Kıymetli okurlarım, bu haftaki yazımda sizlere son zamanlarda çok sık gündeme gelen ve hemen hergün gazetelerde görmeye b

Kıymetli okurlarım, bu haftaki yazımda sizlere son zamanlarda çok sık gündeme gelen ve hemen hergün gazetelerde görmeye başladığımız hekim hatalarından ve bu hataları dolayısıyla hekimlerin karşı karşıya kaldıkları hukuki mesuliyetden bahsedeceğim.



Tıbbi Malpraktis Nedir?



Hekimlerin uygulama hatası için genel olarak tıbbi malpraktis tabiri kullanılmaktadır. Tıbbi malpraktis, yani doktorun tıbbi uygulama hatası; doktorun veya ilgili sağlık kuruluşunun bilgisizliği, acemiliği veya ihmali nedeniyle yanlış teşhis, hatalı tedavi veya eksik bakım hizmeti neticesinde hastanın zarar görmesi olarak tanımlanabilir. Tıbbi malpraktis kavramı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 13. maddesinde “bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi, hekimliğin kötü uygulaması” olarak tanımlanmıştır.



Tıbbi Malpraktis (Doktor Hatası) Nedeniyle Tazminat Davası Şartları



Hatalı tıbbi müdahale nedeniyle hekimin cezai ve idari sorumluluğunun yanı sıra, tazminat sorumluluğu da söz konusu olabilir. Tıbbi malpraktis nedeniyle tazminat davası; hastalığın teşhisi, tedavisi ve hastanın bakımı aşamalarında tıbbi standartlara aykırı yapılan her türlü uygulamadan kaynaklanabilir. Türk Tazminat Hukuku’nda hekimin tazminat sorumluluğu büyük ölçüde genel tazminat prensiplerine göre belirlenir. Doktorun veya sağlık personelinin hatalı tıbbi uygulama nedeniyle sorumluluğu sözleşme veya haksız fiil nedenlerine dayanır. Bunun dışında vekaletsiz iş görme kuraları da uygulama alanı bulabilir.



Hekimin sözleşme nedeniyle sorumluluğuna gidilebilmesi için sözleşmenin ihlalinin yanı sıra aynı zamanda kusurlu da olması gerekir. Burada hekimin kusuru kast veya ihmal şeklinde ortaya çıkabilir. Sözleşmenin ihlali veya haksız fiil ile meydana gelen zarar arasında bir neden sonuç ilişkisinin kurulabilmesi gerekir. Şayet bütün bunlar gerçekleşmiş ve hekimin sorumlu olduğuna hükmedilmişse artık hekim hastasına veya yakınlarına tazminat ödemek zorunda kalabilir. Tazminat miktarının belirlenmesi bakımından hekimin sorumluluğunun kaynağının sözleşmeye veya haksız fiile dayanmasının önemi yoktur. Kusurlu bulunan hekimin ödeyeceği iki türlü tazminat vardır: Maddi ve manevi tazminat.



Maddi ve Manevi Tazminat Yükümlülüğü



Hatalı tıbbi müdahale nedeniyle hastanın uğradığı zararların karşılanması amacıyla ödenen tazminat maddi tazminattır. Tedavi masrafları, ilaç masrafları, yeni bir ameliyatın masrafı, çalışamama dolayısıyla oluşan zararlar ve hastanın kazanç kaybı ile yol ve taksi masrafları gibi kalemler bu kapsamdadır. Hastanın ölümü halinde yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Hatalı tıbbi müdahale nedeniyle meydana gelen manevi zararların tazmini de manevi tazminatla mümkündür. Manevi zarar kişinin manevi değerlerinde meydana gelen eksilmedir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazmnat olarak bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.



Davalarda Görevli Mahkemeler ve Zamanaşımı Süresi



Tıbbi malpraktis nedeniyle eser veya vekalet sözleşmesine dayanılan hallerde görevli mahkeme “tüketici mahkemesi” olarak düzenlenmiştir. Kamu hastaneleri veya sağlık kuruluşları aleyhine tıbbi malpraktis nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarına bakmaya görevli mahkeme “idare mahkemesi” olarak düzenlenmiştir. Dava açma süresi 2 ve 10 yıllık zamanaşımına tabidir.