İŞİD Amerikan'ın bir taşla üç kuş vurmak üzere kurdurduğu örgütlerden biri. Bir yandan radikal İslam tehlikesi ile
İŞİD Amerikan'ın bir taşla üç kuş vurmak üzere kurdurduğu örgütlerden biri. Bir yandan radikal İslam tehlikesi ile İslam düşmanlığını körüklemek, diğer yanda kendi kurduğu örgütle mücadele bahanesiyle işgal planlarına kılıflar bulmak, diğer yanda ise Müslümanları kara bir cehalet yönetimi ile kendi kendilerine kırdırmak.
Peki, ama bu örgütler nasıl kuruluyor, din adına cihat ettiğini ilan edip adına mücadele ettiklerini söyledikleri dinin mensuplarını kâfirlikle suçlayıp yakan, insanların kellelerini kesip ellerinde sallayan, esir ettikleri kadınları kızları seks kölesi haline getiren bu insanlar nasıl bu hale getiriliyor. Asıl ele alınması gereken konu budur.
Ülkemizde İŞİD ve onun gibi örgütleri cihat ilanıyla Müslümanları katletmesini önce içeride temizlik yapıyorlar diyerek destekleyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Bursa’da kendi halinde bir esnafın İstanbul'u fethedeceğiz tehdidi ülkemizde de yıllara sâri bir çalışma
ülkemizde yıllara sari bir çalışma ile insanlarımızın nasıl bu örgütlere katıldığı ve sempatizanı olduğunun göstergesiydi.
İŞİD Irak'ta ilk çıktığında gazetecilerin katıldığı bir TV gündem tartışmasında bütün gazetecilerin sanki camdan okur gibi aynı ifadelerle İŞİD mevcut Irak hükümetine tepki olarak yerel Arap kabileleri tarafından kurulmuştur, katliam yapmayacaklar açıklaması olayın medya ayağının en büyük işaretlerinden biriydi.
Yakalanan İŞİD 'li Hollandalı bir gencin her şey cennette ki 40 bakireye ulaşmak içindi açıklaması
İŞİD yapılanmasının gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştu.
Daha yeni yaşanan olaylarda yüzlerce Filistinli çocuklar dâhil olmak üzere İsrail tarafından katledildiği halde siz hiç İŞİD, El Kaide yâda El Nusra gibi din adına savaştıklarını söyleyen örgütlerden birinin İsrail'e karşı tek bir mermi sıktığını gördünüz mü?
Son yıllarda ve bugünlerde ülkemizde artan kız ve erkek çocuk istismarlarının yaşanması karşısında halkımız idam diye bağırıyor. Ancak hiç kimse çocuklara böyle sapkınlık ile saldıranların nasıl bu hale geldikleri üzerinde durmuyor. Son 50 yıldır yaşanan çocuk istismarlarının geneline baktığınızda işin ucu ya bir cemaat vakfına yâda şeyhine, liderine dayanmaktadır. Ülkenin bu tür sapkınlıkların her gün yaşandığı ve olağan olarak görülüp yadırganmadığı Afganistan, Pakistan, Mısır gibi ülkelere dönüştürülme çabasının farkında değil toplumumuz. Pakistan hadım edilmiş erkek çocuklar ile girilen sapıkça ilişkilerin emniyet müdürlüğü üst düzey amirleri arasında bile yaygınlığı ile biliniyor.
Ülkemizde hala mücadele edilen FETÖ belasının nasıl dini kullanarak örgütlendiği gerçeği, FURKAN vakfı gibi dini cemaat görünümlü vakıfların insanlardan dini kullanarak topladığı paralar ortada iken 16 yıllık iktidar partimiz hala cemaatlere olan desteğini sürdürmektedir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde etkili olan HÜDAPAR isimli parti ise bizzat Genel Başkan’ının gazetelere verdiği röportajlarda “Cemaatler ülkemizin dinamiğidir” gibi söylemlerle dinin siyasete alet edilmesinden faydalanmak aynı zamanda küçük AKP olma yolunda ilerlemek istemektedir.
Adnan Oktar mevzusunda ise konu magazinsel bir havaya büründürülerek kedicikler mevzusu haline getirilmiştir. Herkes Oktar ve kediciklerini konuşurken asıl üzerine gidilmesi gerekenler konusunda adım atılmamıştır. Kimdir bu Oktar’ın kediciklerine kendileri ve çocukları tav olduğu için devlet sırlarını veren vatan hainleri. Bu hainler var oldukça Oktar gibileri çeşitli yapılanma ve şekillerde yeniden var olacaklardır. Cami avlusunda bir vatandaşımızın Oktar’a dair geçenlerde onların TV kanalını izleyene kadar gerçek yüzlerini bilmiyordum demesi de konunun vahametini bir kez ortaya koymaktadır. Ahlaksızlığın din adına yayınının yapıldığı TV kanalına rağmen sempati duyanları yaygındı. Bu da Oktar gibilerinin ve diğer cemaat yapılarının nasıl ahtapot gibi insanlara zikredildiğinin açık bir göstergesidir.
Her camimizde kuran kurslarımız zaten var iken Kuran kursu veya eğitim öğretim kursları adı altında cemaat yapılanmalarının eğitim kurslarının yanı sıra cemaat okulları, bu kurs ve okulların yaz kampları, cemaatler tarafından açılan öğrenci yurtları devletin imkânları ile hala desteklenmektedir.
Buralarda kapalı kapıların ardında çocuklara ve onların kanalı ile ailelerine neler aşılandığı meçhul bir vaziyette.
Açılan irili ufaklı cemaat kanallarında kendilerine din âlimi diyen insanlara programlarda yer verilerek İslamiyet'in tüm gerçekliklerinin çarpıtıldığı, bu savundukları çarpıtmalara uymayanların kâfir olduğu, küçük çocuklara nikâh kıyılabileceğine dair dinimiz ile bağdaşmayan söylemlerle insanların beyni yıkanıyor. Halkın dinini doğru şekilde öğrenmesi ve icra etmesi konusunda yükümlü olan devlet yetkilileri ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu TV kanallarına ve yayınlara müdahalesi yok.
Siz hiç günümüzde ülkemizde Cemaat lideri olup da fakir sade bir hayat yaşayan birini gördünüz mü? Anadolu'yu aydınlatan gerçek din âlimlerinin hangisi bir servete sahip vefat etmişlerdir.
Ülkemizde 30 Kasım 1925 te çıkarılan kanunla Tekke Zaviye ve Türbelerin kapatılmasını ve bunlara dair unvanların kaldırılması ile dini gerçekliklerin çarpıtılarak bu gün ki dini sömürüye dayalı yapılanmaların ve sapkınlıkların önüne geçilmek amaçlanmıştır. Atatürk'ü bu sebeple dinsiz ve din düşmanı ilan edenlerin eğitim adı altında beyin yıkamasından geçenlerin yetiştirdiği insanlar bugün bu söylemlerini her yerde rahatça dillendirebilir haldedirler. Dinimizde ölülerden medet ummanın haram kılındığı ortada iken türbelerin kapatılması ile dinimize aykırı bu tarz hal ve hareketlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Son bir husus olarak medyumluk ve üfürükçülük gibi faaliyetler Cumhuriyet dönemi ile yasaklanmış iken günümüzde bu insanların TV ve internette tonlarca program ve sayfaları ile insanlarımızı kandırmaları tüm hızı ile sürmektedir.
Tüm bu gerçeklikler ile Türkiye Cumhuriyeti devlet kurumlarının ve halkının harekete geçerek aslında devlet millet ve din düşmanlarının kurduğu veya kullandığı cemaat ve benzeri yapılanmaları ortadan kaldırması ivedi olarak gerekmektedir.
Günün Sözü : Halkın acılarından kendilerine konum bulanlar ve beslenenler bataklığı kurutmak yerine hastalık taşıyan sineklerle mücadele de kendilerini kahraman ilan ederler.