29 Ekim 2023 Pazar günü ülkecek Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılını kutlamanın şerefini ve mutluluğunu yaşadık. Memleketim Çanakkale inanılmaz bir fener alayı gösterisi yaparken, 2023 kişi ile yapılan zeybek gösterisi ise takdire şayandı. Tüm illerimizde aynı manzaraları ve Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılının kutlandığı birbirinden güzel anları görmek beni çok mutlu etti.

Dolayısı ile bu hafta sözlerime, Cumhuriyet’imizin kurucusu başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve emperyalist ülkelere karşı kazanılan bu Kurtuluş Savaşı’nda vatan mücadelesi veren tüm silah arkadaşlarını saygı, sevgi ve rahmetle anarak başlıyorum.

NUTUK

Çok az sayıda insan dünya tarihine adını altın harfler ile yazdırır, bunların da neredeyse yok denecek kadar azı yazdığı bu tarihi, kitaba dökebilir.

İşte bu kitap, o büyük lider,  başkomutan, ilk öğretmen,Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kaleme aldığı Nutuk.

Bu kitapla ilgili inceleme yazısı yazmak demek Ata’ma saygızılık olur, ben bu kitapla ilgili inceleme yazısı yazmadım, sadece Nutuk’u hiç okumayanlar ve merak edenler için Ata’m kitapta neleri yazmış elimden geldiğince bunu özetlemeye çalıştım.

Kitap, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkenin durumunu özetleyen şu sözleriyle başlıyor.

 ‘’Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, ağır şartları olan bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Dünya Savaşı’nın uzun yılları boyunca ulus fakir ve yorgun bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı’na sokanlar, kendi hayatlarının derdine düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca padişahın buyruğuna bağlı ve onunla beraber kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma razı. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta.İtilaf devletleri, ateşkes hükümlerine uymaya gerek görmüyorlar. Birer bahaneyle, İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da.’’

1919 mayısında Atatürk’ün özetlediği bu duruma ek olarak, o  günlerde bu koşullar altında olan ülkede İngiliz ve Amerikan mandasını kabul etmeyi düşünenler de mevcuttu. İşte ülke bu haldeyken kurtuluşun yalnızca Anadolu’da yaratılacak birlik ve beraberlikle geleceğini düşünen Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkmasının hemen ardından, temmuz ve eylül aylarında gelen Erzurum ve Sivas kongreleri ile Kuva-yi Milliye ateşi yakılıyor ve düzenli ordunun kurulması için zaman yaratılıyordu. Arkasından gelen I.İnönü Zaferi itilaf devletlerini panikletmiş ve Londra Konferansı’nı yaratmıştı ancak bu konferansa Sevr’i asla kabul etmeyen ve Misak-ı Milli’yi yaratan Kuva-yi Milliye katılacaktı ve bu sayede İtilaf devletleri artık TBMM’yi tanıyor olacaktı.

Ardından sırasıyla gelen II.İnönü zaferi, Venizelos hükümetinin düşüşü, Sakarya Meydan Muharebesi tünelin aydınlık tarafını gösterecek ve 30 Ağustos 1922 günü kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi İstiklal Savaşı’nın kesin zaferini getirecekti. 9 Eylül 1922 günü İzmir’de denize dökülen Yunanlılar’ın ardından, Mudanya Mütarekesi ile savaş fiilen bitmişti. 24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile tam bağımsızlıktan, sınırlarımıza kadar, kapitülasyonlar, savaş tazminatı ve azınlıkların durumuna kadar hemen her şey belirlenmişti.

Ve tarih 28 Ekim 1923 gününü gösteriyordu, çalışma odasında koltuğunda düşünüyordu paşa ve kapısı çalındı. Yaveri ‘’herkes hazır paşam’’ dedi. Çankaya’ya dönerken bazı arkadaşlarını akşam yemeğine davet etmişti. Merdivenleri yavaş yavaş indi ve başıyla herkesi selamladı, lafı da çok uzatmadı;

‘’ EFENDİLER YARIN CUMHURİYET’İ İLAN EDECEĞİZ’’ dedi…

İşte Nutuk, o zor günlerden bu güzel günlere gelirken, 1919 ile 1927 yılları arasında yaşanılanları, verilen kurtuluş mücadelesini ve sonunda ulusal ve çağdaş bir devletin nasıl kurulduğunu Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi kaleminden anlattığı eşsiz eseridir. Atatürk Nutuk’u mecliste altı gün boyunca sunmuştur ve bu kitap Cumhuriyet’in en önemli belgelerinden biridir.

Mesele sadece bu kitabı okumak ya da incelemek değildir. Mesele bu kitabın içinde yazanları kelimesi kelimesine doğru anlayabilmek, konu konu irdeleyebilmek, bu kitabı bir başucu kitabı haline getirebilmektir. Görevimiz ise bu kitabın içinde Ata’mızdan bizlere bırakılan dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek fikirlerinin ve emanetlerinin sonsuza kadar izinden gitmek ve bunları koruyabilmektir.

Ve sözlerimi Nutuk kitabının son sayfasında yer alan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinden bir alıntı ile noktalıyorum.

‘’Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını istilacıların siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki soylu kanda mevcuttur!’’

Sonsuza dek Cumhuriyet. Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa. Ne Mutlu Türküm Diyene!