Gizem Cürdaneli kimdir? Müzik sektörüne nasıl giriş yaptı? Biraz tanıyalım.

1988 Ankara doğumluyum. Üniversite eğitimimi ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünde tamamladıktan sonra bir süre ürün tasarımcısı olarak Ankara’da çalıştım ve Eskişehir’e taşındım, hala profesyonel olarak mesleğime devam ediyorum. Müzikle tanışmamsa TRT Ankara Radyosu Çok Sesli Çocuk Korosunda başladı. Üniversite yıllarında bir süre RadyoODTÜ’de asistanlık yaptım ve 6-7 yıl kadar bir süre de ODTÜ Şan grubuyla beraber sergilediğimiz müzikal ve opera performanslarının içinde yer aldım. Lviv’de kısa süreli bir müzikal workshop’ına katıldım. Eskişehir’e taşındıktan sonra kendi şarkılarımı yayınlamaya vaktim ve cesaretim oldu. İlk bestem “Uzak”ı geçtiğimiz sene tüm dijital platformlardan yayınlamam sanırım sektöre giriş için en belirgin adımımdı. Bu sene içerisinde de Arin’i yayınladım ve Kanal D’de yayınlanan Benimle Söyle yarışmasına katılarak çeyrek finale kaldım.

 



Son çalışmanızdan bize bahseder misiniz? Şarkıya gelen tepkiler nasıl memnun musunuz?

Arin söz ve bestesi bana ait olan bir şarkı. Düzenlemesi ve kaydı müzisyen Cüneyt Çakal tarafından yapıldı. Şarkıdan önce tanışmadığım bir kelime olan “arin”e şarkıyı yazarken rastladım ve bir anda tüm şarkının merkezi oldu. Tınısı ve anlamıyla çok sevdiğim bir kelimeye dönüştü. Ateşten olmak ve sızlamak gibi anlamlara geliyormuş. Bu şarkıyla kendi çevremden çıkıp hem müzisyenlerin hem de farklı dinleyicilerin olduğu başka bir dış katmana da ulaştım ve gelen tepkiler olumlu oldu. Farklı tarzı ve sözleriyle insanların dikkatini çekmesi, şarkı söylerken ki hissimin başkaları tarafından da fark edilmesi benim amacımın bir parçasıydı.

 

Son zamanlarda bazı sanatçılar “albüm çıkarmak mı asla” diyor, bunu neye bağlıyorsunuz? Müzik sektörümüzün içinde bulunduğu durum hakkında neler düşünüyorsunuz?

Hızlı üretip daha da hızlı tüketiyor olmamızın bir sonucu olarak bazı sanatçılar bütün üretim ve birikimlerini bir albümle sunmaktansa, teklilerle daha uzun vadeye yaymayı planlıyor olabilirler. Benim iki kez tekli çıkarmış olmam bu kadar planlı kararların sonucu değildi açıkçası ama yola devam etmemde benim için de etkili olabilir. Çünkü beni maddi veya manevi olarak destekleyecek büyük kurumlarla bağlantılı ya da bir sponsora sahip değilim. Benim gibi birçok hem eğitimli hem de yetenekli müzisyen arkadaşımın benzer kaygılarla sırf üretmek adına, müziği sevdikleri için bu piyasada tutunmaya çalıştığının farkındayım. Ancak sektör maalesef maddi çıkarlar doğrultusunda belirli kişi ve şarkıların kısa zamanlı popülerleştirilmesi prensibiyle kendini döndürüyor görünüyor şu an. Aslında artık üretmek ve bu üretimi yaymak için daha özgür platformlara sahibiz ve evde gerekirse dijital araçlarla şarkı kaydederek internete yüklemek bizim için bir fırsat gibi. Ancak ne yazık ki dijital ve sosyal platformlar da giderek mevcuttaki gibi tekelleşiyor ve aradan sıyrılmak tekrar zor hale geliyor.

