Reflü sandı, apandisiti patlamak üzereyken kurtarıldı



10 gün boyunca hastane hastane dolaştı, reflü değil apandisit çıktı



İki yıl boyunca reflü hastalığıyla ilgili tedavi gören, mide ağrılarının kaynağını da reflü zanneden 22 yaşındaki Gözde Ertan, apandisiti patlamak üzereyken kurtarıldı

Karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetiyle 10 gün boyunca birçok hastane dolaşan 22 yaşında Gözde Ertan, hastalığına bir çare bulamadı. Son olarak Batıgöz Sağlık Grubu Balçova Cerrahi Tıp Merkezi’ne giden Gözde Ertan’a apandisit teşhisi konuldu. Hemen cerrahi işleme alınan genç kadın sağılığına kavuştu. Teşhisin geç konulması halinde daha farklı sonuçların ortaya çıkabileceğini belirten Batıgöz Sağlık Grubu Balçova Cerrahi Tıp Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Şükrü Özbek, “Eğer apandisit tanısı atlanırsa apandisit delinir. Bu da işlemin daha uzun sürmesine ve hastanede kalış süresinin uzamasına sebep olabilir. Bazen de işlem sonrasında bağırsak yapışıklıklarına neden olabilir” dedi.

 

“APANDİSİTİMİ GÖSTERİP ‘KURTULDUN’ DEDİLER”

İzmir’de yaşayan ve iki yıl boyunca reflü hastalığıyla ilgili tedavi gören, mide ağrılarının kaynağını da reflü zanneden 22 yaşındaki Gözde Ertan, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Mide bulantısı şikayetlerim artınca gittiğim hastanelerde herhangi bir teşhis konulamadı. Günlerce hastane hastane dolaştım ancak ağrım ve bulantım bir türlü azalmadı. Herkes herhangi bir problem olmadığını, strese bağlı olduğunu düşündü. Gittiğim bir hastanede iç kanamadan şüphelendiler, serum takıp eve gönderdiler. Son olarak Batıgöz Sağlık Grubu Balçova Cerrahi Tıp Merkezi’ne gittim. Doktorum Op. Dr. Şükrü Özbek, sadece elle muayene ettiğinde bile apandisitten kaynaklanan bir problem yaşadığımı fark etti. Önce muayene etti, sonra kafamızda hiçbir soru işareti kalmaması için bütün tetkiklerimi yaptırdı. Durumumun riske atılmaması ve apandisitimin hemen alınması gerekiyordu. Bu süreç içerisinde çok panik olmam gerekirken tam tersi doktorum, hemşirelerim ve hastane çalışanları beni o kadar rahatlattı ki bu cerrahi müdahaleye güle oynaya girdim” dedi. Gözde Ertan, “Uyandığımda bana apandisitimi gösterip ‘Kurtuldun’ dediler. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşamama rağmen çok sağlıklı, stressiz bir süreç geçirdim. Op. Dr. Şükrü Özbek hocama beni ağrılarımdan kurtardığı için çok teşekkür ediyorum” dedi.

 



Dr. Hüseyin Tırman, Kim Kardashian’ın dolgusunu Türkiye’de ilk kez cemiyet hayatından ünlü isimlere tanıttı





Dr. Hüseyin Tırman, Beverly Hills’e giderek başarılı işlere imza atan, Kim Kardashian’ın doktoru Dr. Simon Ourian’dan aldığı Simon Dolgu adı verilen karışımın Türkiye’de ilk tanıtımını cemiyet hayatından ünlü isimlerin katılımıyla Nişantaşı’ndaki ofisinde gerçekleştirdi.



Simon Dolgu’yu Türkiye’ye ilk getiren ve uygulayan Dr. Hüseyin Tırman, Simon Dolgu’daki özel bir içerik sayesinde dolguları, normal dolgulara kıyasla 2-3 kat daha kalıcı hale getirecek olmanın mutluluğunu Serap Sarı, Batya Kebudi, Nil Uzun, Burçin Ör, Leyla Soyduman, Hande Sezer Pekcan, Berrin Ak, Tuğçe Peksayar ve Özlem İnci gibi isimlerin katılımıyla paylaştı. Simon Dolgu’nun içeriği sürprizler eşliğinde deneyerek yerinde keşfedildi.

 

Kardashian ailesi gibi özel hasta profiline sahip Dr. Simon Ourian’ın kendi adını taşıyan dolgu ile çok sık işlem yaptırmak istemeyen ve güzelliğini uzun süre muhafaza etmek isteyenler için yüz çalışmalarındaki hassas ölçümlerin püf noktaları değerlendirildi. Estetik uygulamalardaki yeni trendlerin de konuşulduğu etkinliğe katılan cemiyet hayatının ünlü isimleri uygulamadan oldukça memnun kaldı.

