Ceza hukukunda zaman aşımı kavramı, dava zaman aşımı ve ceza zaman aşımı olarak ikiye ayrılır. Bu iki kavram sıkça karıştırıldığı için bu hususa değinmenin faydalı olacağı kanaatindeyim. Öncelikle ceza hukukundaki zaman aşımı kavramını genel olarak bir suç fiilinin işlenmesinin üzerinden geçecek belirlenmiş süre sonunda, kamu otoritesi olan devletin cezalandırma yetkisinin düşmesi olarak ifade edebiliriz. Kanunlarda tanımlanan süreler geçtikten sonra artık dava açılamaz, verilen ceza infaz edilemez.


Dava zaman aşımı, ceza kanunlarında suç olarak tanımlanmış olan fiilin işlenmesinden itibaren yine kanunda yazılı süre içinde failin yargılamasının yapılıp tamamlanmasını ifade eden süredir. Bu süre içinde dava açılmazsa veya açılmış olan davada yargılama bitirilemezse, artık suçu işleyen kişiye ceza verilemez. Kanunlarda belirlenmiş olan süre geçtikten sonra, kamu davası açılamaz; açılmış olsa dahi dava zaman aşımı gerçekleşmişse artık o davaya devam edilemez.
Dava zaman aşımı kanun koyucu aksini belirtmediği sürece bütün suçlar bakımından geçerlidir. Şayet bir dosyada dava zaman aşımı dolmuşsa, bu durumda Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 223. maddesine göre davanın düşmesine karar verilir. İşlenen fiil her ne kadar suç olma özelliğini sürdürse de bu fiille ilgili yargılama zamanı geçmiş olmaktadır. Türk Ceza Kanunumuzun (TCK) 66.maddesinde hangi suçların dava zaman aşımına uğramayacağı sayılmıştır. Bunlar, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlleri ile TCK 76. maddesindeki soykırım suçu ve 77. maddesindeki insanlığa karşı işlenen suçlardır.


Dava zaman aşımı süresi kanunda ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suçlarda otuz yıl, müebbet hapis gerektiren suçlarda yirmi beş yıl, yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası gerektiren suçlarda yirmi yıl, beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az olmak üzere hapis cezası gerektiren suçlarda on beş yıl, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıldır. Çocukların işledikleri suçlarda dava zaman aşımı süreleri reşit olanlara kıyasla daha kısa tutulmuştur. Yapılan düzenlemeye göre, fiili işlediği anda on iki yaşını doldurmuş olup on beş yaşını doldurmamış olanlar için dava zaman aşımı süreleri genel dava zaman aşımı sürelerinin yarısının geçmesiyle dolmuş sayılacaktır. On beş yaşını doldurmuş olup, on sekiz yaşını doldurmamış kişiler için ise bu süre genel dava zaman aşımı sürelerinin üçte ikisinin geçmesiyle dolacaktır (TCK m. 66/2).


Ceza zaman aşımı; hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir şekilde kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar. TCK 68. maddeye göre; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl, müebbet hapis cezalarında otuz yıl, yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmi dört yıl, beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl, beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl geçmesiyle verilen cezalar artık infaz edilmez. Reşit olmayanlar bakımından ise, fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez. Yurt dışında işlenmiş suçlar dolayısıyla verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis veya on yıldan fazla hapis cezalarında ise ceza zaman aşımı uygulanmaz (TCK m. 68/3).
Dava ve ceza zaman aşımı süreleri gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmi dört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilecektir (TCK m. 72/1). Dava ve ceza zaman aşımı süreleri mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır (TCK m. 72/2).