Yüreğim enkaz altında kaldı o kara günde. İstanbul’un ortasında, sarsıntının dehşetini iliklerime kadar hissederken, çaresizliğin soğuk nefesi ensemdeydi. Gözümün önünde canlanan o an... Özel kardeşimin titreyen bakışları, onu ardımda bırakmamam için dudaklarından adeta yalvarırca çıkan feryadı... Ve tam o dehşet anında, doğum sancılarıyla kıvranan kedimin çığlıkları kulaklarımda çınladı durdu. Sanki bir kıyamet provasıydı bu.
Dışımda değil belki ama içimde, bütün kıyametler koptu o an!
Diliyorum, bir daha böyle bir korkuyu yaşamayız. Ve evet, bu dehşet, nasırlaşmış ve nasırlaşmaya yüz tutmuş kalplere son bir uyarı olur inşallah. Çünkü Rabbimiz, o kutlu kitabında Bakara suresi 155. Ayetinde buyurmuyor mu: "Şüphesiz ki sizi biraz korku ve açlık; (ayrıca) mallardan, canlardan ve ürünlerden azaltma (fakirlik) ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele".
Şimdi diyeceksiniz ki, onca zulme, derileri diri diri yüzen canilere göz yuman dünya varken, her milletten insana kucak açan, mazlumun yanında duran benim güzel coğrafyam mı kaldı uyarılacak? Benim narin yüreğim mi kaldı bu kadar acıya, bu kadar imtihana?
Ben derim ki, Rab vazgeçtiklerini uyarmaz. Umut vadedenleri, yeryüzündeki yansıması olan bizleri uyarır. Biz de öyle değil miyiz? Vazgeçmek istemediklerimizi uyarırız. Geri kalanını yüreğimizin enkazında yok sayarız. Çığlıklarımıza, öfkelerimize bile hasret bırakırız.
Diliyorum ki, elinde güç olanlar artık binalarımızı çalmayı, çırpmayı bırakır. Kader diyemeyiz her şeye. Bazen kaderi kendi ellerimizle yazarız. Elinden geleni en iyi şekilde yapanların hakkıdır kader demek. Rabbimiz de buyurmuyor mu Şuara Suresi 30. ayetinde: "Başınıza gelen her musîbet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor.”
İşte Japonya örneği önümüzde duruyor. Depremin tam kalbinde olmalarına rağmen, bizim gibi savrulmuyorlar. Mimar Sinan’ımızın o eşsiz dehasıyla inşa ediyorlar yapılarını.
Ne zaman ki değerlerimize, değerlilerimize sahip çıkarız, işte o zaman kazanacağız. Tekrar geçmiş olsun güzel Türkiye’m. Haftaya umut dolu, rengarenk çiçeklerle bezenmiş bir yazıyla buluşmak dileğiyle, sevgi ve saygılarımla... Hoşça kalın