Hiçbir şey sonsuza kadar sürmezmiş. Nihayetinde zamanın birinde ayrılmamız gerek oyuncak bebeğimizden, arabamızdan.
Mesela çocukluğumuzdan ayrılmak gerek, gençliğimizi bir yerde terk edebilmek gerek. Belki alışkanlıklarımızdan, belki benliğimizden bile ayrılmamız gerekecek günün birinde.
Zordur vedalaşmak… Geçen zaman içinde alışkanlık olmuştur ayrılamadığımız ne varsa. Yine de bir gün bir yerde bırakmak gerek. “Bizimle sonsuza kadar yaşayamaz.” sonuçta.
Kimisi kedisinden, köpeğinden ayrılamaz kimisi çocuğundan ya da ebeveyninden. Kimisi de kendi aynasından ayrılamaz.
Minnet gösterdiğiniz, vefa ettiğiniz veya sevdiğini her şeyden ayrılmak ölüm gibi gelir bazen. Yine de bir yerde bağınızın kopması gerektiğini de bilirsiniz.
İçiniz acır mı acır. Kolay değildir ayrılıklar. Ayrılmak yürek ister bir yerde de. Ya da yüreğinizin dayanacağını garantilemeniz gerekebilir.
Bazen de gereklidir ayrılıklar. Size zarar veren hiçbir şeye tutunmamak gerek. Tazelenmek için, devam edebilmek için ve dahası kendinizi bulmak için önce kaybetmeniz gerektiği gibi ayrılıklar da mecburi istikamet olabilir.
Her zaman kötü değildir yani ayrılık. Bazen yüklerinizden kurtulmak ve ferahlamak anlamına da gelebilir. Özellikle de bağımlılıklardan bir an önce kurtulmak gerek adı ne olursa olsun.
Kimine göre kolaydır ayrılık ama kimine de ölümden beterdir. Sonuçta “Yalnız geldik, yalnız gideceğiz.” bir yerde de.
Aslında herkes zorlanır ayrılırken. Kimisi çabuk atlatır kimisi geç. Tek sorun bununla nasıl baş edeceğinizdir esasen.
Kimi içinde taşır ayrılığı kimisi de ilk yol ayrımında bırakır. Yine de zordur ayrılık dedikler.
Ayrılıklar bir yerde de aşılmak içindir.