Geçen haftaki yazımın ikinci bölümü ile aynı konu üzerinden bu hafta da devam ediyorum. Ülkemizin acı bir gerçeği var ki kitap okumuyoruz ve bunu da çok güzel bir bahane ile süslüyoruz; zamanım yok. Yazımın geçen haftaki konusu okuma alışkanlığını kazanmak için yapmamız gerekenlerdi. İkinci bölüm olan bu haftaki yazımda ise konumuz okumak için nasıl zaman yaratırım olacak.

Hadi şu “Kitap okumak için zamanım yok.” diyenlerin tezlerini çürütelim. Bazen şehir içinde bir yerden bir yere giderken toplu taşıma kullanıyorum ve şehirler arası yolculuklarımda aracımla değil otobüslerle gitmeyi tercih ediyorum. Öncelikle şehir içi ulaşımda otobüs, minibüs ya da metrobüs gibi araçlarda kitap okuyan insan gördüğümde mutlu oluyorum ve gidip onlarla konuşasım geliyor desem yalan olmaz çünkü sayımız o derecede az. Mesela kitabını çantana koysan ve şehir içi ulaşımında bindiğin o araçta kitabını okusan, okumayanlara da örnek olsan. Ama olur mu bizde aksine zihniyet şu; otobüs ya da metrobüste kitapla beni görürlerse dalga geçerler. Evet biz toplum olarak bu derece kötüyüz. Ama aksine işimize ya da herhangi bir yere giderken eğer toplu taşıma kullanıyorsak çok rahat kitap okuyabiliriz. En ufak bir mesafenin minimum 15-20 dakika sürdüğünü düşünürsek, gerçekten muhteşem bir zaman. O zaman öncelikle şehir içi toplu taşıma kullanıyorsak, kitap okumak için harika bir fırsat diyebiliriz.

Gelelim bunun biraz daha fazla zaman alan modeline. Pazar günü şehirler arası yolculuğumda Çanakkale’den Balıkesir’e otobüsle gittim ve yolculuğum üç saat civarında sürdü. Bu yolculuk esnasında otobüste benden başka kitap okuyan maalesef yoktu. Bense oldukça yeterli bir sayfa sayısında kitap okudum. Yani 3 saat ya da 6 saat, hepimiz ama otobüs ile ama uçak ile bir şekilde şehirler arası yolculuklar yapıyoruz ve buradaki zamanı kitap okumak için kullanabiliriz ve okumayanlara da örnek olabiliriz. Çünkü benim bu yolculuğumun sonunda bir abi şöyle dedi: “Ne güzel, yolculuk boyunca kitap okudun, gerçekten kıskandım ama bir dahaki yolculuğumda ben de kitap alacağım.”

O zaman ilk olarak ama şehirler arası ama şehir içi, toplu taşıma araçlarını kullananlar varsa buradaki zamanı kitap okumaya ayırmalıyız. Gerçekten ciddi vakitler alan bir durum şehirler arası yolculuklar ya da her gün işimize gitmek ve işimizden eve dönmek için harcadığımız zaman. Bu zamanı kitap okuyarak değerlendirmek ve topluma örnek olmak artık senin elinde.

“Ben toplu taşıma kullanmıyorum, yolculuklarımı da hep kendi aracımla yapıyorum.” Peki sen sabahları kaçta uyanıyorsun? Hepimizin bir sabah rutini vardır. İşimize gitmek için kalktığımızda ve hazırlıklarımızı yaptığımız o an. Kimisi on beş dakika kala uyanır kimisi yarım saat önce kimisi de bir saat önce. Kendimden bir örnekle bu konuyu açacağım. İşim için sabahları 8 gibi evden çıkıyorum ancak her sabah altıda uyanıyorum çünkü bana verilen günlük 24 saatin bir şeyler çalışmak ve okumak için en verimli olan kısmını sabah vakitlerinde buluyorum. Her sabah 45 – 60 dakika arası okuma yapıyorum. O zaman sen de bunu gerçekten yapmak istersen, sabahları belki 15 dakika belki 30 dakika daha erken kalkarak bu zamanını okumaya ayırabilirsin. Ben de hemen bir günde sabah yedi buçukta uyanırken ertesi sabah altıda kalkmaya başlamadım. Önce bunu yedi buçuktan yediye çektim ve yaklaşık üç ay böyle devam ettim. Sonra uyanma zamanımı yediden altı buçuğa çektim ve yine üç ay da böyle devam ettim. En sonunda ise kalkış saatimi altı buçuktan altıya çektim ve uzun bir süredir de böyle devam ediyorum ve artık günlük rutinim olmuş durumda. Hatta çoğu sabah alarm bile çalmadan altıda uyanıyorum. O zaman ulaşımda yarattığımız zamandan sonra ikinci zamanı da sabahları yaratmış olduk. Ve gerçekten bu kısmı değerlendirebilirseniz kendinizdeki gelişimi ilk altı ay içinde göreceksiniz.

