Nerden geldik nereye gidiyoruz derken bazen unutuyoruz kendimizi. Geçmiş geçtiği için çabuk unutuluyor belki de.

Bu sadece bireylerle alakalı bir durum da değil. Toplumsal hafızamız zayıf olsa gerek. Geçmişimizi hatırlamayabiliyoruz. Geçmişimizi bilmezsek geleceği inşa edemeyiz bu da bir gerçek. Öyle değil mi?

O yüzden toplumsal hafızamızın her zaman diri durması gerekir. Tarih denilen olgu kayıtlarıyla var olacaktır ve önceden aldığımız zaferlerimiz her zaman yol gösterici olacaktır. 

Bir zaman sonra hayatımızı ve toplumun hayatını yâd etmemiz gerekecek ki ilerisi için kendimizde güç bulabilelim. 

Ne diyordu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!”.

Varlığımızı korumanın en iyi yolu toplumsal hafızamızın kaybolmaması ki benliğimizi devam ettirebilelim. 

Kimiz biz ki bu zamana kadar atalarımıza bakacak olursak zaten kazanamayacağımız hiçbir zafer olmayacağını biliyor olmamız gerekli, diye düşünüyorum.

Toplumsal hafıza kadar toplumsal ruhumuzu da kaybetmemek gerek. 

Hatırlarsanız pandemi döneminde bütün ülke hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı okumuştuk. Bunu sahip olduğumuz her değer için de yapabiliriz bence. 

Değerlerimize hep beraber sahip çıkmamız gerekli ki bir millet ve ulus olmayı başarabilelim. 

Birliktelik ve tek yürek olmak ne kadar kıymetli ki birbirimize sıkı sıkı tutunmamızı sağlar bu durum. Bizi bizden başka kim anlayabilir ki?

Değerlerimizi yitirmeden, kendimizi hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekli. Bu da toplumsal ruhumuzu her zaman hayatta tutmakla olur. 

En karamsar halde ve herkesin bitti dediği bir anda bir millet yeniden yücelebiliyorsa ‘İyi Bir Lider’ sayesinde hiçbir şekilde umutsuzluğa mahal yoktur o halde. 

Küllerimizden doğamayız belki ama yeniden inşa edebiliriz kendimizi. Birlik ve beraberlik ruhumuz olduktan sonra yıkılmayan bir kale oluruz zaten. Yeter ki değerlerimize geç olmadan, değerlerimiz elimizden gitmeden sahip çıkıp değerini bilebilelim. Tek yapmamız gereken benliğimizi ve var olma sebebimizi korumaktır. Herkese kol kanat gererken kendimizi de unutmamamız gerekli. 

O yüzden de toplumsal hafızamız her zaman güncel ve kim olduğumuzu hatırlamamıza hizmet etmeli.