Ramazan ayı arınma, iyileşme ve değerleri yükselten enerjisinden faydalanma fırsatı sunuyorken, topluma birleşebileceği alanlar açıyor. Bizler de insan ilişkilerine olumlu katkılar sağlama nezaketini gösterdikçe bu alana dahil olup onu genişletebiliyoruz. Kutsal günlerde ve diğer zamanlarda paylaşmanın En incelikli yollarından biri de hediyeleşme.

Çeşitli inanç ve kültürlerde hediyeleşmenin insan ilişkileri açısından anlamlı olduğu bilinmektedir. Hristiyanlıkta, Budizm’de ve Hinduizm’de hediyeleşmenin manevi değeri vardı. Roma ve Grek kültürlerinde sosyal yaşamda doğum, evlilik, düğün günlerinde hediyeleşilirdi. İslam kültüründe de hediyeleşmenin önemi hadislerde vurgulanmaktadır. Hz. Muhammed’in bu geleneği insanlar arasında cimrilik, kıskançlık gibi kötü duyguları uzaklaştırdığını söylediği ve insanları teşvik ettiği belirtilmektedir.

Arapça kökenli “hediye” sözcüğü hidayet (hüda, hedy) kökünden türemiştir. Yol göstermek, doğru yola iletmek gibi anlamlara gelen hediye sözcüğünün Türkçe karşılığı “armağan” dır. Türkler İslamiyet’le tanıştıktan sonra bu sözcüğü kullanmaya başlamışlardır. Câize, belek, ihsân, lutf, kerem, cûd, atâ, himmet, bahâ, surre, bahşiş gibi sözcükler de hediyeyi karşılamaktadır.

        Hediyeleşme iyilik, lütuf, samimiyet ve nezaketle ilgilidir. Adab-ı muaşeret ya da görgü kuralları çerçevesinde insanlar arasında karşılıksız verilen sevgiyi ve dostluğu gösterir. Hediye hibenin bir türüdür. İbadet ve benzeri amaçlı bağışlamaları da içerdiğinden hediyeden daha geniş kapsamlı olduğu söylenebilir.

 

                                  OSMANLI DÖNEMİNDE HEDİYELEŞME

            Osmanlı döneminde hediyeleşme bireysel yönüyle gündelik hayatta iletişim kurmanın       bir yoluydu. Toplumsal ilişkilerde yönetenlerle yönetilenler arasında statülerin belirlendiği mesajları içeriyordu. Bireyler arasında hizmetçi ve değerli eşyalar verilmesi yaygındı. Sanatçılara atiyye, rütbe, affedilme, mansıp; ilmiye mensuplarına kitap, beylerbeylerine lüks kumaşlar, gümüş sürahiler vb. hediyeler verilirdi.

Osmanlı’da saray görevlileri arasında da yabancı ülkelerin yöneticileriyle de hediye alınıp verilirdi. Bu başka devletlerle yakın ilişkiler kurmak, güç ve ihtişamı sergilemek açısından da önem taşıyordu. Yabancı ülkelere kumaşlar, kürkler, at takımları, giysiler ve değerli eşyalar gönderilirdi. Onlardan gelen altınlar, filler, halılar, elmaslar gibi değerli hediyeler kabul edilirdi.

“Diş kirası” adlı bir Osmanlı geleneği de Ramazan aylarında yardımlaşma ve inceliği yansıtan bir hediyeleşme biçimiydi. Varlıklı aileler Ramazan ayında evlerini yoksul kimselere açar ve sofrada ağırlarlardı. Evlerinde ziyaret edilmeyi bir hediye kabul eden ev sahipleri gelenlere sofralarını açarak bir anlamda dişlerinin kirasını öderlerdi. Ziyaretçilere altınlar ve çeşitli hediyeler de sunarlardı. Tevazu ve güzellik içeren bu gelenek insanlar arasında sevgiyi, iyiliği artırıyordu.

                  

                                                                                    

                              

                                  TÜRK MEVZUATI’NDA HEDİYELEŞME

 

Türk Mevzuatı’nda hediyeleşme konusu birçok alanda yer almaktadır. Personel Hukuku, Ceza Hukuku, Medenî Hukuk ve diğer hukuk dallarıyla ilgili mevzuattan bazıları şunlardır:

 

Devlet Memurları Kanunu: 23.07.1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 10. maddesine göre, amirlerin, maiyetindeki memurdan husu­si bir menfaat temin edecek bir talepte bulunması, hediyesini kabul etmesi veya borç alması yasaktır…

 3628 Sayılı Kanun: “… kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer her­hangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olma­yan herhangi bir özel veya tüzel kişi veya kuruluştan; aldıkları tarihte­ki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan hediye veya hibe ni­teliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar.

6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'da Yasak silah hiçbir şekilde hediye edilemeyeceği., yurt içinde veya yurt dışında yabancı devlet veya hükümet başkanları veya hükümet üyeleri tarafından ya da hükümetleri adına, hediye edildiği usulüne uygun ola­nı belgelendirilen ateşli veya ateşsiz silahlar ve bıçaklar, Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Genelkurmay Başkanı tarafından hediye edildiği usulüne uygun olarak belgelendirilen ateşli veya ateşsiz silahlar ve bı­çaklar, armağan silah sayılır. Yabancı devlet büyükle­rince veya hükümetleri adına verilen armağan belgelerinin asılları ile Türkçe tercümelerinin ilgili devletin Türkiye'deki büyükelçilik veya konsoloslukları yetkililerince mühürlenir.