Türk Milleti’nin yazı dili bin yıllar öncesine dayandığı inkar edilmez bir gerçektir. Eğer bu milletin konuşma ve yazı dili mükemmel olmasaydı, Yenisey Yazıtları, Orhun Yazıtları vb… kültür değerleri olmazdı. İstedim ki; Türk Milleti’nin bin yıllar öncesinde oluşturduğu yüce kültür değerleri sayesinde; güzel konuşmayı, güzel yazmayı, renkli yaşamı saygın ve saygılı bir şekilde devam ettirmiştir.

Demem odur ki Türk Milleti edebi hayatı gayet iyi biliyordu. Konumuz olan, Göktürk İmparatorluğu’nun resmi yazısı yani Orhun yazısının başlangıcı çok daha eskilere dayanmaktadır. Birçok kişi, Orhun yazısının Göktürkler’le birlikte kullanılmaya başlandığını sanır ama işin doğrusu bu değildir. Türkler’in çok daha eski dönemlerde de kendilerine özgü yazıları vardı ve bu yazı Orhun yazısının atası idi. Yazının icat nedenlerinden biri devlet yönetimi olduğuna göre, Göktürk İmparatorluğu’ndan önce kurulmuş ve çok geniş alanlara yayılmış bulunan Türk devletlerinin (Büyük Hun, Batı Hun, Ak Hun gibi) yazılarının olması nedeniyle de Orhun Alfabesi yani yazısı bu kadar donanımlı olmuştur.

Orhun yazısının Göktürkler ’den önce de kullanıldığını çok önemli bir tespittir. Çinli gezgin Hiuen-Tsang (7. yüzyılın ikinci yarısı), Göktürkler ‘den önce Ak Hunların da yazılarının olduğunu ve bu yazının Göktürkler ’in kullanmış olduğu Orhun yazısı ile aynı olduğunu bildirir. Bizanslı tarihçi Prokopios da Ogur Türkleri’nin kendi yazılarını kullandıklarını kaydeder. Bizanslı Menandros’a göre, İstemi Yabgu’nun 568 yılında Bizans İmparatoru’na yolladığı mektup da “İskit (Türk) yazısı” ile yazılmıştı. Menandros’un İskit kelimesi ile anlatmak istediği, Göktürkler’dir.

Taspar (Tapo) Kağan için, bir Budizm kitabı olan Nirvana Sutra’nın Türkçe çevirisi yapılmıştı. Hazar Kağanlığı ile Batı (Avrupa) Avar Kağanlığı’nda da Orhun yazısı kullanılmıştır. Macaristan’da bulunan ve Orhun harfleriyle yazılmış olan dört satırlık yazıt, Batı Avar dönemine aittir. Bizanslı Priskos anılarında, Hun katiplerinin ayrı bir yazı ile hazırladıkları metinleri Attila’ya okuduklarını söyler ki; bu da Avrupa Hunları’nın kendi öz yazılarının bulunduğunu kanıtlar. Orhun Alfabesi’nin harflerinden oluşan Tuna Bulgarları’nın yazısı, bu Hun yazısının devamıdır.

Son yıllardaki yapılan kazılarda, Isık Göl yakınlarındaki Esik Kurganı (Altın giysili adamın mezarı), 1970’te açılmış ve içindeki gümüş bir çanağın üzerinde Orhun yazısı ile yazılmış satırlara rastlanmıştır. Esik Kurganı, MÖ 5-4. yüzyıldan kalmadır. Ayrıca, Tanrı Dağları’ndaki MÖ 2. yüzyıla ait Kuray Kurganı’nda da Orhun yazısı ile yazılmış 5 harflik bir metin vardır.

Çinliler, Eski Türklerin değnekler üzerine çentikler çizerek, ok ucuyla balmumu üstüne işaretler yazarak haberleştiklerini ve resmî belgelerini saptadıklarını bildirmektedirler.

Orhun yazısı eski Türk damga ve işaretlerinden çıkmıştır. Gerçekten de Orhun yazısındaki harflerden OK sesini veren harf ok’a, (A)Y sesini veren harf Ay’a, (E)S sesini veren harf (s) süngüye, (E)B sesini veren harf ev’e (Eski Türkçe’de “eb”), (A)T – T(A) sesini veren harf dağ’a (Eski Türkçe’de “tag”), (E)L sesini veren harf el’e, (E)R sesini veren harf de er’e yani adam’a benzemektedir.

