Sayın Cumhurbaşkanımızın Ardahan mitinginde Millet İttifakı İstanbul belediye başkan adayının kimi durumlarda ücretsiz ulaşım vaadi ile ilgili sö

Sayın Cumhurbaşkanımızın Ardahan mitinginde Millet İttifakı İstanbul belediye başkan adayının kimi durumlarda ücretsiz ulaşım vaadi ile ilgili söylediği "Bunlar kimin parasını kime veriyorlar" şeklinde söylemi bugünkü köşe yazımın nedeni oldu.
Bir bakalım kim kimin parasını kime veriyor.
Doğan Medya grubunun Demirören Şirketler grubuna satışı konusunda Ziraat bankası genel müdürü'nün söylediği söz dünya bankacılık tarihine geçecek tarzda oldu.
"Paramız vardı verdik."
Ülkenin tarım ve hayvancılığını desteklemek üzere kurulan bankası artan mazot ve gübre, yem maliyetleri karşısında gerileyen tarım ve hayvancılığa dair destek için hayati önem taşıyan 675 Milyon doları hiçbir ekonomik kazanım ve istihdam sağlamayacak bir medya grubu satışı için verdi. Üstelik 2 yılı geri ödemesiz 10 yıl vade ile.
Bu parayı neden üretim yapamaz hale gelen ve icra baskısı altında bulunan çifçiye 2 yıl geri ödemesiz 10 yıl vadeli kredi olarak ve ekilmemeyen tarım arazilerinin yeniden ekonomiye kazandırılması için kullanmadınız.
Hükümet Astana sürecinin kendi dillendirdiği üzeri birazda övünerek Suriyeliler için şimdiye kadar 35 Milyar dolar harcadı ve harcamaya devam ediyor. Bu şimdilerde yeni göç dalgası için seslendirdiği biz daha fazlasını kaldıramayız sözünü en başta bu bizim savaşımız değil bunun yükünüde biz çekecek değiliz diyerek mültecileri Avrupa'ya göndereceğine vize aldatmacası ile gidenleri bile geri aldı.
Madem karşılıksız harcayacak paramız vardı bu parayı neden vatandaşlarımızın içine düştüğü kredi borçlarının daha fazla borçlanmasına yol açacak faizli yapılandırma yerine devlet eliyle ana para borcu üzerinden faizsiz yapılandırma için kullanmadınız.
Bununla da bitmedi. Geniş anlamda işsizliğin 6 milyona ulaştığı ülkemizde Suriyelilere çalışma izni çıkarıldı. Ama bu izin bordolu çalışma anlamında cüzi rakamda kalırken ülkemizde 1 milyon civarı Suriyelinin vergisiz olarak çalışmasının önünü açtı.Devlet kendi vatandaşının işini Suriyelilere verdi.
Araç geçiş tahahütlü köprüler, hasta taahhütlü hastaneler, uçak iniş taahhütlü havalimanları ile ülkemiz bu yatırımları yapan insanların oturdukları yerde para kazandıkları bir hale geldi.
Hükümetin elinde halkın karşısına çıkabileceği ne kaldı. PKK ve FETÖ terör örgütleri. Fetö Terör örgütünün kurucusu ABD'den yani hükümetin dilinden düşürmediği sıfatıyla Stratejik Ortağından örgüt liderinin iadesi gündemden düştü iktidarı desteklemeyen herkes terör örgütü destekçisidir söylemi gündeme geldi. Kısacası yönetim varlığı korunan bir örgüt üzerinden siyasal kazanım güdülmeye başlandı.
Bu arada hükümet gözünü parasal kaynak bulmak için İşbankası'ndaki CHP'nin yönetiminde ki Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarına ait hisselere dikmiş durumda. Buradaki mevzu bir siyasi partinin banka yönetiminde olması değildir. Hükümetin bu hisseleri hazineye devralması halinde bankaya asıl gözünü dikmiş olan Katarlılara satmak amacında olduğu kanaatindeyim. Bankanın kurulduğu para Atatürk'e ait değil gönderilen yardım parasıdır şeklinde söylemlerin amacı da bunun yolunu açmak.
Asıl konumuza döner isek devletine ve milletine bağlı bir vatandaş olarak hükümete soruyorum siz milletin parasını kimlere verdiniz ve vermeye devam ediyorsunuz.
Günün sözü : Bir ülkede beka sorunu o ülkenin iktidarında olanların kendilerine muhalif herkesi vatan haini ilan etmeleri ile oluşur.