 

 

 

 

Akıllı cihazlardan yayılan mavi ışığa karşı cildinizi koruyun…





Araştırmalara göre; akıllı cihazların ekranlarından yayılan mavi ışık, cildimizde gözle görünen olumsuz etkilere yol açabiliyor. Uyku ve cilt yenilenmesinin doğal ritmini bozarken, cildimizdeki antioksidanların azalmasına da neden olabiliyor. Çözüm iseHydralist Smart Detox ile dermatolojik cilt bakımı uzmanı Diadermine’den geliyor. Hydralist Smart Detox, akıllı cihazlardan yayılan yüksek enerjili mavi ışığı bir ayna gibi yansıtarak cildinizi koruyor.

 

 

 

 

REÇETESİZ KALP SAĞLIĞI ÖNERİLERİ



  

Uzun bir yaşamın sırrı sağlıklı kalpten geçiyor. Dünyada en sık görülen kalp ve buna bağlı Alzheimer gibi hastalıkları önlemek elinizde. Kalp Haftası dolayısıyla konuşan Türkiye İş Bankası İştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak kalbi koruyacak altın önerilerde bulundu:



 

Kalp sağlığınız için arabanızı evden uzakta park edin. Asansörlü yerine kalp dostu merdivenli evleri tercih edin. Kalbinizi besleyen damarlarınızı, tuz, şeker ve sigara gibi kötü alışkanlıklar ile tıkayarak, kalp hastalıklarına davetiye çıkarmayın.

 


  • Çağımızın iki büyük salgın hastalığı var. Birincisi kalp hastalığı. Sağlık bilinci yüksek insan kalp hastası olmaz. Kimler kalp hastası olma riskini taşıyor sorusunun cevabı, ne yapmamız gerektiğini bize anlatıyor. Tansiyonunuz yüksek, şeker hastasıysanız, kolesterolünüz yüksek, spor yapmıyor ve kilolu iseniz, bir de bunlara ek olarak sigara içiyorsanız kalp hastası olmamanız bir mucizedir. Bu bahsedilen nedenler herkesin kolaylıkla önleyebileceği ve kontrol edebileceği risklerdir.



 

KALBİNİZİ KORUYAN ALTIN ÖNERİLER

 


  • DAMARLARA FAZLA YÜKLENEN TUZ VE ŞEKER KALBİ YORUYOR: Vücut kitle endeksi, 25’in üstünde ve bel bölgesinde yağlanma olması bütün “kötülüklerin anasıdır”. Kilo, insülin direncini tetikliyor; insülin direncinin başlaması ile beraber tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği başlıyor ve kalp hastalığının ilk temeli atılmış oluyor. Damarlarımız içinde normalden fazla şeker, tuz, kolesterol bulunursa kalp hastalığı kaçınılmaz hale geliyor.



 


  • BİR DAL İLE BİR PAKET ARASINDA FARK YOK: Önlenebilir ölümlerin en önemli nedeni sigara. Günde bir adet içmek ile bir paket içmek arasında bir fark yok risk açısından.



 


  • REÇETESİZ TEDAVİ SPOR: Tüm bunları engellemek elimizde ve çok güçlü bir silahımız var; spor. Spor kilonuzu kontrol ederek insülin direnci, diyabet, hipertansiyon ve hiperkolesterolemiyi önleyen çok kuvvetli bir silah. Hem bedava hem sağlıklı hem de reçetesiz. Sporu yaşam tarzı olarak benimsemiş bir insan tüm organlarını korumaya başlamış demektir.



 


  • OTOPARKINIZ EVDEN UZAK OLSUN: Sağlıklı bir kalp için hareket etmemiz gerekiyor. En sağlıklı ve en ucuz spor tempolu yürüyüştür. Haftanın en az 5, mümkünse 7 günü 35 dakikadan biraz daha fazla tempolu yürümek gerekiyor. Ya da teknolojinin sayesinde adımlarınızı sayarak günde 10 bin adım. Otomobilinizi evinize ya da iş yerinize iki durak uzakta bırakın ve yürüyün.



 


  • ASANSÖR YERİNE MERDİVEN: Bütün gün işyerindeyim ne zaman spor yapabilirim ki diyorsanız, işte çözüm: Merdivenler kalp dostudur. Asansör kullanmayın, merdivenleri tercih edin. Odanızda saatte bir 5 dakika ileri geri yürüyün. Hareketli olmak ömür uzatıyor unutmayın. Bu hareketler hem size enerji harcatarak zayıf tutuyor, hem kalbinizin performansınızı artırıyor. Ayrıca efor yaptığınız zaman oluşabilecek göğüs ağrısı erken uyarı sistemi olarak sizi bir kardiyoloğa yönlendiriyor. “Yokuş çıkarken göğsüm ağrıdı” diye gelen hastaları, hemen incelemeye alıyoruz.



