“Kaybetmekten korkma, kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin.”

Bu sözlerle hatırlıyoruz Küba Devrimi’nin Comandante’si Che Guevara’yı. Küba Devrimi’nin önderi tabii ki Fidel Castro idi ancak tarihin sayfalarına altın harflerle yazılan bir savaş vardı, Santa Clara Savaşı ve o savaşın tartışılmaz bir Comandante’si vardı, Arjantinli Ernesto Che Guevara…

1958 yılı Aralık ayıydı, 26 Temmuz Hareketi’ne bağlı olan Ernesto komutasındaki Küba Devrim Gerillaları, Batista birliklerine karşı savaşarak Santa Clara kentini ele geçirmişti. Şehrin düşmesi ile beraber Fulgencio Batista Küba’dan kaçmış, Fidel Castro kesin zafer kazanmış ve Küba Devrimi ilan edilmişti.

Küba Devrimi sonrasında ise Che Guevara’nın siyasal yükselişi kaçınılmazdı; Küba Merkez Bankası Başkanlığı, Tarımın Sanayileştirilmesi Müdürlüğü, Küba Sanayi Bakanlığı. Gerillalıktan bu konumlara gelen bir Comandante.

Yaşar Şahin Anıl’ın “Che Guevara” kitabına değinmek ve ünlü Comandante’nin yaşamından kesitlere yer vermek istedim bu haftaki kitap inceleme yazımda. Kitap çok büyük bir ustalıkla yazılmış. Kronolojik olarak ilerleyişi muazzam olmuş. Kısa bir giriş ve sekiz bölümden oluşan bu eserde tek tek bölümlerin hangi konuları ele aldığından bahsetmek istiyorum.

Che Guevara Fotoo

Öncelikle özet tadında bir giriş bölümüne yer verilmiş kitapta ve burada Che Guevara’nın Küba yılları çok yüzeysel olarak anlatılmış. Ardından sekiz bölümlük kısım başlıyor. 1492 yılında Kolomb’un ulaştığı Antiller’de, Küba ve Hispaniola adalarına ayak basmasıyla, Amerika kıtası keşfedilmişti. Bu süreçten yaklaşık kırk yıl kadar sonra Güney Amerika’nın İspanyol ve Portekizliler tarafından yağmalanmasının süreci başlamıştı. Birinci bölümde de Güney Amerika’nın bu tarihine, Latin Amerika sömürgelerinin ulusallaşmalarına, Arjantin – Guatemala – Bolivya Cumhuriyetlerine ve son olarak Latin Amerika halkı ve kahramanlarına yer verilmiş.

“Che Guevara” başlıklı ikinci bölümde Ernesto’nun ailesi, çocukluğu, gençlik yılları ve yetişkinlik dönemi anlatılmış. Üçüncü bölümde tamamen Küba’ya yer verilmiş. Ülkenin coğrafi konumu, nüfusunun oluşumu ve geçirdiği evrim, İspanyollar tarafından sömürülmesi, Amerika tarafından işgale uğraması, hükümet darbesi ile Batista yönetiminin ülke yönetimini ele geçirmesi ve son olarak Fidel Castro önderliğinde Küba devrim hareketinin ilk kıvılcımının ateşlenmesi. Bu bölüm çok öğretici olmuş ve Küba tarihine ait birçok bilgiye ulaşacaksınız.

Dördüncü bölüm 25 Kasım gecesi Granma yatının Meksika’nın Tuxpan Limanı’ndan denize açılması ile başlıyor. Yani Fidel Castro önderliğinde Küba Devrim Hareketi’nin ilk yolculuğu. Bu bölüm tamamıyla Küba devrim yıllarını anlatıyor ve Batista birliklerinin kesin yenilgisi, Fidel Castro’nun zaferiyle sonuçlanan Santa Clara savaşı ile son buluyor. Yola çıkış ile maceranın başlaması, örgüt olunması ve sonunda gerillalığa geçiş dördüncü bölümün temel konularıdır.

Beşinci bölümde ise Che Guevara’nın devlet adamlığı dönemi anlatılmış. Devrimin ilk günleri, İngiltere ve ABD’nin yeni kurulan Küba Hükümeti’ni tanımaları, Sierra Maestra’da uygulanmasına başlanan toprak reformu, Fidel Castro’nun başbakanlığa yükselmesi, Che Guevara’nın Küba vatandaşı oluşu bu bölümde ele alınan en temel konulardır. Küba üzerine ABD, SSCB ve Çin’in taht oyunları, ABD’ye karşın sol darbe, Che’nin SSCB hakkındaki görüşleri ve ilk Che Guevara Fidel Castro fikir ayrılıklarının başlaması, Fidel Castro’nun Komünist Partisi’ni kurması ve yeni yapılanmada Che’ye hiçbir görev vermemesi de bölümün en önemli politik konularıdır.