 

Youtube kanalınızda canlı performanslarınızı yayınlıyor musunuz ? Youtube’daki sahte tık olayları hakkında neler düşünüyorsunuz? Youtube albüm/single satışlarınızı etkiliyor mu?

Elbette etkiliyor, en azından algısal olarak. Geçtiğimiz günlerde bu sahte dinlemelerle ilgili çok güzel ve geniş analizli bir yazı okudum. Sadece Youtube’da değil, Spotify dahil olmak üzere diğer mecralarda da sahte dinleme ve takipçi satın alınıyor olması, yukarıda bahsettiğim bilinçli popülerleştirme ve tüketimin bir parçası. İnsanlar algısal olarak çok dinlenmiş şarkılara yöneliyorlar ve bu sayı şarkının kalitesiyle bağdaştırılıyor. Bir de bu isimlerin sürekli karşımıza çıkarılması durumu var. Bunu ölçülü yaparsanız, reklam yapmış olursunuz. Ancak uçuk rakamlara bildiğiniz tüm yayım araçları ve kanallarını bağlarsanız, haksız rekabet yaratmış olursunuz. Bu da müzik endüstrisinin neden ticaret üstüne kurulu olduğu eleştirisine bir örnek kısacası. Kendi Youtube kanalıma gelince, evet bir kanalım var ve amatör / profesyonel çoğu çalışmama oradan ulaşabiliyorsunuz. Bahsettiğim sebeplerle o kanalın popülerleşmesi konusunda bir iddiam ve hevesim yoktu. Önümüzdeki zamanlarda daha düzenli yüklemeler yaparak farklı çalışmalar yayınlayabilirim.

 



Son zamanlarda sanat eğitimi almayanlar da single çıkarıyor bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Sanat eğitimi almak konservatuvar mezunu olmaksa, ben de alaylı sayılırım. Okul dışında bakarsak her isteyen şan eğitimi alabilir, çünkü her şeyin eğitimi alınabilir. Ancak dışarıdan alınan bir eğitim o kişinin çabasını ve yeteneğini meşrulaştırmaz, zaten konservatuvar eğitimi de yalnızca şan bilgisini kapsamaz. Sanıyorum buradaki kritik nokta, sanat adına ne yapmak istediğiniz ya da ne yaptığınızdır. Yetenek bazlı mesleklerde alaylı insanların da üretmesini önleyemezsiniz, önlememelisinizdir de; çünkü sanat en yalın haliyle bir duyguyu aktarma ve kendini ifade etme aracıdır. Eğer burada kastettiğiniz müziğin kalitesinin düşmesiyse, maalesef diplomalı sanatçıların da popüler işler adına kalitelerinden ödün verdiğini gördüğümüzü söyleyebilirim. Bu nedenle esas olan, müziği ve yaptığı işi ciddiye alan insanların müzikal donanım ve altyapılarına diploma fark etmeksizin özen gösterecekleri gerçeği olmalı.

 

Fan Grubunuz var mı onlara neler söylemek istersiniz?

Bildiğim bir oluşum yok bununla ilgili, kendimi henüz öyle bir yerde de görmüyorum. Ancak yaptığım müzik üzerinden bende oluşan hissi benimle paylaşmak isteyen insanlar varsa, onlara ulaştığımı bilmek beni mutlu eder tabii ki.

 

Konserlerinizi etkinliklerinizi öğrenmek isteyenler size nereden ulaşabilecek?

Instagram hesabımı çok aktif olarak kullanıyorum, adım ve soyadımla arattıklarında bana o hesaptan ulaşabilirler.

 

Müzik dışında başka aktiviteleriniz var mı? Gizem Cürdaneli  müzik dışında neler yapar?

