93 Harbi’nde Sırbistan’ı, Karadağ’ı ve Romanya’yı kaybeden Osmanlı Devleti, ilginç bir şekilde Tuna Nehri’nde bulunan Adakale’yi kaybetmez. Çünkü karşı taraf anlaşma metnine adayı koymayı unutmuştur. Hoş; adadakiler İstanbul’a haber göndermeseler biz bile unutmuşuz adayı.

Halkıyla ve mimarisiyle tipik bir Anadolu köyünü anımsatan Adakale, bizde kalsa da Avrupalılar kararlıdır; Balkanlarda, Osmanlıya ait tek bir toprak parçası dahi bırakılmayacaktır. Derken I. Dünya Savaşı olur. Çanakkale ve Kut’ül Amare’de çok büyük başarılar elde eden Osmanlı, yine de kaybedenler grubunda yer alır.

Akabinde Kurtuluş Savaşı verilir ve galip devlet olarak Lozan’a gideriz. Masada çok sert tartışmalar yaşansa da Adakale, Romanya’ya bırakılır. Ayrı düşen Adakale’nin çilesi yine de bitmez. Yetmişli yıllarda yapılan bir baraj yüzünden Adakale bu sefer de sular altında kalır…

**

Neşeli Kraliçe

Uzun yıllardır yönetimde olan İngiltere kraliçesi II. Elizabeth’in, ailesinin itirazlarına rağmen II. Dünya Savaşı’na katıldığını biliyor muydunuz? Savaş başlarken henüz 13 yaşında olan Elizabeth, bir radyo programına verdiği demeçte: “Bizler cesur askerlerimize destek olmak için elimizden geleni yapmak zorundayız.” demişti.

Şu anda doksanını aşmış olan kraliçeyi, birçok insan neşeli olarak nitelendiriyor. Uzun yaşaması ve dinçliği de bu neşesinden kaynaklanıyor olsa gerek. Tabi Kraliçe öyle uzun yaşayınca olan, yıllardır tahtı bekleyen Prens Charles’e oldu. Bu gidişle daha çok bekleyecek gibi…

**

Çürük Elma

Ünlü yazarlardan bazıları takıntılı insanlardı. Mesela ‘Haydutlar’ kitabının yazarı Schiller, ilham almak için masasında çürük elma bulundururmuş. Rivayet odur ki; Schiller, yazılarını yazarken tıkandığında çürük elmayı koklar ve bu sayede hemen doğru sözcükleri buluverirmiş. Muhtemelen bu çürük elma, gençliğinin geçtiği bahçeleri ve oralarda yaşadığı hatıraları canlandırıyor ve böylece bir nevi ilhama dönüşüyordu.

Yeri gelmişken Schiller’in, Alman gençliği üzerinde çok etkili olduğunu söyleyelim dostlar. Yazmış olduğu ‘Haydutlar’ kitabıyla kendisi çok popüler olurken ondan etkilen birçok genç de haydutluğa özenir, okuyucularından haydut olanlar bile olur.

Schiller’in yakın arkadaşı Goethe de etkili bir yazardı. Goethe’nin yazmış olduğu ‘Genç Werther’in Acıları’ adlı kitabını okuyup intihar edenlerin olduğu söylenir. Bunlar ne kadar doğru bilinmez ama iyisi mi hem yazdıklarımıza hem de okuduklarımıza dikkat edelim…

***