Altıncı bölümde Che’nin Kongo yenilgisi ve sonunu getiren Bolivya macerası yazar tarafından tüm ince ayrıntılarıyla ele alınmış. Yedinci bölümde Che Guevara’nın kişiliğine yer verilmiş. Sekizinci ve son bölümde ise Che Guevara’nın toplumsal düşünceleri ve görüşleri açıklanmış. Son bölümde Che’nin devrim anlayışı, Küba Devrimi görüşü, gerillacılık hakkındaki düşünceleri, kendisi hakkında birçok şey öğrenmemize vesile oluyor. Kitabın en sonunda ise Che ile ilgili küçüklüğüne, yetişkinliğine ve ölümüne ait fotoğraflar karşımıza çıkıyor.

Kitap sadece bir Che Guevara hayatı olmakla kalmıyor, bizleri Amerika kıtasının keşfine götürüyor, bu bölgedeki ülkelerin coğrafi-politik-ekonomik-nüfus gibi durumlarını anlatıyor. Küba, Arjantin, Guatemala ve Bolivya hakkında her konuda birçok detaya ve bilgiye ulaşıyoruz. Güney Amerika’ya başlayan ilk sömürgeleri, İspanyol ve Portekiz baskınlarını öğreniyoruz. Ve tabii ki büyük Küba Devrimi’ni en ince ayrıntılarına kadar okuyoruz. Tarihe merak duyanların, Batista, Fidel Castro ve Che Guevara’yı merak edenlerin, Küba Devrimi’ni merak edenlerin büyük bir ilgiyle okuyacakları bir kitap olmuş. Dilin yalın kullanılması, kitabın rahat okunmasını sağlamış. Kitapta yer alan coğrafi, tarihi ve politik bilgileri çok kıymetli buldum ve tabii ki Che’nin tüm hayatının kronolojik şekilde anlatılması muazzam olmuş.

Kimi yazılarda ya da kasıtlı olarak bazı yazarların yazılarında, Che Guevara’nın kaybedeceği pek açık olan Bolivya macerasının, Fidel Castro ve SSCB’nin ondan kurtulmak için hazırladıkları bir plan olduğu ileri sürülmektedir ancak tarihte bunun kesinliğini ortaya koyacak bir kanıt olmadığı da açıktır. Ancak Küba’nın yeniden yaşayabilmesi için “Barış içinde yan yana yaşamak” ilkesini savunan SSCB ya da komünizmin yayılmasını isteyen Çin Halk Cumhuriyeti’nden birinin yardımını alması gerekiyordu. Che ise bütün kazanımlarını kaybetmek pahasına doğru bildiği siyasetten asla vazgeçmedi. Ne Çin ne ABD ne de SSCB’ye boyun eğdi. Kamu yararını her zaman kolladı ve maddi çıkarlarına asla önem vermedi. Küba Ulusal Bankası’nın başkanı olduğu dönemde kendisine verilen aylık 1000 dolar maaş yerine 250 dolarlık Comandante maaşını almayı tercih etti, emrine verilen lüks makam arabalarını almayı reddetti, eşi ve çocuklarına ileride yararlanabilecekleri hiçbir mal varlığı bırakmadı.

Jean Paul Sarte onun için şöyle diyordu: “Sadece bir entelektüel değil, çağımızın en katıksız insanı.”

Che Guevara denilince akıllara hemen “Hasta Siempre Comandante” şarkısı gelir. O yüzden bu haftaki yazımı bu şarkının ilk iki dörtlüğü ile sonlandırmak istiyorum.

Aprendimos a quererte, (Seni sevmeyi öğrendik)
desde la histórica altura, (tarihin derinliklerinden)
donde el Sol de tu bravura, (cesaretinin güneşiyle)
le puso cerco a la muerte. (sen ölümü yendin)

Aquí se queda la clara, (Burada aydınlığı)
la entrañable transparencia, (eşsiz güzelliği duruyor)
de tu querida presencia, (sevgili varlığının)
Comandante Che Guevara… (Komutan Che Guevara)

Çok okuyun, kitapla ve sevgiyle kalın…