İstanbul sahip olduğu tarihi, coğrafi konumu, nüfusu, ekonomisi, kültürel ve sosyal kurum ve kuruluşları ile

İstanbul sahip olduğu tarihi, coğrafi konumu, nüfusu, ekonomisi, kültürel ve sosyal kurum ve kuruluşları ile  gereğince hizmet eden belediye başkanını siyasette çok iyi yerlere getirebilir. Diğer alanlarda şehri iyi yönetmese de iyi kazanımlar sağlar. Her konuda öncelikli ismi geçen şehrimiz olduğu gibi yerel seçimlerde de en fazla gündemi oluşturan ilimiz.



Seçim sonucunu şimdiden açıklıyorum. Ak Parti adayı Binali Yıldırım kazanacak.



Bakmayın seçime kadar geçecek süreçte kimi medyanın okuyucu ilgisi çekmek için atacakları başlıklara veya tvlerde ki haberlere, seçimin sonucuna dair ahkamların kesileceği tartışma programlarına. Her partinin kendi adayını gösterdiği bir meclis başkanlığı seçimini düşünün siyasi tarihimiz bu tür meclis başkanlığı seçimlerimizle dolu. Sonuç bellidir en fazla milletvekiline sahip partinin adayı meclis başkanı seçilirdi. Bir kısım medya seçim olana kadar    "Başkan kim olacak" diye başlık atıp dururdu. İşte İstanbul Belediye Bakşanlığı seçimide bu kadar net. Kimse başkan kim olacak diye içeriği boş haberlerle zaman kaybetmesin.



Öncelikle belirteyim bu yazdığımın AK Parti'nin oy çokluğu ile alakası yok. Peki nasıl mı bu kadar eminim. Kılıçdaroğlu İstanbul Belediye Başkan adayı değil yerine partinin başına geçecek kişiyi belirledi. Diyeceksiniz ki seçimi kaybedecek adaydan genel başkan mı yapılır. Kılıçdaroğlu'nun misyonunu "Beyaz Saray'ın Soytarıları" adlı yazı dizimde yazmıştım. Onun misyonunun başarısı kaybetmek üzerine kurulu. Bir ilçe belediye başkanını tekrar kazanacağı ilçe koltuğundan olacağı bir seçime sokmanın yolu ise ona il belediye başkanlığından fazlasını vaad etmektir.



Geçmiş seçimlerde de başarılı ilçe başkanlarının büyükşehir belediyesine aday gösterildiklerini ve sonuçlarını gördük. İlçesinde ne kadar başarılı olursa olsun aday ilçe başkanının bu başarılarını kentin bütün sorunlarının çözümünde gösterebileceğine dair il için hazırlafığı projeler ile halkın karşısına çıkması gerekir. Seçmen bir ilçede yaptığı başarılı çalışmaları referans almaz. Hele ki mevzu İstanbul gibi bir şehrin yönetimi ise.



CHP adayı İmamoğlu Beylikdüzü belediye başkanı. Beylikdüzün'de başarılı çalışmaları referans gösteriliyor. Sokaktaki halka soralım kaçı İstanbul'a adaylığından önce İmamoğlu'nun adını duymuştur. Kaçı Beylikdüzü belediye başkanının kim olduğunu ve Beylikdüzün'de çalışmalarını biliyordu. Milyonlarca İstanbul halkının kaçı Beylikdüzü'ne ayak basmıştır. Halk Beylikdüzü ve orada neler olduğu ile ilgilenmez onlar için adayın şehir yönetimine geldiğinde yaşantılarında ne gibi iyileştirmeler getireceği önemlidir.



İmamoğlu'nun karşısında ki aday Bakanlık, başbakanlık ve iktidar partisinin genel başkanlığını yapmış ve şu an meclis başkanlığı yapan kişi. Hepsinin üstünde İstanbul yıllardır Ak partinin yönetiminde. Halk çıkan bütün adaylara rağmen hizmetinden memnun olduğu partinin adayını yönetime getirmiş. Ak Parti adayının İstanbul için projeleri iktidar partisi ve belediyeyi elinde tutan parti olarak hazır. Seçim ekibi aday kim olursa olsun onunla gereğince çalışmaya odaklı olarak mahalleler bazında dahi çoktan oluşturulmuş.