Kendi mesleğim olan ürün tasarımcılığının yanında grafik tasarım, illüstrasyon ve resim yapıyorum. Bir ara Eskişehir’de yerel haber yapan bir internet sitesinde filmler ve film müziklerini incelediğim bir köşem vardı. Genel olarak yazmayı da seviyorum çünkü. Bunun yanında amatör düzeyde ukulele çalıyorum. Bir de latin dillerinin hepsini öğrenme çabam var, İtalyancaya ek olarak.

 

Mutfakla aranız nasıl? Dışarıda mı yemek yiyorsunuz yoksa evinizde kendiniz mi yaparsınız?

İkisi de. Evde yaptığım zaman gündelik boyutta daha kolay yemekler veya salatayla geçiştiriyorum; ama vaktim olduğunda zor yemekleri de denerim.



Bir idolünüz var mı? Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz isimler kimler?

Bir şarkıcı değil ama her yönüyle bir sanatçı olarak Zerrin Tekindor’u çok beğeniyorum. Daha önce onu andırdığımı söyleyenler olmuştu. Kendi ses özelliğim de bir koloratür soprano olarak değerlendirildiği için Sertab Erener’i Türkiye, Patricia Petibon’u ise dünya çapında beğeniyorum. Tabii Sertab Erener hayranlığım çocukluğumdan da kaynaklı daha özel. En sevdiğim şarkılardan yola çıkarak da Yasemin Mori’nin kendine özgü tarzını seviyorum hatta gıpta ediyorum. Yann Tiersen, Norah Jones, Edith Piaf, The Beatles, Mor ve Ötesi, Travis gibi sıkı bir şekilde takip ettiğim isimlerin yanında Birsen Tezer, Dolunay Obruk, Güler Özince gibi alternatif sanatçıları da çokça dinliyorum. Bir de sıklıkla ses rengimi Aydilge’ye benzetenler oluyor. Çok sevdiğim özel bir sese benzetilmek mutlu ederdi, bir de tanışma fırsatım olunca o sesten çok daha özel bir insan olduğunu anladım.

 

Neden Dünya çapında bir star çıkaramıyoruz ve de neden yabancı şarkılarımız Avrupa’da tutmuyor bir sebebi var mı?

Neyi amaçladığımız çok önemli, bir de en doğal halimizle bunu neden çıkaramadığımız. Bu konuda sektörün içinde ve daha emektar müzisyenlerin görüşleri daha değerli olmalı, çünkü kendi müziğime güvenmek ayrı ancak ben hem kendi sınırlarımı hem de bu sektörü yeni yeni öğreniyorum. Yine de görüşümü söylemem gerekirse, en önemli eksiğimiz vizyon. Eğer batılı tarzda bir pop müzik üzerinden kıyaslarsak, bunun için en basit haliyle fazla sayıda kalitesiz şarkı yapıyoruz. Dünyada pop olarak nitelendirilen müziğin altyapıları daha sağlam, daha bilinçlice kurgulanmış armonilere sahip olabiliyor. Ülkemizdeyse bazı yapımcılar bir sanatçının çıkış yapması için gerekli görülen popülariteyi sansasyonel ya da kalitesiz öğelerle kısa süreli beslemeyi daha kazançlı görüyorlar. Hem bu ilerleme eğrisi açısından, hem de belki daha özgün müziklerle yurtdışına açılma hususundan yurtdışı rekabetinde vizyon darlığımızın negatif etkisini görüyoruz. Çünkü bizim star algımızın ötesinde, dünya çapında tanınmış Leyla Gencer, Fazıl say, Selda Bağcan gibi değerli birçok sanatçımız da var bakılacak olursa.

 

Bu yılki projelerinizden bize biraz bahseder misiniz?