“Ama ben hem toplu taşıma kullanmıyorum hem de sabahları işim için altıda uyanıyorum.” Peki sen akşamları ne yapıyorsun? Hepimiz akşam evimize dönüyoruz değil mi ama? Yorgun olduğun konusunda kendini şartlandırırsan ve bu psikolojide beynini yormamak için kolaya kaçıp bir eline kumandayı diğer eline de cep telefonunu alırsan tabii ki akşam da zaman kalmaz. Ama gerçekten ben kitap okumak istiyorum dersen, ben bunu başaracağım dersen; hadi toplu taşıma kullanmıyorsun, hadi sabahları işin için zaten altıda kalkıyorsun o zaman akşam o vakit yaratılabilir. Akşam evde bulunduğun an dilediğin bir vakit ya da yatmadan önce ayrılacak bir saat yine kitap okumak için yaratılmış bir vakit olacaktır. Tabii ki televizyon da izleyeceksin tabii ki sosyal medyaya da zaman ayıracaksın ama sepet yapabilirsin bence. Biraz televizyon, biraz sosyal medya ve ardından da kendini “beni rahatsız etmeyin” moduna alarak ve de cep telefonundan uzaklaşarak biraz da kitap okunabilir. Bak demek ki üçüncü kitap okuma zamanı da akşamları çok kolay yaratılabiliyormuş. “Ben de öyle yapıyorum ama yatağa girip kitabı da elime alınca hemen uykum geliyor.” Tamam da sana kim dedi kitapla yatağa geç diye? Kitabını koltuğunda oku ve ondan sonra geç yatağına.

Özellikle evli ve çocuklu olanlar için zaten en çok tavsiye ettiğim bu üçüncüsü. Yani akşam okumaları. Yazımın geçen haftaki ilk bölümünde de bahsettiğim gibi, çocuklarınıza da okuma alışkanlığı kazandırabilmeniz için ailece haftanın en az iki akşamı en az bir saat sürecek okuma saati yapın, demleyin çayınızı alın kitaplarınızı ve ailece bir saat okuma yapın. Hem kendinizdeki gelişmeyi hem de çocuğunuzdaki gelişmeyi seyredin ondan sonra. Ve kazanılacak olan okuma alışkanlığını.

İş yerinde öğle arasına sahip olanlar, yemeğinizi yediniz, kankanızla da gereken kritiği yaptınız. Yahu molan bir saat, bu bir saatten kitap okumaya yarım saat ayıramıyor musun? Eğer benim mola saatimde işimde bir problem yoksa ve molamı yapabiliyorsam ben mutlaka yarım saat ayırıyorum. Demek ki bir fırsat da iş yerinde öğle molalarımızmış.

Gelelim hafta sonlarına, evli de olsanız bekar da olsanız hafta sonları kitap okumaya çok rahat zaman yaratabilirsiniz. Gezdin, eğlendin, evinin temizliği ve market alışverişinle ilgilendin, kendine eşine ve çocuğuna da zaman ayırdın. Bunların hepsi olacak ama o koca hafta sonunda bunların dışında kitap okumaya çok rahat zaman ayırabilirsin. Kimisi bunu sabah yapar, kimisi gün içinde kimisi de akşam. Ama hafta sonu kitap okumaya, gerçekten isteyen biri mutlaka zaman yaratır.

“Ben sabahları zaten işim için altıda uyanıyorum, toplu taşıma da kullanmıyorum, iş yerinde öğle molam yok akşam eve gidince de uyuyana kadar öncelikli yapmam gerekenlerden kitap okumaya yine zaman kalmıyor. Hafta sonları da öyle yoğun oluyorum ki zaman nasıl geçiyor anlamıyorum ve kitap okumaya yine zaman kalmıyor.” Kusura bakma ama çok güzel bahane üretiyorsun ve bu bahanenin arkasına geçip hayatını devam ettiriyorsun. Yukarıda yazan vakitlerden birini seç ve hemen uygulamaya başla. Eğer gerçekten kitap okumayı istiyorsan bahanelerin arkasına sığınma.

Hepimize Allah tarafından eşit olarak verilen tek şey bir gündeki 24 saat. Fark yaratmak istiyorsan, kendine bir şeyler katmak istiyorsan, hayatın anlamını ve kendini keşfetmek istiyorsan, sürünün arkasından giden değil sürüye yön veren olmak istiyorsan, örnek alınan olmak istiyorsan, önce kendine sonra da temas ettiğin insanlara değer kazandırmak istiyorsan ilk yapman gereken şey çok okumak. Bu da bir vakit bulursan okumakla olmaz, okumak için zaman yaratarak olur.

Önce kendine söz vermelisin. Ben kitap okumayı istiyorum ve bunun düzenli olmasını hedefliyorum demelisin ve bu sözü yerine getirmek için her gün üstte yer alan zaman dilimlerinden herhangi birini ya da birkaçını düzenli kullanarak günlük olarak aynı sayfa sayısını okuman lazım. Altı ay bunu uygularsan artık yedinci ay kitap okumadığın bir gün içinin rahat hissetmediğini fark edeceksin.

Ülkemizin kitap okumama sorunu ve bunun çözüm yolları ile ilgili yazı serimin ikinci bölümü de burada son buluyor. Bugün ana fikrimiz kitap okumaya zaman yaratmaktı ve bu zamanların günün hangi aralıklarında olabileceğiydi.

Aylık ne tür okumalar yapmalıyız? Okumada sepet yöntemi nasıl hazırlanır? Çapraz okuma nasıl yapılır? Nasıl verimli okuma yapılır? Okuyorum ama okuduklarım aklımda kalmıyor. Kendimi kitaba bir türlü veremiyorum. Hangi ortamda hangi tür kitapları okumak daha verimli olur? Bu tarz soruların ve şikayetlerin varsa da haftaya yazacağım ve bu yazı serisinin üçüncü ve son bölümü olacak yazımı tavsiye ederim.

Çok okuyun, kitapla ve sevgiyle kalın...