Hayatın karmaşası içinde durmayı da dinlenmeyi de bilmiyoruz. Sürekli bir hengâmenin içinde sürüklenip gidiyoruz.

Elbette ki hayatın gerekliliği olarak yaşamsal mücadele ve koşturma da gerekli ama bir an durup bir nefes almak da iyi gelecektir.

Sadece çabalamak ve çok çalışmak yetmez. Bütün her şeyi sırtlanmışken üstesinden sağlıkla gelmek gerekli.

Hayatta her an tetikte olmak yorucu insanlar için. Dahası bir anlığına da olsa hayatın neresindeyiz diye bakmak da gerekli. En azından bundan sonrası için rota belirlemek için de olsa molalar iyi gelebilir.

Çok koşup çok yorulmanın da bir yeden sonra manası olmuyor. Zamanın akarken nasıl geçtiğini anlamasak da dinlenme zamanlarında fark ediyoruz.

Belki de kendimizi bulmamız için de bir fırsat olabilir bu duraklamalar. Belki de yönümüzü dahi değiştirmemiz gereklidir ve tantana içinde anlamayabiliyoruz bunu.

Zaman bizden giderken biz de zamanın içinde akıyorken, girdaba kapılmış gibi çevrenin ve güzelliklerinin farkında olmuyoruz. Ancak kendimize ayırdığımız o küçük zamanlarda anlıyoruz.

Aslında sadece hayatı yaşarken değil her konuda verilebilmeli bu molalar. Bizi yoran simbiyotik ilişkiler içinde verilse ve toksik ilişkilerden kurtulmak için kullanılsa durağanlık fena olmaz.

Belki de çok uzun süredir taşıdığınız yüklerden de kurtulma vaktidir. Zaten yeterince taşımışızdır ve artık bırakmamız gerekiyordur. Bunları da o hengamenin içindeyken anlamayız.

Bir durup geriye bakmamız gerekli sadece. Hayatımızı ve içindekileri değerlendirip kendimizi yeniden bulmak için bir yoldur verilen molalar. Biraz uzaklaşmak her anlamda iyi gelir bize.

Bahsedilen aralar aslında yenilenmek içindir. Yanlış yoldaysan dönmek, doğru yoldaysan nasıl ivme kazanacağımızın kararını vermek içindir.

Hangi durumun içinde olunursa olunsun hayata kısa bir mola vermek gerekiyor, kendimizi gerçekleştirmek için…