Merhaba Jasmine, yaz aylarına damga vuran, popülerliği ile gündemde olan “Duy Beni” dizisinde Naz olarak seni izliyoruz. Öncelikle seni bu hikayede içine çeken güçlü duygu neydi?

Dizimiz zorbalığı anlatıyor. Beni içine çeken duygunun adı da zorbalıktı, çünkü gündelik hayatımızda, okulda, işte mutlaka hepimiz zorbalığı yaşamışızdır. Hepimizin içinde yarası olmuş bir duyguyu, bir konuyu anlatmak ve insanlara dokunabilmek benim için en güçlü sebep.

Dizide her hafta insanları dehşete düşüren zorbalıklar yer alıyor. Sen lisedeyken buna benzer zorbalıklarla karşılaştın mı?

Hem karşılaştım hem de tanık oldum. Bana yapılan zorbalıklar genelde sözlüydü. Ben İngiltere’den İstanbul’a geldiğim için Türkçem herkesinki kadar iyi değildi. Aksanımla, tipimle yargılanırdım. Fiziksel olarak da zorbalıklar yaşadım, ama hiçbir zaman kendimi ezdirmedim. Her zaman sesimi çıkardım.

Naz, aslında herkesin çok da sevdiği bir karakter değil. Naz’ın evrenini bana anlatır mısın?

Ben de Nazı’ı pek sevmiyorum, ama benzer yönlerimiz de var. Naz kendine yapılan haksızlıklara karşı sesini çıkarabilen bir karakter. Son birkaç bölümdür daha fazla bunu görüyoruz. Herkes gibi susmuyor. Bir anda öfkelenebiliyor. Bir anlamda kendine yapılan zorbalıkla savaşıyor. Zengin olduğu için ve kendisini her şeye sahip hissettiğinden dolayı şımarık bir kız. Bu şımarıklığından dolayı insanlara zorbalık yapması tabi Jasmine olarak beni hiç mutlu etmiyor. