Menajerimi Ara dizisinin hınzır gazetecisi Ece. Yıllarca gazetecilerin haber koparmak için peşinden koştuğu bir oyuncuyken, şimdi o gazetecilerden birini oynamak seni nasıl bir keşif yolculuğuna çıkardı?

Aslında bir keşif yolculuğuna çıkmama gerek kalmadı, karakter bilgileri geldiğinde içimden bir magazinci çıktı. Sanıyorum üzerine en az düşündüğüm, aynı zamanda en çok keyif aldığım rolüm bu olmuş olabilir.

Bu meraklı gazeteci izleyenleri bazen kızdırsa da, bazen de eğlendiriyor. Seyirciden nasıl dönüş alıyorsun?

Ece karakterini biraz karikatürize ettiğim için çoğunlukla sempati yarattı. Birkaç mesaj hariç, Ece karakteri genel olarak çok sevildi. Karakteri seyircinin gözünde yumuşatmak için bulduğum birkaç “trik” bazılarının çok hoşuna gitmiş olacak ki bu trikleri bir araya getirip, bölümlerden kolajlar yapıp paylaşıyorlar…

Menajerimi Ara Türkiye standartlarına göre bir ilki başardı. İzleyici ilk defa oyuncuların kamera arkasında yaşadıkları travmaları ekran karşısında izliyor. Sence bu tür işlerin devamı gelir mi?

Gelir mi’yi tahmin etmek çok zor ama bence gelmeli; çünkü eğlenceli olduğu kadar zor bir işimiz var. İzleyenlerin bizim hayatımızı görmeleri önemli, bu sayede zaman zaman seyirci tarafından yapımlara ve oyunculara yapılan acımasız eleştirilerin azalacağını düşünüyorum.

Özellikle son yıllarda ülkemizde uyarlama yapılan dizi sayıları oldukça arttı. Hatta özgün senaryoları aştı diyebiliriz. Sence bu yükseliş daha ne kadar sürecektir?

Dijital platformlara çekilen işler dünya çapında beğeni ve karşılık bulduğu sürece uyarlamalar tabi ki devam edecek. Zaten uyarlama senaryolarda da kendi kültür ve beğenilerimizi senaryoya yansıtabiliyoruz. Tabi, Türkiye’nin tarih ve kültür yelpazesi çok geniş, sırtımızı bu yelpazeye dayayıp, çok miktarda özgün senaryo da yaratıyoruz.

Sence Türkiye uyarlama konusunda başarılı mı?

Bu çok göreceli bir kavram, çünkü kültürler arası farklar var. Seyircinin projeye daha kolay adapte olabilmesi için bir şekilde iki kültürü harmanlamak gerekiyor. Bu da tabii ki senaryoda değişikliklere sebebiyet verebiliyor.


Dizinin büyük bir fan kitlesi var. Özellikle başrol oyuncuları “Dicle&Barış” ikilisi bu yılın genç çifti oldu. Bu başarının sırrı nedir?

Onları tanıdığım için bu bana son derece normal geliyor, çünkü saf enerjilerini izleyiciye geçirebiliyorlar. Bu bütün ekip için geçerli.

Kısa bir zaman önce Bay j olarak tanınan Jerfi Benveniste’yle evlendin. Bu birlikteliğin evliliğe giden yolculuğu nasıl gelişti?

Doğru zamanda doğru yerde karşılaştık, e birlikte gülüp eğlenebildiğimizi fark edince (ki bunu fark etmek çok zaman almadı.) evlilik kararı almamız kolay oldu. Zaten pandemi karantinası yüzünden 24 saatimiz beraber geçiyordu. Hayatımıza bir renk gelsin diye nikahla taçlandırdık.

İlk görüşte aşka inanır mısın?

Evet.

Duygu’nun gözünde aşkı nasıl anlatırsın?

Özgürlüğüne düşkün ve yalnız kalmayı seven biri olarak aşık olduğumu karşımdaki insanı görme isteme sıklığımdan anlıyorum. Çok duygusal biri olmama rağmen hiç romantik değilim. Bu yüzden aşkla ilgili süslü cümleler kurmak benim için zor, ama şuna inanıyorum ki aşk herkesle başka yaşanıyor. Tek bir yaşama şekli yok.

İkinizin de medya sektöründen olması, ikinizin de tanınır olması hayatınızı nasıl etkiliyor?

Birbirimizi daha iyi anlıyoruz, sınırlarımıza girmiyoruz, çalışma saatlerimize anlayış gösteriyoruz. Birbirimizi birçok alanda beslediğimize inanıyorum. Mesleki olarak paylaşacak çok şeyimiz var. Hatta bu yıl “Sadece bir gece” filminde karı kocayı oynadık. Çok güzel bir tecrübeydi.

Bay J uzun yıllar İtalya’da yaşamış. Dünyanın birçok yerini görmüş. Hayata bakış açılarınızın farklılaştığı veya zıtlaştığınız yerler oluyor mu?

Tam aksine kültürlerimizi harmanlayıp çok eğleniyoruz. Gerek mutfak olsun gerek müzik olsun her konuda çok güzel bir alışverişimiz var. Türkçesi çok iyi olmasına rağmen çoğu zaman kullandığım, göçmenlerin sıkça kullandığı deyim ve atasözlerini anlamadığı için suratıma boş boş baktığı oluyor.

İleride İtalya’da veya dünyanın herhangi bir yerinde yaşamak, kalıcı bir yerleşim sağlamak gibi bir düşünceniz var mı?

Evet var. Biz mesleklerimizi değil ama mesleklerimizin bizi bıraktığı gün yeni bir maceraya yelken açabiliriz.

Çok uzun yıllardır söylenen bir söz vardır “Evlilik aşkı öldürür” aynı evin içine girip, devlet onaylı o defteri alınca hayatınızda neler değişti?

Açıkçası, evlendikten sonra yaşam tarzımızda hiçbir değişiklik olmadı, zaten evlenmeye karar vermiş olmamızın temel sebebi bunu görüyor olmaktı. Birçok insan imzayı karşısındaki kişiyi garantilemek gibi görüyor ve bu sebepten dolayı “imza her şeyi değiştirdi” diyorlar. Biz birbirimize bu şekilde bakmadığımız için birbirimize olan saygımızı kaybetmiyoruz.

Hayatında bir “Hayallerine ulaşma yol haritası” defterin var mı?

13 aydır karantinada yaşadıktan sonra bu soruya cevap vermek oldukça zor, çünkü hayal kurmak hayal oldu. Ama 13 ay öncesine kadar tabi ki hayallerim vardı. Şimdi birçoğu biraz zor görünse de üzerinde çalışmaya devam ediyorum.

Bugüne kadar verdiğin kararlarla hiç çeliştiğin oldu mu?

Tabii ki, oldu özellikle 20’li yaşlarda aldığım kararlarla kısa vadede çelişsem de, uzun vadede beni ben yapan kararlar olduğunu kabullenip onlarla barıştım.

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Duygu Şen’i anlatan büyülü kelimeler nelerdir?

Hahahahah. İnsanın kendini anlatacak büyülü kelimeler bulması aslında kolay ama bunu dillendirmesi biraz zormuş; eğlenceli, geveze, vicdanlı… Bilmiyorum ne kadar büyüleyici oldu, son bir mesaj: Yaz geliyor minik dostlarımız için kapılarımızın önüne su ve mama koymayı unutmayalım.