Orhun yazısı, Orhun (Göktürk) Yazıtları’ndan önce Yenisey Yazıtları’nda da kullanılmıştır. Yenisey Yazıtları’nda 150’den fazla işaret vardır. Bu işaretlerin sayısı Orhun Yazıtları’nda 38’e düşürülmüştür (sözcük ayırma işareti hariç).

Orhun Alfabesi’nin şaheseri; Orhun Yazıtları: Göktürk İmparatorluğu’ndan kalma, 7 ve 8. Yüzyıla ait en eski taş yazıtlardır. Üzerinde, Türk Edebiyatı’nın ilk örnekleri bulunan “Bengü Taşları’dır.” Moğolistan’ın kuzeydoğusunda, eski Orhun Nehri yatağına dikilmiş oldukları için bu yazıtlara(kitabelere) Orhun Yazıtları, Göktürk İmparatorluğu’na ait oldukları için de Göktürk Yazıtları denmiştir Bunların en büyükleri ve en önemlileri üç tanedir. Birincisi olan Kültigin Yazıtı’nı ağabeyi Bilge Kağan, 732’de diktirmiş, ikincisi olan Bilge Kağan Yazıtı’nı da ölümünden bir yıl sonra 735’te kendi oğlu diktirmiştir. Üçüncü olarak vezir Tonyukuk Yazıtı ise 720-725 senelerinde kendisi tarafından dikilmiştir. Yazıtları Bilge Kağan ve Kültigin’in yeğeni Yollug Tigin yazmıştır.

Orhun Yazıtları’ndan, 12. yüzyılda tarihçi Cuveynî, Târîh-i Cihângüşâ’sında bahsetmiştir. Ayrıca Çin kaynaklarında da bu kitabelerden bahsedilmektedir. 1709’da Poltava Savaşı’nda Ruslar’a esir düşen İsviçreli subay Strahlanberg, 13 sene Sibirya’daki sürgün hayatında serbestçe gezip dolaştığı yerlerde incelemelerde bulunmuş, 1730’da kendi vatanına döndüğünde araştırmalarını yayınlamıştır. Bunun üzerine 1890’da Heikel’in başkanlığında bir Fin, 1891’de de W. Radloff’un başkanlığında bir Rus ilmî heyeti yazıtların bulunduğu yere gönderilmiştir. Her iki heyet Yazıtları tetkik edip, fotoğraflarını Avrupa ilim merkezlerine dağıtmışlardır. Danimarkalı Bilgin V. Thomsen 1893’te Orhun yazısını çözmeyi başarmıştır.

Orhun Yazıtları, Göktürk İmparatorluğu’nun kuruluşundan yarım yüzyıl sonra, Türk beylerinin anayurttan uzaklaşarak, kendilerini Çin’in yumuşak ipeklerine ve hileci siyasetine kaptırıp bozulduklarını anlatır. Eskisi gibi iyi ve bilgili olmayan bu beylerin elinde Türk Devleti’nin nasıl sarsılıp yıkıldığını aydınlatır. Bu yüzden tam elli yıl, Çin ilinde esir yaşayan Türklerin, esirlik hayatına alışamayarak, durmaksızın isyan ettiklerini ve sonunda başarılı olduklarını, yeniden istiklâl kazandıklarını anlatır. 8. yüzyılda, Çinlilere karşı yapılan İstiklâl Savaşı kazanıldıktan ve Türk bütünlüğü sağlandıktan sonra, bunların unutulmaması için diktirilmiştir.

Türk sosyal hayatının yüksek tablosu; Türk hitabet sanatının şâheseri, muhteşem eda ve ihtişamlı hitap tarzı; Türk milliyetçiliğinin temel kitabı, bir kavmi bir millet yapabilecek eser; Türk yazı dilinin ilk örneği ve başlangıcını miladın ilk yüzyıllarına çıkartan delil, Türk ordusunun kuruluşunu ilk yüzyıllara götüren vesika; insanlık âleminin sosyal muhtevası bakımından en manalı mezar taşlarıdır.

Orhun Yazıtları çok yönlü vesikalardır. Şöyle ki: Türk milletinin adının geçtiği ilk Türkçe metin olup; taşlar üzerine yazılmış ilk Türk Tarihi, Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi; milletle hesaplaşması, devletin ve milletin karşılıklı vazifeleri; Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası; Türk askerî dehâsının, Türk askerlik sanatının esasları; Türk feragat ve faziletinin büyük örneğidir( turkedebiyati.org).

Kısacası: Türk Milleti’nin muhteşem yazı ve yazıtlarından birisi de; Orhun yazı ve yazıtlarıdır.