Seçim sonrası köklü yeniliklerinin etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. Açıklanan yeni kabineyle birlikte değişim yılı 2023’ün dinamiklerini ve ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuna giden yolda atılan ilk adımların etkilerini görüyoruz. Bu adımlardan en önemlisi de 13 senedir Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı olarak görev yapan Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’na getirilmesi oldu. Öyle ki Fidan, MİT Başkanlığından Türk Diplomasisinin başına geçen ilk yetkili olarak tarihe geçti. Türk dış politikasının hali hazırda son on beş senedir güçlü bir konumda olmasının üzerine gidilecek ve Hakan Fidan ile birlikte Türkiye uluslararası arenada daha da etkin bir role sahip olacaktır.

Türkiye’nin dünya siyasetinde oynayacağı kritik rol süper güç devletler tarafından da bilinmektedir.Kafkaslar’dan Libya’ya Ukrayna’dan Mavi Vatan Doğu Akdeniz’e, Batı ve Doğu ülkeleri arasındaki dengeye kadar birçok kritik konuda kazanımlarımız korunarak üzerine yeni kazanımlar eklenecektir.


Türkiye’nin başat aktörlerden biri olmasını sağlayacak olan Hakan Fidan, 15 Temmuz darbe girişimi süreci dahil olmak üzere PKK ile olan çözüm sürecinde de kapalı kapılar ardında önemli görevler aldı. Fidan’ın yeni görevindeki performansı bu sebeple sadece Türkiye içinde değil yabancı kamuoyu tarafından da dikkatlice takip edilecektir.

Yeni dönem Fidan’la birlikte Türk dış politikasında, diplomasinin yanı sıra istihbarat yetkinliğin de ön plana geçeceğini söyleyebiliriz. Ayrıca liberal ve işlevselci bir yaklaşım içerisinde olacağını da öngörebiliriz. Nitekim 2013 MİT Müsteşarı iken Hakan Fidan, ABD’nin gözde dergilerden Middle East Policy’ye ‘Yeni Türk Dış Politikası’ başlıklı İngilizce bir makale yazmıştı. Makalesinde Türkiye dış politikasının son on yılda yeni bir aktivizm çağına girdiğini savunmuş, “Türk dış politikası; belli aktörlerin politika yapım süreçlerinde etkin olması ve Türk diplomatların alet çantalarına geniş bir dizi liberal enstrümanın eklemlenmesiyle birlikte formulasyon ve uygulama aşamalarında daha liberal bir karakter kazanmıştır” ifadelerini kullanmıştı. Bunun da “liberal işlevselci bir yaklaşım” olarak sunulması gerektiğini belirten Fidan, Türkiye’nin özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki politik dönüşüm bağlamında demokrasi ve insan hakları ilkelerini savunma konusundaki duruşunu övmüştü.

Özetle; yeni dönemin Türk dış politikasındaki etkilerini ivedikle göreceğimiz bir sürece doğru ilerlediğimizi söyleyebilirim. Elbette önceki dönemin başarılarını da takdir etmemiz gerekiyor. Önceki dönem Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na şükranlarımı sunuyor, yeni bakanımız Hakan Fidan’a görevinde başarılar diliyorum…