Laleler türküsünü daha önce defalarca dinlemişliğiniz vardır. Peki, bu türkünün Osmanlı ordusu askerleriyle olan hazin öyküsünü hiç duymuş muydunuz? 1918 yılında Ermeniler Azerbaycan’ı işgal ediyor ve Azerbaycan’da büyük bir katliam başlıyor. Çoluk- çocuk, yaş ayırt edilmeksizin binlerce insan zulme uğruyor, katlediliyor. Ortaya çıkan görüntüyü ise hayal etmek bile istemezsiniz.

Bu katliam üzerine Kafkas Türk ordusu, Nuri Paşa (Enver Paşa’nın küçük kardeşi ve fahrî mirlivâ / tümgeneral) komutasında Azerbaycan’dan Bakü’ye kadar ilerliyor. Bu girişimle işgal altında olan Azerbaycan-Gence ve Şamaxı bölgesi; saldırılardan kurtulsa da ne yazık ki çok sayıda şehit veriliyor. Gence bölgesine giriş yapan binlerce askerin başındaki kırmızı fesleri ve püskülleri ise uzaktan gelincik tarlasını andıran bir görüntü oluşturuyor. Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk Devlet Başkanı Mehmet Emin Resulzâde, Nuri Paşa ve Türk askerinin Gence’ye gelişine ilişkin duygularını: “O zaman müthiş bir anarşiye mâruz, diğer taraftan da Bolşevik tecavüzü ile tehdit olunan Gence, Nuri Paşa’yı ve askerlerini gökten inmiş halaskâr (kurtarıcı) bir melek gibi telakki etmiştir.” şeklinde dile getirir. 1937 yılında Stalin tarafından kurşuna dizilerek idam ettirilen “Azerbaycan Millî Marşı’nın sözlerini de yazmış olan Azerbaycan’ın ünlü şairi Ahmet Cevat, Gencelilerin, kurtarıcısı olarak gördüğü Osmanlı/Türk askerine teveccühünü ve Gence’de Azerbaycan bayraklarının yanında Osmanlı bayraklarının asıldığını görünce (Türkiye’de “Çırpınırdı Karadeniz” diye bilinen) “Selam Türk’ün bayrağına” şiirini Kafkas İslam Ordusuna armağan eder.

“Laleler” şiiri iyi ki türküye dönüştürülüp bugüne kazandırılmış. Kerkük, Balkanlar, Kafkaslar, Yemen, Kırım… Daha nice ayrılık, hasret kokan türkülerimiz ve gönlümüze hükmedemediğimiz bağrı yanık ayrılık kokan coğrafyalarımızı anlatan şiirlerimiz vardır. Tıpkı

“Laleler” şiiri gibi.  Azerbaycan Türkü’nün İngiliz, Ermeni ve Rus baskıları karşısında bunaldığı bir dönemde kurtuluş umudu olarak bekledikleri tek yardım ümidi Osmanlı ordusunun desteğidir. Kafkas İslam Orduları Komutanı Nuri Paşanın Azerbaycan Türklerine yardımı hiçbir zaman unutulmamıştır. Şiirlerle türkülerle günümüze kadar yaşatılan ve bu yardımı anlatan en güzel şiir ve türkülerden birisi de belki de Talman Hacıyev’in “Laleler” şiiridir. Azeri kardeşlerine yardıma koşan Türk askerinin başındaki fes ve fesin ucundaki laleye benzetilen püskülle binlerce askerin Gence’ye yaklaşmasıyla ortaya çıkan manzara lale tarlasıyla sembolize edilmiş sanatın zirvesindeki bu benzetme duygularımızı kabartan anlamlar yüklüdür.  Şiire anlam katan diğer bir husus ta şiirin komünist yönetim altında yazıldığı gerçeğidir!

Zulmün ve şiddetin dayanılmaz boyutlara ulaştığı bir anda bir kurtuluş umudu olarak beklenen Osmanlı askerine yakılan türküler, şiirler ağıtlar gözyaşları içinde söylenir Azerbaycan’da.

Heyhat! Ne acıdır ki bu toprağın evlatları Nuri (Killigil)Paşayı tanımaz! Nuri Paşa gibi değerler tanıtılmaz bu toprağın insanına!  Ancak Azerbaycan Türkü tanır Nuri Paşa’yı. Bakü’de, Merdekan’da, Şamahı’da, İsmailli’de ve daha pek çok şehirde, Nuri Paşa’nın kahraman askerlerinin isimsiz mezarları vardır. 1920-1930’lu yıllarda Azerbaycan’da doğan erkek çocuklarına Nuru Paşa (Nuri Paşa) isminin verilmesi boşuna değildir! Lale bahçesinde açan çiçekler gibi Azebaycan’a giren Kafkas İslam Ordusu Azeri kardeşlerinin yüreğinde yatmaya ve her bahar çiçek açmaya hala devam ediyor! “  ([email protected])

Son söz: Azerbaycan bizim, O kutsal vatanın sahipleri bizim. Yüzyıllar boyu Azerbaycan’ı korumak Türkiye Cumhuriyet topraklarına ve Azerbaycan topraklarına sahip Türk Milleti’nin kutsal görevidir. Tıpkı 2020 yılında beraber kurtardığımız Dağlık Karabağ’da zafere ulaştığımız gibi….

Laleler” 

Yazın evvelinde Gence çölünde.

Çıhıblar yene de dize laleler.

Yağışdan ıslanan yaprağlarını.

Seripler dereye düze laleler.

Hayalimden neler gelib ne geçer.

Yaz gelir ellere durnalar göçer.

Bulağlar semaver ağ daşlar şeker.

Benzeyir çemende köze laleler.

Meylim üzündeki gara haldadır.

Hicranın elacı ilk vüsaldadır.

Ne vakittir aşığın gözü yoldadır.

Bir gonağ gelesiz bize laleler.