Müzisyen arkadaşım Nermin Haşimova ile birlikte yeni bir şarkı yapıyoruz. Onun bestesi üzerine yazdığım sözle bir düet olarak paylaşacağız bu şarkıyı. Alışılan tarzın dışında, daha çok eski plaklara ait görünen bir çalışma oluyor. Kendimi geliştirmek için denemeler yapmaktan çekinmiyorum. Bir de Eskişehir’de sahne almaya başlayacağımız akustik bir grubum var, alternatif pop ve caz ağırlık bir repertuvara sahibiz. Bir de daha çok kişiye hitap edecek heyecanlandırıcı projeler var, netleşince haber verebileceğim.

 

Düet projeleriniz var mı? Kimlerle çalıştınız bu zamana kadar?

Tanınmış isimlerle bir projem olmadı. Eski şarkımın aranjesinde Yiğit Akyunak ve Okan Akaş isimli müzisyen arkadaşlarımla çalıştım, Arin’de ise Cüneyt Çakal.

 

Konserleriniz nasıl gidiyor Sahnelerinizde artış var mı? Yaz Kış dönemleri etkiliyor mu konserlerinizi?

Konser programları özellikle düzenli sahnelerim arttıktan sonra netleşecek.

 

Sanatçılar birbirine laf atarak gündeme gelmeye çalışıyor son zamanlarda bu sanatçının sizce popülaritesini artırıyor mu? Sanatçı sizce yaptığı işle mi yoksa bu şekilde mi gündeme gelmeli?

Sanatçı bir şey anlatma kaygısında olan bir insandır öncelikle, ve ben sanat muhaliftir sözünü de çok doğru buluyorum. Yapıcı bir amaç uğruna edilen söz veya tutunulan tavır önemlidir, gündeme gelmek yalnızca sonuçtur bu noktada. Magazin ve gündem ilişkisiyse çok aşikar olduğu için değinmeye gerek yok bence.

 

Beste yapıyor musunuz? Yapıyorsanız kimlere beste verdiniz bu zamana kadar?

Yayınlamadıklarım dahil olmak üzere söz ve bestesi bana ait olan birçok şarkım var. Kendi şarkılarımla devam edebiliyor olmak benim için kıymetli. Tanınmış isimlerle bu yönde bir bağlantım olmadı.

 

 

Müzik ile Aşk ikilemi arasında kalsanız hangisini tercih edersiniz? Aşkın tanımı sizce nedir?

Bu pek alakalı bir ikilem gibi gelmedi açıkçası. Hayatınızdaki kişi için ideallerinizden ya da müzikten vazgeçer misiniz diye soruyorsanız da hayatınızdaki kişi tanımının doğru olmadığını söylerdim. Müzik kendimi ifade etme biçimim, anda kalma biçimim. Aşk da müzik gibi ruha eş bir duygudur bence.

 

Ekranlarda sizi görebilecek miyiz kendinize ait bir müzik programınız olacak mı? Dizi film oyunculuğunda da görebilecek miyiz?

Bu soruları yanıtlamak için fazlaca kendi halinde bir müzisyenim şu anda. Hedefler doğrultusunda daha çok ses getirecek işler olursa elbette paylaşırım.

 

İstanbul’da en çok ne yapmak hoşunuza gidiyor ?

Eskişehir’de yaşayan bir Ankaralı olarak bu soruya deniz kenarında oturmak diyebilirim ancak. İstanbul’da sıkça bulunuyorum, ancak hala vapura binmeden ayrılmam diyen bir turistim bu şehirde.

 

Rap Müzik sizce neden bu kadar çok gündeme getirildi?

Rap müzik hem tarzı hem sözleriyle isyanı içeren bir tür. Şu aralar başta ekonomi olmak üzere birçok anlamda bunalmış bir toplumuz ve rap müziğin bu ara parlamasındaki ya da parlatılmasındaki sebep sosyolojik açıdan toplumda oluşan öfke ve isyanla özdeşleşebilecek bir hissiyatı barındırması olabilir. Müzikal anlamda da toplumun alışıp sıkıldığı türlerden farklı geliyor kulağa.

