İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada iki güç dengesi oluştu. Biri Sovyetler Birliği öncülüğünde kurulan Varşova Paktı, diğeri hiç katılmam

İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada iki güç dengesi oluştu. Biri Sovyetler Birliği öncülüğünde kurulan Varşova Paktı, diğeri hiç katılmamamız gereken Kore Savaşı sonucu ülkemizinde katıldığı ABD, İngiltere ve Fransa'nın öncülüğünde kurulan NATO. Türkiye'nin NATO üyeliği ülkenin dış siyasal gücünün kırılması, NATO üsleri adı altında ülkemizde ABD üsleri kurulması ve savunma sanayi olarak ABD'ye bağımlılığı dışında bir getiri sağlamadı.1991 yılında Varşova Paktı dağıldı. ABD karşısında bir güç dengesi kalmadığı için İngiltere ve İsrail ile ortaklaşa yürüttüğü Dünya'yı kendi hegamonyalarında yönetme planlarını uygulamaya başladı.
ABD'nin Arap Karakışı saldırılarının sonuncusu Suriye'de ki durumun çözümü için üç ülkenin çözüm için bir araya gelmesi ile tarihi bir fırsat yakalanmış oldu. Bu ABD'nin dünya üzerinde ki siyasi, askeri ve ekonomik saldırılarına karşı Türkiye İran ve Rusya'nın temelini atacağı tüm bu alanlarda ortaklaşa hareketi içeren yeni bir paktın kurulmasıdır. TV tartışma programlarında ABD şöyle yaparsa Türkiye böyle yapar ABD böyle yaparsa Türkiye böyle yapar şeklinde ki laf cambazlıklarını unutun. Sınır hattımıza kurulacak güvenli bölge Türkiye ile Suriye arasında olan karasal bağı Türkiye aleyhine kesmeye yöneli bir aldatmaca. ABD'nin bölgenin denetimini Avrupalı gerçek müttefiklerine bırakacağı açıklaması bu durumu ortaya koymaktadır. ABD'nin Suriye'deki tek amacı mevcut yönetimi ister yıksın ister yıkamasın Suriye'nin kuzeyinde ülkenin Irak'a göre daha güneye inen bir alanda petrol ve Türkiye üzerinden giden su sahalarında kendi güdümünde Kürt Özerk Bölgesi'ni kurmak.Suyun önemi İsrail'in Ortadoğu'da bulunan su kaynakları üzerinde hakimiyet kurma arzusu. Kürt Özerk bölgesi kurulması halinde ilerleyen zamanda yapılacak boru hatları ile Fırat nehrinden İsrail'e su akışı sağlanması muhtemel. Hükümet mevzuyu sınırlarımızda terör faaliyetlerine izin vermeyeceğiz diyerek konuyu buna indirgesede ülkemiz için asıl tehlike YPG/PKK terör örgütünün devletleşmesidir. ABD Suriye'de şu anki hedeflerine ulaştığı düşüncesiyle İran'a karşı adımlarını bu ay içinde Polonya'da gerçekleştirdiği toplantı ile hızlandırdı. İran giderek yalnızlaştırılmaya çalışılıyor. Üçüncü ve dördüncü Kürt özerk bölgeleri biri İran'da diğeri Türkiye'de öngörülüyor. İran bu duruma karşı paktı istiyor. Rusya ise ABD'nin yayılmacı politikasından rahatsız ve ABD aynı zamanda NATO'ya karşı Varşova paktına göre daha geniş bir güç dengesi için yeni bir pakt oluşturma arzusunda.
Paktın kuruluşu, Suriye'de çözüm ve Türkiye için asıl tehlike olan YPG-PKK terör örgütünün devletleşmesine karşı atılacak ilk önemli adım Türkiye'nin elinde. Esad katil Esad halkını katlediyor propagandasını bırakarak Beşar Esad yönetimi ile masaya oturmak. İster beğensin ister beğenmesin Esad yönetimi hala halkının önemli bir kesiminin ve ordusunun desteğine sahip. Türkiye'nin Esad ile anlaşmaya varması ABD'nin şu ana kadar Suriye'de kurmaya çalıştığı her şeyin aynı şekilde BOP'un yıkılması demektir. Sağlanacak anlaşma ile Rusya ve İran'ın desteğinde Kuzey'den ve Güneyden yapılacak ortak askeri harekat ile YPG/PKK ve İŞİD'in yeni yapılanması HTŞ'nin beli kırılarak hem Suriye'de toprak bütünlüğü sağlanmış olacak hemde ABD'nin İran ve Türkiye'yi de içine alacak olan terör örgütlerine özerk yönetim kurdurma projesi çökecektir. Konunun özeti biz koruyoruz dediği Suudi Arabistan'a sıkışıp kalacak şekilde ABD'nin Ortadoğu'dan kovulmasının yolu açılmış olacak. Astana sürecinin Astana Paktına dönüşmesi ve bu paktın siyasal ve ekonomik olarak da hayata geçirilmesi ile ABD'nin ülkeler üzerinde ki ekonomik baskısı da kırıma uğrayacaktır. Ülkesinde bulunan ABD askeri varlığından şikayetini her dönemde en son İran konusunda bunu dile getiren Irak Amerikan zoru ile ülkesinde kurulan Kürt Özerk Yönetiminden de kurtulmak üzere yeni kurulacak pakta katılacaktır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Venezüella gibi yakın ABD tehdidi altındaki önemli enerji kaynaklarına sahip ülkelerin pakta katılımı ile karşılıklı ekonomik anlaşmalar, ürün ihracı, üretime dayalı istihdam ile pakt ülkelerinin ABD ve İsrail baskıcı ekonomisinden kendi ayaklarına üzerinde duran bir dünya ekonomisi yapısına geçmesi sağlanacaktır.
Kurulacak bu pakt ile Türkiye kendisine karşı terör örgütlerine destek veren sözde müttefiklerden ve ekonomik tehditlerinden kurtulacağı gibi dünyanın önünü açacak büyük bir oluşumun kurulmasını sağlayarak ekonomik kalkınmasını sağlayabilir.
Günün Sözü: Ya uyuz bekçi köpekler gibi ABD'nin önümüze atacağı kemikleri nimetten sayıp önce komşularımızı sonra bizi parçalamsını seyredeceğiz yada gereken hamleyi yaparak onurumuzla kendimizi ve dünyayı bu beladan kurtaracağız.