Hatırlar mısınız? 2001 yılında hepimizi ekrana kilitleyen, yemek saatine denk geldiği zaman tabaklarımızı alıp salona koştuğumuz, aynı her hafta Yargı dizisinde “Katil kim?” diye meraktan tırnaklarımızı yediğimiz gibi “Acaba bu hafta kim elenecek” kaygısıyla gece gözümüze uyku girmeyen bir yarışma programı vardı; BBG (Biri Bizi Gözetliyor)… 100 gün boyunca 15 yarışmacıyı evlerimize misafir ettiğimiz, gönlümüzde ağırladığımız bir yarışma programıydı. 

Bu hafta çok sevdiğim arkadaşım, yazdığı oyunlarla her zaman izleyiciyi farklı dünyalara taşıyan, Erdi Işık’ın davetiyle “Düğün Şarkıcısı” adlı oyununa gittim. Pandemiden sonra tiyatroların canlandığı çok güzel bir dönemin içine girdik. Sahnenin ön kısmından arkaya doğru bir göz gezdiriyorum da boş kotluk yok; ne güzel!

Oyun bize bir zamanlar Biri Bizi Gözetliyor yarışmasında şöhret olan, elendikten sonra bu şöhreti bir Jazz şarkısı olarak yaşayan, ama değişen Türkiye düzeniyle birlikte tarihin unutulmuş, tozlu isimlerinin yanına adını yazdıran “Şahnaz”ın hikayesini anlatıyor. Şahnaz katıldığı bir reality şov programında bir yıldız gibi parlayan kariyerinin Z kuşağına girdikten sonra nasıl kayıp gittiğini hem güldürerek hem de topluma tuttuğu aynayla yüreğimize derin bir sızı bırakarak dile getiriyor. Hani öyledir ya; ağlamakla gülmek kardeştir. Biz de oyunun başından sonuna yüzümüz gülerken yüreğimiz kan ağladı. 

Youtube’da ya da test çözdüğümüz, haber okuduğumuz sitelerden birinde “Ünlü sanatçı bakın şimdi ne yapıyor?” şeklinde başlıklar okuruz. Bir zamanlar ünlü bir şarkıcıyken ya da oyuncuyken şimdi Muğla’da bir köy evine taşındığını ya da huzurevinde yaşadığını öğreniriz. Önce o sanatçıya içimiz burkulur sonra da yaşadığımız düzenin içinde nasıl kaybolduğumuzu hatırlarız. İşte Şahnaz her gün yanımızdan geçen, hayatımızın bir döneminde mutlaka tanıştığımız, şöhrete kapılmış herkesin bir gün mutlaka düşeceğinden korktuğu o karanlık kuyunun ismi…

Şahnaz; uzun süre çalıştığı Urban Jazz Bar’ın bir masaj salonuna, ardından da bir düğün salonuna çevrildiğini öğrenince dönemin değişim rüzgarından ağır bir tokat düşer yüzüne. Bir süre bu dönüşüme dirense de, hayatta kalabilmek ve geçimini sağlayabilmek için bu dönen çarkın tekeline girmek zorunda kalır. Bir anda kendini Şanzelize Wedding House da Düğün Şarkıcısı olarak sahnede bulur. 

Ah garibim Şahnaz; keşke gerçek anlamında o sahnenin sahibi olabilse… Düğün şarkıcısı olmaya karar verdiğinde bile sadece düğün şarkıcısı olabilmek için baya bir beklemek zorunda kalıyor. Şahnaz’ın kariyerinin çöküş hikayesiyle biz de tüccar düğün salonu sahiplerinin, Zennelerin, Irkçılığın, düğün yapmaktan çok hava atmaya çalışan düğün sahiplerinin, barbarların dünyanın yeni düzenine nasıl yedirilmeye çalıştığını izliyoruz. 

Özellikle son dönemlerde tek perdelik ve tek kişilik oyunların çok izlendiğini görüyorum. Oyun 60 dakika, tek perde, sahnede devleşen bir kadın; Nergis Öztürk. 2020 yılı Türkiye’sinin dili olmuş, her gün yaşadığımız, ama sorgulamaktan vazgeçip alışmaya başladığımız acı gerçekleri yüzümüze vuruyor. Sahnede yaşadığı duygu değişimleri, geçmişteki anılarını anlatırken yükselişleri, acılara yürürken aslında hayatı boşvermişliği muazzamdı. Oyun bittiğinde salonda bir alkış kopuyor; önce sahnede bir saat boyunca bizi hem keyiflendiren hem de gerçeklerle yüzleştirirken keyfimizi kaçıran Nergis Öztürk’e, muhteşem rejisiyle Kayhan Berkin’e, 2000’li yıllardan günümüze birçok insanın kariyerini nakış nakış kağıda işleyen Erdi Işık’a gidiyor bütün alkışlar… 

Yazan: Erdi Işık

Yöneten: Kayhan Berkin

Oynayan: Nergis Öztürk

Dekor Tasarım: Gökhan Kodalak

Işık Tasarım: Alev Topal

Yürütücü Yapımcı: Dilek Tora