Kıymetli okuyucularım bu haftaki yazımda günlük hayatta sık rastladığımız bir konu olan ölenin borçlarından geride k

Kıymetli okuyucularım bu haftaki yazımda günlük hayatta sık rastladığımız bir konu olan ölenin borçlarından geride kalan mirasçıların sorumluluğuna ilişkin açıklayıcı bilgiler vermeye çalışacağım.



Hukukumuzda Mirasla İlgili Düzenleme



Hukukumuzda mirasa ilişkin konular Türk Medeni Kanunu (TMK)’da düzenlenmiştir. Kanunda geçerli genel kural olan külli halefiyet prensibine göre murisin ölümüyle birlikte mirasçılar tarafından miras bir bütün olarak kazanılır. Bu temel prensip gereği, tereke paylaştırılıncaya kadar mirasçılar, murisin haklarına ve borçlarına birlikte malik olurlar. Yani murisin borçları da borcun nakline gerek olmaksızın külli halefiyet hükmü gereği kendiliğinden mirasçılara geçer. Murisin ölümü ile mirasçılar, daha evvel hiç tanımadıkları kişilere karşı, külli halefiyet kuralı gereği borçlu olmaktadırlar. Bu ilke, murisin alacaklılarını korumak maksadıyla getirilmiş bir ilkedir.



Mirasçıların Murisin Borcundan Sorumluluğu



Mirasçıların, murisin borçlarından sorumlu olabilmeleri için murisin ölmesi şarttır. Kanun maddesi açık bir şekilde, TMK. m. 599/II’de “Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.” hükmüyle mirasçıların ölümle birlikte sorumlu olacaklarını ifade etmiştir. Bu sorumluluk şekli mirasçılar arasında müteselsildir. Yani birden çok mirasçı olması hâlinde tereke borçlarından mirasçıların her biri ayrı ayrı sorumlu olacaktır. Alacaklılar alacaklarını bütün borçlulardan ayrı ayrı veya hepsinden birden isteyebilirler. Ancak mirası reddeden, mirastan ıskat edilenler veya mahrum olanlar mirasçılık sıfatını yitirdikleri için murisin borçlarından sorumlu tutulamaz.



Murisin Vergi Borcundan Sorumluluk



Vergi usul Kanunu (VUK)’un 12.maddesine göre; ölüm halinde mükellefin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve atanmış mirasçılarına geçer. Ancak mirasçılardan her biri ölen murisin vergi borçlarından miras hisseleri oranında sorumlu olurlar. Buradaki özel düzenleme gereği istisnai olarak müteselsil sorumluluk söz konusu değildir.



Mirasçıların Sorumluluğu Ne Kadar Sürer?



Mirasın paylaşılmasına rağmen tereke borcu konusunda mirasçılar arasında, herhangi bir düzenleme yapılmadığı veya borcun mirasçılar arasında bölünmesine veya nakline alacaklının rıza göstermediği durumlarda, mirasçıların müteselsil sorumlulukları beş yıl boyunca müteselsilen devam eder. Kural olarak beş yıllık sürenin başlangıcı, mirasın fiilen paylaşıldığı veya paylaşma sözleşmesinin ifa edildiği gündür. Mirasçıların sorumluluğunu öngören beş yıllık sürenin işleyebilmesi için terekenin tamamının paylaşılması gerekir. Terekeye dâhil bazı mal veya hakların paylaşılması hâlinde beş yıllık süre işlemeye başlamaz. Mirasçıların sorumluluğu için öngörülen beş yıllık süre, zaman aşımı süresi değildir. Tereke alacağı, Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tabi olduğu genel on yıllık zaman aşımı süresi geçmedikçe talep ve dava edilebilir. Dolayısıyla sözü edilen beş yılın geçmesi, sadece mirasçılar arasındaki teselsülü kaldırır. Buradaki süre zaman aşımı süresi olmadığından durması ve kesilmesi de söz konusu olmaz.