Biz tarihçiler sizlere yıllardır tarih milletlerin, hafızasıdır, şerefidir, şahididir dediğimiz zaman birçoğunuz “adam sende tarih ne işe yarar de

Biz tarihçiler sizlere yıllardır tarih milletlerin, hafızasıdır, şerefidir, şahididir dediğimiz zaman birçoğunuz “adam sende tarih ne işe yarar demişsinizdir.” Bu bağlamda size geçen hafta Türkiye’yi dünya kamuoyunda meşgul eden Ermeni meselesi ile ilgili gelişmeyi anlatarak tarihsel olaylara milletlerin geleceği için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
“Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1915 olaylarına ilişkin AİHM'de görülen davasının temyiz duruşması için Strazburg’da. Duruşmada Ermenistan'ın hukuk ekibinde, ünlü aktör George Clooney'nin avukat eşi Amal Alamuddin Clooney de yer alıyor. Duruşmada Perinçek'in avukatı "Müvekkilim asla Ermenilere karşı nefreti teşvik etmedi." dedi. İsviçre ise "İnkâr, kamu düzenine tehdittir" görüşünü savundu. Perinçek ise "Soykırım hukuki bir tanımdır. Osmanlı Devleti Ermeni yurttaşlarına karşı toplan yok etmeye girişmemiştir. Ermeni iddiaları Türkleri aşağılamanın aracı haline getirildi" diye konuştu. AİHM'de görülen Doğu Perinçek'in taraf olduğu temyiz duruşması sona erdi. Perinçek duruşma sonrası "Bundan sonra kimse Türkler soykırım yapmıştır diyemez" dedi (Milliyet-17 Ekim 2015). Perinçek, İsviçre’de 2005 yılında verdiği konferanslarda, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” demesi üzerine bu ülke yargısınca ‘ırkçı ayrımcılık’ gerekçesiyle cezaya çarptırılmıştı (Hürriyet- 2015).”
İşte size yıllardır, “adam sende tarih ne işe yarar” diyenlere en güzel tarihi cevap. Buna göre, tarih milletlerin şahididir dersek; yukardaki haber bunun en güzel ispatı olmaz mı?
İşte ikinci örnek: Malta adasında iki yılı aşkın süre tutuklu kalan İttihatçılar hakkında “Ermenileri toplu olarak katletmek” suçlanmasıyla adli soruşturma açılmıştır. Soruşturmayı Londra’daki İngiliz Kraliyet Başsavcılığı yürütmüştür. Başsavcılığın soruşturması, Sevr Antlaşması’nın “Ermeni katliamı” iddialarıyla ilgili 230 ve 231. maddelerine dayandırılmıştır. İşgal sürecinde el konulan ve Londra’ya taşınan Osmanlı arşivinin yanında, Amerika’da olduğu varsayılan tüm belgeler taranmış, ötesinde Mısır’da, Irak’ta, Kafkasa’da “Ermeni katliamı” kanıtı aranmıştır. Bütün çabalara karşın, bir hukuk mahkemesinde geçerli sayılabilecek hiçbir kanıt bulunamamıştır.
Bunun üzerine İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Kraliyet Başsavcılığı’ndan Malta’daki Türkler aleyhine ‘hukuki bir dava açılamıyorsa siyasi bir dava açılmasını’ istemiş, ABD’den de belge ve bilgi istenmesine rağmen ancak Başsavcılığı ikna edememiştir. İngiliz Kraliyet Başsavcılığı, 21 Temmuz 1921 tarihli bir yazıyla, “eldeki kanıtlarla” Malta’daki Türklerden hiç birinin Ermeni katliamı gerekçesiyle cezalandırılamayacağını İngiliz Hükümeti’ne kesin bir dille bildirmiştir. Bunu üzerine İngiliz Hükümeti, Malta’daki tutuklu Türkleri serbest bırakmak zorunda kalmıştır. Takipsizlik kararı verildi Malta, bugünkü deyimiyle “Ermeni soykırımı” iddiasının adli soruşturmasının yapıldığı bir yargılama sürecidir. Malta’daki bu yargılama süreci, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yahudi soykırımı yargılamasının yapıldığı Nürnberg Mahkemesi ile benzer uluslararası hukuki kurguyla gerçekleştirilmiştir. Malta soruşturması, kanıt bulunmuş olsaydı aynen Yahudi soykırımı nedeniyle Almanları yargılamak üzere Nürnberg’de kurulan “uluslararası mahkeme” gibi bir mahkeme kurulması amacıyla yürütülmüştür.
İşte üçüncü Örnek: 15 Temmuz 1983'te Türk Hava Yolları'nın Paris Orly Havalimanı’ndaki bürosuna terör saldırısı yapılmış 8 kişi ölmüştü.
Sanıklar ve sanık Avukatları Mahkemede şu savunmayı yaptılar; (Avukat Vergès, Avukat Bourguet ile Avukat Zavarian savunmuştur.) Türkler atalarımızı katlettikleri için bu saldırıyı yaptık iddası ile Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletini suçlumışlardır. Sanıklar nerdeyse berat alacaklardı ki; Türkiye’nin itirazı üzerine, mahkeme bu davayı tarihi bir mesele olarak gördüğü için şahit olarak tarihe ve tarihçilere müracaat etmiştir.
Mahkeme Türk mağdurları temsilen müdahil taraf uzman tanık olarak Ankara Üniversitesi’nde; Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Dr. Türkkaya İhsan Ataöv, Doç. Dr. Sina Akşin’in ve Gazi Üniversitesi’nde Doç. Dr. Hasan Köni’nin dinlenmesini istemiştir. Bu uzman tanıkların yanında, Boğaziçi Üniversitesi Doç. Dr. Avedis Simon Hacınlıyan da müdahil tarafın moral tanığı olarak dinlenmiştir. Sonuçta: ASALA örgütü militanı Varujan Garbisyan müebbet, Soner Nayır 15 yıl, Ohannes Semerciyan 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. İşte tarih ne işe yarar diyenlere bir cevap!
Tarih milletlerin hafızasıdır. İşte birinci Örnek: III. Mustafa'nın münnecimlere inandığı sabittir. Sultan Mustafa "Yedi Yıl Savaşları’nı” kazanarak, haklı bir hayret uyandıran Prusya Kralı II. Frederik'e özel elçi olarak Ahmet Resmî Efendi’yi göndermiş ve ondan müneccimler istemişti.
Bence Padişahın tarih okumadığı apaçıktır. Eğer Padişah tarih okumuş olsa idi; Köprülü Mehmet Paşa'nın IV. Mehmet’e; "hazineni dolu tut. Daima savaş için hazır ol. Kadınların sözünün etkisinde, kalma. Tarih oku." Nasihatini bilmesi gerekirdi. Gelelim II. Frederik Padişaha verdiği cevaba; “Benim galibiyetimi temin eden üç tane müneccimim var, size tavsiyem:
Bol bol tarih okuyun, eski tecrübelerden faydalanın.
Güçlü bir orduya sahip olmaya çalışın ve barış zamanında askerlerinizi sürekli eğitime tâbi tutun.
Hazineniz daima parayla dolu bulunsun, ekonomiye önem verin.”
Son Örnek: Lâle Devri padişahı III. Ahmet, Patrona Halil isyanı sonucunda tahttan indirildiğinde, tahtı yeğeni 1. Mahmut’a devrederken; “ Mahmut’um, vezirlere teslim olma, adaletli ve merhametli ol, işini kendin gör ele itimat etme, her işinde işe başlarken güngörmüş âlimlerle, tecrübe sahibi insanlarla konuş. Tarih okuyarak gelmiş geçmiş padişah, vezir ve milletlerin ahvalini iyi öğren. Tamahkâr, zalim, çıkarcı vezirler elinde kalan padişah felah bulmaz. İşte benim halim sana ibret olsun,” diye vasiyetlerde ve nasihatlerde bulunmuştu.
Tarih milletlerin şerefidir. Kanuni’nin Fransa’ya ve Hindistan’a yardımı, III. Murat’ın İngiltere’ye, Abdülmecit’in İrlanda’ya ve ABD’ye yardımı vb, insani yardımlar milletimizin tarihteki şerefli davranışını anlatır. Tarihi geniş tanımlarıyla yaparsak görürüz ki hepsinde çıkaracağımız sonuç şudur: “Mazi-Hal-Ati” üçlemesi içerisinde, geçmişte ibret alınıp hataların yapılmamasını öğrenmektir.
Tarih insanda aile, millet, vatan ve insan sevgisi yaratır. Tarih, halka geçmiş olayları ve eserleri, devlet adamlarına da bilinmesi lazım gelen sırları öğretir. Devlet başkanları tarihi bilecekler ki eski yönetimlerin iyi ve kötü taraflarını nazarı dikkate alarak devletini yönetebilsinler; bakanlar tarih bilecekler ki onu yanlış yola ve uçuruma götürmesinler. Komutanlar tarih bilecekler ki gereksiz yere orduyu savaşa sokmasınlar, vatandaşlar iyi tarih bilecekler ki, mensup olduğu toplum veyahut milletin hasletlerini bilsinler.
Kısacası; yukardaki tarihi örneklere bakarsak, “adam sende tarih çok işe yarar!” Sözünü söylememiz doğru olmaz mı?