 


  • KENDİNİZLE YARIŞIN: Kalp için yapılacak ikinci spor yüzmedir. Futbol ise belli bir yaştan sonra başlamak için uygun bir spor değil. Kalp sağlığınız için rekabetçi sporlardan kaçının.



 


  • SPORU AKDENİZ MUTFAĞI İLE TAÇLANDIRIN: Sporun olmaz ise olmazı ise sağlıklı beslenmek. Sağlıklı beslenmek demek mucizevi bir mutfak olan Akdeniz - Ege mutfağı ile beslenmek demek.



 

 

 

 

Damgalamadan önce bir kez daha düşünülmesi gereken rahatsızlık: Bipolar Bozukluk…



 



Mevsim geçişleri bazı rahatsızlıklar için olumlu gelişmeleri beraberinde getirse de bazılarının tetiklenmesine yol açabilir. İlkbaharla birlikte tetiklenen ruhsal problemlerden biri olan Bipolar Bozukluğu 30 Mart Dünya Bipolar Günü’nde Hastane Derindere Psikoloğu Aylin Çıtakbaş’la konuştuk…

 

Psikiyatrik bir problem olan bipolar bozukluğun temel olarak duyguları düzenleyememe ve duyguların şiddetini kontrol edememe olduğunu dile getiren Psikolog Aylin Çıtakbaş; ‘Türkiye’de yaklaşık 2 milyon bipolar bozukluk hastası ve yakınlarının hastalığından etkilenen 6 milyon aile bireyi olduğu tahmin ediliyor. Genellikle 20’li yaşlarda görülmeye başlanan bipolar bozukluk, yaşam boyu sürdüğü için mutlaka düzenli psikiyatrik takip gerektiren; tedaviye başvurulmadığı ya da tedavinin reddedildiği durumlarda intiharla sonuçlanabilen ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır. Ne yazık ki aralıklarla gerçeği yansıtmayan vaka öyküleri, ya da alkol ve uyuşturucu gibi maddelerle bipolar bozukluk arasında bağlantılar kurulması, bu hastalıkla mücadele eden ailelerin psikolojik açıdan zarar görmesine neden olmaktadır. Burada bizlere düşen en önemli görev, ailelere destek olmak, bipolar bozukluğa yönelik toplumsal farkındalığı artırmak ve bipolar bozukluğu olan bireylerin damgalanmasının önüne geçmektir. Bu ruhsal bozukluktan muzdarip olan kişilerin toplumsal hakları gözetilmeli, sosyal ve mesleki yaşam alanları sınırlanmamalıdır. 30 Mart Dünya Bipolar Günü her yıl, kendisinin de bipolar bozukluğu olduğu bilinen ünlü ressam Vincent Van Gogh’un doğum gününde kutlanmaktadır. Bu vesileyle, hastalıkla baş etmeyi başarmış kişilerin kendi başarı hikâyelerini anlatmasına fırsat verilerek, yeni teşhis almış bipolar bozukluk hastalarına da umut aşılanmaktadır diye konuştu.

 

Bipolar bozukluğun iki kutbu: Mani ve Depresyon!

Hastalığın en belirgin özelliği birbirine tamamen zıt ataklarla seyretmesi ve bu atakların döngüsel ve ritmik olmasıdır. Mani döneminde aşırı sevinç, yerinde duramama, çabuk öfkelenme, az uyuma, çok düşünme, çok çalışma, riskli davranışlarda bulunma gibi durumlar gözlenirken; depresyon döneminde üzüntü, hayattan zevk alamama, karamsarlık, isteksizlik, dikkatini yaptığı işe verememe gibi durumlar hakimdir. Bipolar bozuklukta mevsim geçişleri, özellikle bahar ayları, kadınlarda gebelik, lohusalık, erkeklerde askerlik gibi stresli sayılabilecek dönemler hastalığın nüksetmesi açısından risk oluşturur. Stresli bir yaşam olayının yıl dönümü de yine risk oluşturan faktörler arasında yer alır.

 



“KAŞLAR TAMAMSA MAKYAJ TAMAM”



 

Flormar’ın yeni kaş serisi; farklı ihtiyaçlara uygun ürünleri ile makyajının en önemli tamamlayıcısı olacak.



Flormar kaş serisinin yepyeni ürünleri; Ultra Thin Brow Pencil, Angled Brow Pencil, Brow Pomade, Brow Up Highlighter Pencil ve Eyebrow Design Kit kaşlarını baştan yaratmaya hazır!

Ekstra ince ve kontrol edilebilen uca sahip Ultra Thin Brow Pencil yumuşak formülü ve dört farklı renk seçeneği ile net ve belirgin kaşlara sahip olmak isteyenlerin favorisi olmaya aday. Diğer ucundaki fırçası sayesinde şekil vermeyi kolaylaştıran ürünün uzun süre kalıcılık vaadi tercih edilebilirliğini artırıyor.