Şurası bir gerçekki belediye seçimlerinde aday seçimi genel seçimler gibi değildir. Kimi ilçelerde küçük partilerin kazandığı başarının altında da bu vardır. Muhalefet aday belirleme sırasında genel olarak halkın tanıdığı, projeleri ekibi hazır ve projeleri ile kendini halka benimsetebilecek adaylar arasından seçimini yapar. CHP seçimininin tek dayanak noktası ise İmamoğlu'nun ilçe başkanlığın'da gösterdiği başarı ve üyesi olduğu sosyal kurumlar. Ekmeleddin vakasını hatırlayın. Halkın genelinin tanımadığı ama dünya çapında kuruluşlarda çalışma yapan biri. CHP'nin örgütlenme durumu ortada. Seçim zamanları apar topar nemalanma yada seçim sandığı ücretleri gibi nedenlerle apar topar oluşturulmuş seçim ekipleri.Yaptığım görüşmelerden anladığım kadarı ile de ideolojik olarak partiye bağlı olan ve görev alan kesim ise devletten en büyük ikinci seçim yardımı alan partide ceplerinden harcadıkları paraları alamamaktan şikeyetçi ve seçimlerden sonra unutulmanın yılgınlığında. Bütün geçmiş seçimleri inceleyin sandığa gitmeyen seçmen oranında CHP birinci sıradadır. Bu seçimler yerel seçim olmasına rağmen sandığa gitmeyeceğini açıkça beyan edenler bile geçmiş seçimlerden çok daha fazla. Mevcut parti yönetiminin değişmesini isteyen kesimin büyük çoğuluğu sandığa gitmeyecek.  CHP'ye büyük erozyon yaşatacak. Diğer kesimi ise HDP'nin gücüne güç katmak için bilmeyerek asıl amaca hizmet edecekler. İmamoğlu'nun iktidar partisi adayının tüm avantajları karşısında öncelikle kendi seçmen tabanını destek için ikna etmek gibi bir sorunu var. Ekibi ile bir an önce halkın arasına karışıp ilçe ilçe mahalle mahalle projelerini ve bunların İstanbul halkına getireceği faydaları anlatarak insanlara kendini benimsetmek için normal bir adayın iki üç katı çaba sarf etmesi gerekli.



Ama İmamoğlu böyle yapmadı. Daha halkın gözünde aday olarak kendini bulamamışken halkı dikkatini çekecek proje açıklamamış iken bir dini lideri ziyarete gitti ve görüştüğü konu Ukrayna kilisesine bağımsızlık verilmesi. Böyle bir konu belediye başknını bile aşar. Bugünkü seyrettiğim haberde ise parti seçmenine dahi gitmemişken kiliseleri dolaştığı. İmamoğlu'nun kendisini belediye bakanlığında değil daha üst seviyelerde gördüğü ve belediye seçimi değil bu büyük hedefi için ululararası destek için bu ziyaretleri yaptığı ortada. Seçimi kaybettiğinde kaybedilen her seçimde kendini başarılı ilan eden genelbaşkanı tarafından başarılı ilan edilecek. Parti içerisinde genel başkanlık için  yolunu açacak görevlendirme değerli bir partilimizi kadromuzda tutmak adı altında yapılacak. Parti içi genel tepkilerin ve muhalefetin artık durdurulamaz hale geldiği noktada ki bu en fazla bir sonra ki genel seçimde oluşacaktır Kılıçdaroğlu genelbaşkanlığı bıraktığını demokrasinin gereğini yapıyorum nutukları ile açıklayacak. Parti içi demokrasiden dem vurup koltuğunu korumak için kullandığı delege sistemini İmamoğlu'nun genelbaşkanlığı için kullanacak.



Günün sözü: İnsana rüzgar olanlar ona uçtuğunu hissttirebilir ama rüzgar kesildiğinde brandayı tutmak için kimse ortada olmaz. Ancak o zaman neyin içine düştüğünü anlar.