Cumhuriyetimiz, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir hayaliyle kıvılcıma dönüştü ve 100 yıl önce bugün parladı.

Cumhuriyet’in 100 yıllık yolculuğunda onun geçirdiği tüm evreleri hep okuduk, dinledik ve izledik. Ama önemli olan özümseyebildik mi? İşte ilerlemenin ve uygar olmanın tüm şifresi burada gizli.

Cumhuriyet bir yönetim şeklinden ziyade bir devrimdir. Tüm yenilikleri ve değişiklikleriyle Anadolu insanının bütün hayatına sirayet etmiştir. Mustafa Kemal önderliğinde çıkılan bu yolda tüm alanlarda yapılan yenilikler kimi zaman tam anlaşılamamış kimi zaman eleştiri almıştır. Ama onu bugünlere getirmek asil milletimizin marifetidir. Cumhuriyeti, milletin özünden kopmadan yenilenen dünyayla uyumlu hale getirmek bu vatanın evlatlarının görevidir.

Devlet idaresi, eğitim, bilim, sosyal hayat, sanat ve spor bir insanın gelişimsel sürecini tamamlaya hizmet eden, onu işe yarar birey haline getiren temellerdir. Bu yazımı yazarken sporun insan bedeni-zihni ve toplum hayatı için ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Atatürk, “Cumhuriyet fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister.” diyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşaması ve gelişmesi için sporun ve sporcunun şart olduğunu bizlere çok anlamlı bir şekilde iletiyor.

Atatürk, Cumhuriyet’i kurduktan sonra sporun gelişmesi için o şartlarda bile birçok özveride bulunuyor. Bunun ilk örneği olarak, 1915 yılında Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği’ne atandığında dönemin hükümetine, okullarda jimnastiğe ayrılan sürenin artırılmasına dair raporunu sunması gösterilebilir.

1924 yılında gerçekleştiren Türkiye’nin ilk spor kongresiyse, sporun ülkemizdeki gelişimi konusunda çeşitli düşünceler üreterek Türk sporuna katkı sunmuştur. 1927 yılında Atatürk önderliğinde başlayan Gazi Koşusu bugün at yarışlarında bir gelenek haline gelmiştir.

Futbola baktığımızda ise Atatürk’ün oldukça ilgili olduğunu görmek mümkün. Atatürk, Türk sporunun çınarı Beşiktaş Kulübüne övgülerini şu sözlerle dile getirmiştir.

 "Efendiler,

Sizlerin ve sporcularınızın ciddi çalışmalarını, çeviklik ve maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle ayrıca dikkatle izliyorum.
Spordan yoksun bir gençlik, nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekâmül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o vücut o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz.
Bugün bünyenizde toplayıp ilmi metotlarla yetiştirmeye çalıştığınız bu gençler, tam anlamda bedenen ve fikren geliştikleri zaman vatan müdafaasında, ilmi sahalarda olduğu gibi, spor alanlarında da Avrupalı hasımlarına Türk’ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir.
Sizi candan kutlar, başarılarınızı her zaman duymak isterim.” ATATÜRK - 1916

1920’li yıllarda Türk futbolunun gelişimi için önemli bir adım atan Atatürk, Beşiktaş Kulübü’yle yakın temas halindeydi. Atatürk Samsun’a çıkmadan önce ailesini siyah-beyazlı camiaya emanet etmiş ve Dolmabahçe’den Samsun’a hareket etmiştir. Bu nedenle Beşiktaş, Cumhuriyet yolculuğunda önemli bir yere sahiptir.

Daha sonra dönemin Beşiktaş Başkanı Ahmet Fetgeri Aşeni, belki de bu yakınlık vesilesiyle 19 Mayıs’ın spor bayramı olarak kutlanmasını Atatürk’e öneriyor. Bu öneri kongrede oylanarak, kabul edilmiş ve Atatürk’ün de kabulüyle yasalaşmıştır. 19 Mayıs Spor Bayramı böylece ilk kez 1926 yılında Samsun’da kutlandı.

Dolmabahçe’den Samsun’a yapılan bu yolculuk, bir coğrafyanın kaderini değiştirmiştir.

Yapılan her ilk yenilerinin gelmesine cesaret verir, yol açar. Cumhuriyet, coğrafyada birçok ülkeye ilham ve umut ışığı olmuştur. Beşiktaş’ta Türk sporunun önünü açmıştır.

Cumhuriyetimizin 100. Yıl anısına ve Türk futbolunun çınarına sevgiyle…