Sinir uçları oynanmış insan güruhları halinde şehir.
Yolda yürüyorum mini şortuyla, burun halkasıyla, burnunun üzerine düşmüş renkli gözlüğüyle sanki kaçınılmazmışız gibi üzerime üzerime gelip çarpıyor.
Telefonumla konuşmak üzere kenara çekiliyorum biri gelip geçmek ister gibi eliyle dürtüyor. Sanki koca yolu ona ben bırakmamışım.  Otobüste yanıma oturmak isteyen tüyü bitmemiş ama benim10 katım hacmi ile zavallı bir genç kız, etinin nerede olduğunu bile hissetmeden üzerime yerleştiriyor.
Bari bir apartmanın girişine sığınayım derken bomboş girişte içeri giren çıkan hareketliliği başlıyor.
Yaya geçidinde yeşil yanar yanmaz bizi hızla itekleyip öne geçen, entel dantel sübyan genç çift elele savaşa  gider gibi  solladığı yetmiyor gibi önüme geçiyor.
Direksiyondaki beyaz sarı saçlı zibidi, asfaltı ağlatır gibi yolda kim var karşıdan karşıya geçebilir demeden babasının motorunu yırtıyor.
Ah!!! üzerindeki canlının detayları seçilmeyen tersten gelen iki tekerlekli ‘martı’ adını verdikleri tehlike saçan taşıma araçları insana algıda kaçmaya bile izin vermiyor.
Çocuklar mutsuz ebeveynlerinden sürekli bir şey istiyor. Sussun diye milyonluk telefonlar eline veriliyor.
Metro, tramvay, metrobüs, otobüsde  hiç anlamadığım, hindinin glu glusu gibi ses çıkaran bir uğultu…
Sabahtan akşama kadar en ucuzu 50 lira olan kahveyi bir türlü bitiremeyen paralı takımı akşam ünlü mekanlarda oradan başka bir yere dolana dolana sözüm ona eğlenmek unutmak istiyor. Hafta başı yollarda mide bulandıran kusmuk yapışmaları.

‘Mayın tarlasında yürüyüp durmuşum aşk sanıp da Tel örgülerde durmamış bir delikten geçmişim Her şey bana dur demiş kulağım darbe almış duymamışım Sonuna kadar aşk ya sadece inanmışım
Koşmuşum düşmüşüm kalkmışım Sevişmek sevmekten gelir inanmışım Elimden tuttuğunda öyle bir güvenmişim ki Bize bir şey olmaz sanmışım’

Şebnem’in şarkısı bile nostalji oldu.

Hoşgörü sıfır
Yüzü kızarmaz
Saygı hak getire
Sevgi bitmiş
Güven tanımaz
Sadece….Ben Ben Ben
Şehir, mayın tarlası gibi patladı patlayacak. Davul gibi gerilmiş insanlar
Nasıl girdik bu karanlığa, kaos nasıl başladı.  Yön değiştirmiş takalar gibi ne kötü bir çağ bu arkadaş?
Heç anlamış değilim.
Ha…
Bugün kim kazanırsa kazansın, allah aşkına bize güzellikler getirsin. Yüzler gülsün.