benim her şeyimsin.” der, kimi “Benim gibi seveni bulamazsın.” der. Kimi “Aşkım” der, kimi “Sevgilim”, kimi “Ömrüm”, kimi “Canım”, kimi de “Sevdiceğim” der. Ben de bir şiirimde “Adamım!” diye seslenip “Ben Sana İyi Gelirim.” dedim; bu da benim aşkımı dile getirişim.



Sizce “Ben Sana İyi Gelirim” beklenen başarıya ulaşacak mı?



Bütün kitaplarım için başarı diliyorum; fakat bunun kısa vadede gerçekleşmeyeceğinin de farkındayım. Toplum olarak çok okumadığımızı istatistikler söylüyor zaten. Bir de her hafta çıkan yeni kitaplar ile yazar ve şair sayısı hızla artıyor. Hepimizin kalıcı olması mümkün değil. Bunu belirleyecek olan kalite, zaman içinde belli olacaktır. İnsanların tanınmamış şair ve yazarlara olan tereddütlerini de anlıyorum. Bunun için zamana bırakıp üretmeye devam edeceğim.



Kitaplarınızı bir okur gözüyle nasıl değerlendirirsiniz?



Sık sık okumaktan keyif aldığım şiirlerim, yazarken bile kendimi kaptırdığım kitaplarımı çok seviyorum. Kimseye benzemeye çalışmadan, seviyeyi düşürmeden, edebi esere yakışır şekilde kaliteli bir şeyler ortaya çıkardığımı düşünüyorum. Benim için başarı; basım için yaptığım harcamanın her ne şekilde olursa olsun fazlasıyla bana dönmesi değil, hak ettiği değeri vererek yazdığım kitapları o değerle okuyacak insanların olması ve kitaplarımın hafızalarda iz bırakmasıdır.



Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?



Evet, şu anda devam eden çocuk öyküm ve başladığım 1-2 tür daha var.



Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?



Her yeni kitap, bilgi denizlerine açılmış keşif gemisidir. Rotayı yazar kaptan belirlemiştir. Karşınıza ne çıkacağını bilmeden yol alırsınız, yanınızda hayalleriniz ve umutlarınız vardır. Döndüğünüzde, saklı bilgi ambarında payınıza düşen servetle yeni ufuklara yelken açmaktır dileğiniz. Okumaktan vazgeçmeyin ki servetinize servet katın.



“Bilmiyorsan oku dediler,



  Cehaletmiş ağır cezası;



  Almazsa aklın sus dediler,



  Sükûtmuş sarrafın ası.”



Sevgiyle… Hoşça kalın.



 

Editör: TE Bilisim