Saygıdeğer okurlarım, Temmuz ayının ortasına geldik. Ancak Corona’ya rağmen bir çoğumuz tatil planlarını yürürlüğe koymuş ve formda gözükmek amacıyla kilo verme telaşına düşmüş, hangi diyeti uygulayacaklarının sıkıntılarını yaşamaktadır. Bu bağlamda, gün geçmiyor ki yeni bir diyet piyasaya çıkmasın. İnsanlar bu durumda ne yapacağını şaşırmış, telefon değiştirir gibi diyet reçeteleri değiştirir olmuşlardır. Diyet reçetesinde yer almayan ve kesinlikle yenmemesini savunan hocalarımız, bir süre sonra hatalarını görüp, tövbekar olmaktadırlar. Bazı hocalarımız ise, günde rahatlıkla 5 uçan(!) veya gezen tavuk yumurtası ile 48 adet zeytini rahatlıkla tüketeceğimizi ifade etmektedirler. Evet, bilim böyle bir şey olmalı ki gelişme kaydederken bazı sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Onun içindir ki beslenirken ve de özellikle bir diyet uygulayacak isek mutlak surette çok dikkatli olmamız gerekmektedir. Böyle durumlarda kaş yapayım derken göz çıkarmamak esastır. Dimyata giderken eldeki bulgurdan olmamalıyız. Hele Corona virüsü ile mücadelemizin sürdüğü bu günlerde işimiz hayli zor gibi görünüyor.

Peki bunu nasıl mı gerçekleştirebiliriz?

İşte size bazı ipuçları: Öncelikle şunu söylemek isterim ki, her kişinin metabolizması, yaşı, cinsiyeti, sahip olduğu hastalıklar farklı olabileceğinden, herkese tek tip diyetler önerilmesi sakıncalı olabilir düşüncesindeyim. Ayrıca, şunu bilmeliyiz ki, sağlıklı yaşam sadece diyet demek de değildir. Beslenme, sağlık masamızın dört ayağından sadece birini oluşturmaktadır. Sağlık masamızın diğer ayakları olan istirahat ve düzenli bir yaşam, stresten uzak kaliteli bir yaşam ve zararlı alışkanlıklar ve bağımlılıklardan arınmış bir hayat sağlıklı bir yaşam olarak kabul edilmektedir. Sağlık masamızı sosyal aktiviteler ve sanatsal etkinlikler ile süslemek pek ala mümkündür. Tabii ki, beslenme sağlık masamızın en önemli ayağıdır. Ancak biliyoruz ki yapacağımız katı tek yönlü diyetler bizi zayıflatabilir, hem de kısa sürede kilo kaybına neden olabilmektedir. Ancak uzun vadede sağlığımızı risk e sokup, sıkıntı yaratmamalıdır. O nedenledir ki uygulayacağımız mantık dahilinde bilimsel diyetlerde her hangi bir kilo artışına neden olmayan, ancak sağlıklı beslenmemizde mutlak surette gerekli olan vitaminleri göz ardı etmememiz gerekmektedir. Özellikle neden sporcular için veya aktif vitamin neden çok daha önemlidir sorusunu ise şöyle cevaplayabiliriz: B vitaminlerinin, egzersiz ile iki temel nedenden dolayı ilişkisi bulunmaktadır. Tiamin, riboflavin, B6 vitamini, niasin, pantotenik asit ve biotin egzersiz sırasında enerji oluşumuna yardım etmekte, folik asit ve B12 vitaminleri ise; kırmızı kan hücre oluşumu, protein sentezi, doku yapımı ve onarımı için gerekmektedir. Bazı literatürlere göre, egzersizin bazı vitaminlere olan gereksinimi artırdığı bilinmektedir. Ancak enerji harcamasının artmasına bağlı olarak, vitamin ihtiyacının ne kadar artması gerektiği ise günümüzde hesaplanabilmektedir. Bunun yanında aklımıza fazla vitamin kullanımı zararlı mıdır? Sorusu da gelebilir. Bu soruyu da şöyle cevaplamak mümkün olmaktadır: Suda çözünen vitaminlerin fazlası, vücuttan idrarla atılmaktadır. Ancak yağda çözünen vitaminlerin aşırı alımları (A -Vitaminoz gibi ) iştah kaybı, baş ağrısı, karaciğer hasarı, kemik ağrısı, nörolojik ve böbrek problemleri gibi önemli sağlık problemlerine neden olabilir. Bu nedenledir ki; tüketeceğimiz vitaminlerin mevsimsel ve dozunda olması çok önemlidir. Şöyle ki; Antioksidan etkiye sahip (kansere karşı koruyucu) ve C vitamini yüksek olan nar suyunu 3 bardaktan fazla tükettiğimizde vücudumuzda bazı sıkıntılar oluşturabileceğini, mevsimsel olmayan sebze ve meyvelerin ise vitamin katkılarının pek önemli olmadığını bilmemiz gerekir.

Saygıdeğer okurlarım; bu nedenledir ki beslenme veya diğer her konuda atacağımız adımda, vereceğimiz kararlarda çok düşünmemiz, bilimsellik ile birlikte mantığımızı da kullanmak zorundayız.

Sağlıklı, mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum.