Hafta sonu, ekip arkadaşlarımla gerçekleştirdiğim oldukça ilginç bir deneyimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu hafta sonu etkinliğimizde bireysel farkındalıklarımıza bir nebze de olsa farklı bir bakış açısından bakmaya, bilmediğimiz bir dünyayı keşfetmeye ve deneyim kazanmaya ayırdık. İstanbul/Zincirlikuyu metrobüs durağı ya da İstanbul/Gayrettepe metro durağı içerisinde bulunan Diyalog Müzesi sergileri, hep merak ettiğim ve gitmek istediğim bir etkinlikti.

Öncelikle gidecek olanlar için birkaç cümleyle bilgi vermek istiyorum. Diyalog Müzesi, 2 farklı sergiye ev sahipliği yapıyor: "Karanlıkta Diyalog" ve "Sessizlikte Diyalog". Haftanın her günü her saat başında sergiler mevcut. Biletlerinizi Diyalog Müzesi bilet satış yerinden ya da internetten alabilirsiniz. Özellikle gitmek istediğiniz tarih ve saat aralığınız varsa, biletinizi önceden almanızı tavsiye ederim. Hafta sonu bileti almak isterseniz, daha önceden rezerve etmeniz gerekiyor; günler öncesinden hafta sonu sergi biletleri tükenebiliyor. Öğrenci ve yetişkin bilet satış kategorileri mevcut ve fiyatlandırmalar kategorilere göre değişkenlik gösteriyor. Bu sebeple, öğrenci dostu bir yer olduğunu söyleyebilirim. Sergilerde Türkçe ve İngilizce dil desteği mevcut olması, etkinliğin evrensel bir nitelik taşımasını sağlıyor. Seans süreleri 60-75 dakika aralığında değişkenlik gösteriyor ve etkinlik sonrası programınızı bu süre sonrası için planlamaya devam edebilirsiniz.

Bu hafta sonu gezi rotam, Diyalog Müzesi'nde bulunan "Sessizlikte Diyalog" sergisiydi. Grupça katıldığımız bu etkinlik, hepimize daha önce bakmadığımız, görmediğimiz ve hissetmediğimiz farklı bir dünyanın varlığını öğretti.

Öncelikle sergi süresi boyunca telefon ve diğer kişisel eşyalarınızı bırakmanız gerekiyor. Böylece dikkatinizi dağıtacak unsurlardan uzaklaşıp sizi dış dünyadan bir süreliğine soyutlayacak bir dünyanın içinde buluyorsunuz kendinizi. Etkinlik süresince size eşlik edecek bir rehberiniz bulunuyor. Bu konuda oldukça şanslı bir grup olduğumuzu düşünüyorum; bizim rehberimiz Bahar Hanım'dı.

İlk başta rehberimiz, kulaklıkların olduğu ve yönlendirmelerin bulunduğu bir odada, etkinlik süresince konuşmanın yasak olduğunu, asılı duran kulaklıkları kulağımıza takıp etkinlik boyunca çıkarmamamız gerektiği bilgisini yönlendirme tabelaları ve işaret diliyle aktarıyor. Bilgilendirme bittikten sonra, hepimize tek tek anladınız mı, bir sorun var mı diye işaret diliyle sorup işaret dilinde verdiğimiz cevaplarımızdan sonra içeride bulunan diğer odaya geçiyoruz.

İlk odada büyük yuvarlak beyaz bir masa var. Bütün katılımcılar, masanın etrafında toplandıktan sonra, işaret dilinde nasıl sayı sayıldığını rehberimiz Bahar Hanım'dan öğreniyoruz. Sonrasında, biz de tecrübe ederek, deneyimleyerek öğrenmemizi istediği için katılımcılar olarak teker teker tekrar ediyoruz. Her yaptığımız yanlışta doğrusunu tekrar öğreniyoruz. Bu yuvarlak beyaz masa, birden koskoca bir fotoğraf makinesine dönüşüyor ve el izlerimizin fotoğraflarını çekiyor. Bu oda, oldukça güzel ve farklı bir deneyim imkanı sunuyor.

İkinci odada boş çerçeveler var ve her boş çerçeveye kendi suratlarımızı denk getirerek, kendimizden bir tuval oluşturuyoruz. Konuşamıyorsak ellerimiz, vücut dilimiz ve mimiklerimizle iletişim kurabilecek olmanın bir yolunu burada deneyimliyoruz. Gösterilen görselleri taklit ediyoruz sırasıyla. Hayatta bazı zamanlar hissettiğimiz duyguları kelimelere dökemiyor olsak da, yüzümüzden anlaşılıyor. İşte tam olarak bu durumun vücut bulmuş halini bu odada gerçekleştiriyoruz.

Üçüncü ve son odamızda, harfleri ve kendimizi ifade edebilecek birkaç basit cümlenin anlatılışını işaret diliyle rehberimizden öğreniyoruz. Sırayla ismimiz soruluyor. Öğrendiğimiz işaret dili harflerinden kendi harflerimizi hatırlayıp birbirimizi tanıyıp gerçek kimliklerimizi keşfediyoruz. Bu aktivite sonrasında günün en keyifli ve son aktivitesine geçiyoruz. Bu kısmı sizin keşfinize bırakıyorum.

Öğrenmeye, gelişmeye, anlamaya, hissetmeye ve empati yapmaya dair bu yolculuğu güzel anılarla sonlandırıyoruz. Bazı şeyleri anlayarak değil, bazen yaşayarak öğreniyoruz. Yaşadığımız dünyaya, diğer insanlarla aynı özelliklere sahip olmadan gelebiliyoruz. Belki de bu durum, hayatımıza acı bir kazayla ya da bir gece öncesinde hiçbir şeyimiz yokken yattığımız yataktan kalktığımızda yaşayabiliyoruz.

Bütün bir etkinliği bize rehberlik eden Bahar Hanım'a ve bu müzeyi hayata geçiren herkese teşekkür ediyorum. Ve herkese, kendi deneyim hikayesini yaşatması için bu etkinliğe davet ediyorum. Standartların dışında interaktif bir deneyim yaşamak istiyorsanız, gezi rotanıza burayı eklemenizi tavsiye ederim.