 

Sizin için ideal bir eş nasıl olmalı? Hayat Arkadaşım ille de ya sanat camiasından ya da iş dünyası kesiminden olacak diyen bir kitle var, bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Yine bu soru için yanlış bir isim olduğumu düşünüyorum, hem kişisel prensiplerle hem de tanınmış bir figüre karşı olan ilgiyle kıyasladığımda. Hayat arkadaşı için kendi hayatınızdan emin olmalısınız öncelikle, sonrasında buna göre yapılan seçimler kendi hayatlarını bağlar.

 

Son dönemde yapılan müzik yarışmaları bazı sanatçıların kendilerini göstermeleri için PR çalışması mı, yoksa yeni sesler bulmaya yönelik yarışmalar mı? Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Zannediyorum burada PR çalışması ile bahsettiğiniz kısım jüri. Direkt bu şekilde söylemek ağır bir itham olurdu. Ben dahil benim gibi birçok yeni sesin bu yarışmalardaki amacı kendini daha fazla duyurmak olduğu gibi, programda yer alan başka isimlerin amacı da benzer olabilir ve bu anlaşılabilir bir şey. Yarışmalar bu anlamda sorumluluklarını yerine getiriyor bence ve sorgulanacak kısım bu yapımların daha ötesinde. Sonrası için bu yeni sesleri cesaretlendirecek hatta başka platformlarda onlara fırsatlar sunacak kişilere ulaşmalarına yardımcı oluyor. Burada incitici olan şey dışarıdan kimsenin kazanılacak popülariteden emin olmadan kimseye yatırım yapmak istememesi. Yarışmalar yalnızca yetenekle ilgili fırsatlar da değiller bence. Örneğin ben kendi performansımda heyecanlandım ve normalimin çok altına düştüm, daha önce başıma gelmeyen bir şeydi. Beklentimi az tutup bunlara yalnızca bir deneyim olarak bakmayı öğrenmiş olduğum için belki diğer konulara takılmıyorum. Kayda değer olan sizin gün sonunda kendi başınıza harcadığınız emek oluyor hep.

 

Müzik ödüllerinin seçilmiş isimlere verildiği konusu çok gündemde. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Ödüller teşvik etmek içindir, sektörleri ve sektörlerdeki üretimi canlı, dinamik tutabilmek içindir. Seçilmiş isimlerle danışıklı bir dövüş halinde giden bir piyasada üretimin kalitesizliğini ya da kısırlığını konuşmak da yersiz olur.

 

Hayatınızda hiç pişmanlıklarınız oldu mu?

Psikolojik olarak yaptıklarımız değil, yapmadıklarımızdan ötürü ortaya çıkan bir duygu diye biliyorum pişmanlığı. Benim için geçerli en azından. Hayatta denemeyi sevdiğim birçok şey var ve bir ömrün sonunda onların içimde kalmasının pişmanlığını tatmayacak şekilde yaşamak istiyorum.

 

Son olarak sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Önceden de belirttiğim gibi henüz yolun başında biriyim, aslında hiçbir zaman için fazlaca popülerleşmek gibi bir niyetim de yok. Ama eğer müziklerimi dinleyenler takipte kalır ve eleştiri dahil düşüncelerini iletmeye devam ederlerse, istediğim kitleye ulaşmak ve fazlası için çabalamak konusundaki destekleri beni mutlu eder.

 

 

 

Çoklu soru köşemiz :

En sevdiğiniz renk : Kırmızı

En sevdiğiniz yemek : Rus salatası

En sevdiğiniz şehir : Sevilla

En sevdiğiniz film : Geleceğe Dönüş Serisi

En sevdiğiniz dizi : Friends

En sevdiğiniz spor : Yüzme

En son gittiğiniz konser : İstanbul Arabesque Project

En son gittiğiniz film : Midsommer

En sık kullandığınız kelime : Enteresan

En nefret ettiğiniz şey : Anlamadan yargılamak

En sevdiğiniz hayvan : Flamingo