İslâm’ın Yüce Peygamberi Hazreti Muhammed (s.a.s) Allah’ın emri ile peygamberlikle müjdelendikten sonra Kur’an-ı Kerim’in ilk süresi olan Alak süresi’nin ilk ayeti: “İkra bismi rabbikelleziy halak - oku yaratan Rabbin’in adıyla!” emri ile bu kutsal görevi üstlenmiş oluyordu. Kuran’ın indiği dönemde kervan yolculuklarının çok olmasından dolayı seyahat ile ilgili ayetlerin birçoğu yolculuk sırasındaki ibadetlerde kolaylık ve yolculara yardım konularında idi.
Bizzat seyahati teşvik eden ayetlere baktığımızda ise “De ki: “Yeryüzünü dolaşın” emri ile seyahat yapılmasını ancak yeryüzündeki insanlara bahş edilmiş nimetlerden ve helak olmuş kavimlerin kalıntılarından ders çıkarmamız gerektiğine vurgu yapılmış oluyordu. İşte seyahatin insanoğlu için ne kadar önemli olduğunu ve gezip görerek ibretler alınacağını Ankebut süresindeki bir ayet şöyle anlatır.
“De ki: “Yeryüzünü dolaşın ve Allah’ın (insanı) nasıl (harikulade bir şekilde) yoktan var ettiğini görün! Allah işte bu şekilde ikinci hayatınızı da var edecektir; çünkü Allah her şeye kâdirdir!” (Ankebut 20)”
“Biz, (o toplumun çöküşünden önce,) kutsadığımız şehirler ile onlar arasına birbirlerinin görüş mesafesinde bulunan (birçok) kasaba yerleştirdik ve böylece (onlar için) seyahati kolaylaştırdık, (ve adeta) “Bu (topraklarda) hem geceleri hem de gündüzleri güven içinde seyahat edin!” (Dedik). (Sebe 18)”
“O, yeryüzünü yaşanması kolay bir yer yapmıştır: öyleyse onun her tarafını dolaşın ve Allah’ın verdiği rızıktan pay almaya çalışın: ama (hiçbir an aklınızdan çıkarmayın ki) yine O’na döneceksiniz. (Mülk 15)”
“Sizden önce (nice) hayat tarzları gelip geçti. Öyleyse, yeryüzünde dolaşın ve hakikati yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün. (Ali İmran 137)”
“(Hem) Yahudiler ve (hem de) Hristiyanlar: “Biz Allah’ın çocuklarıyız ve O’nun sevgili kulları!” derler. De ki: “Öyleyse, Allah, neden günahlarınızdan dolayı size azap çektirsin? Hayır, siz O’nun yarattığı insanlardan başka bir şey değilsiniz! O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap çektirir: Zira göklerde ve yerde ve ikisi arasında bulunan her şey üzerindeki hükümranlık Allah’a aittir ve bütün yolculuklar O’nda nihayet bulur.” (Maide 18)”
“Sizi karada ve denizde gezdiren O’dur. Öyle ki, gemilerle denize açıldığınızda, gemilerin elverişli bir rüzgarın önünde yolcuları alıp götürdüğü zaman (olanları düşünün,) gemidekiler sevinç ve güvenlik içinde hissederler kendilerini; derken bir fırtına yakalar gemiyi ve dalgalar her yandan kuşatır onları, öyle ki, (ölümün) kendilerini çepeçevre sardığını düşünürler de (o zaman) dinlerine sıkı sıkı sarılıp yalnızca Allah’a yönelerek: “Bizi bu (felaketten) kurtarırsan, and olsun ki şükreden kimselerden olacağız!” diye yalvarıp yakarırlar O’na. (Yunus 22)
”(Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, “Sen ey Zulkarneyn!” dedik, (“Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!” (Kehf 86)”
“Onlar, hiç yeryüzünü dolaşıp kendilerinden önce yaşamış olan (hakikati inkâr edenler)in sonlarının ne olduğunu görmediler mi? Onlar ki daha kudretliydiler, yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı ve dünyayı daha iyi imar etmişlerdi; onlara (da) peygamberleri hakikatin bütün kanıtlarıyla gelmişti; ama (hakikati reddettikleri ve sonuçta yok olup gittiklerinde) Allah onlara haksızlık yapmış değildi, ama onlar kendi kendilerine haksızlık yapmışlardı. (Rum 9)”
“Ve onmaz zulüm ve haksızlıklara dalıp gitmiş nice toplumlara bir süre için fırsat vermiştim! Ama günü gelince onları kıskıvrak yakalayıverdim: çünkü bütün yolculukların sonu Bana’dır! (Hac 48)”
“Peki, bu (hakkı inkâr eden) kimseler, yurtlarında gezip dolaştıkları kendilerinden önce gelip geçmiş kuşaklardan nicesini helak ettiğimizi görerek bundan kendileri için bir ders çıkarmadılar mı? Oysa, bu olguda, akıl sahipleri için mutlaka çıkarılacak dersler vardır! (Taha 128) “
“(Yersiz) bir gurura kapılarak insanlara üstünlük taslama ve yeryüzünde küstahça gezip durma: unutma ki Allah, böbürlenerek küstahlık yapanları sevmez.(Lokman 18)”
“Ve… Biz senden önce de (elçilerimiz olarak) her topluma (kendi içlerinden, onlara mesajlarımızı ulaştırmak üzere) kendilerine vahy ettiğimiz (ölümlü) adamlardan başkasını göndermedik. Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden önce gelip geçen (inkârcı)ların sonlarının nasıl olduğunu görmüyorlar mı? Ve (bilmiyorlar mı ki,) Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseler için ahiret yurdu (bu dünyadan) daha tercihe şayandır? Öyleyse artık akıllarını kullanmayacaklar mı? (Yusuf 109)”
Kısacası: İnsanoğlu, seyahat ederken, gördüğünden, yaşadıklarından, yaşanmışlıklardan ibret alırsanız yaşamınız daha iyi olur. Geçmişte yaşanmış güzelliklerden veya kötülüklerden ibret alırsak; düşmanlıklar, kötülükler, dünya malına doyumsuzluklar bitmiş olur. Barış ve huzur tüm dünyaya yayılmış olur.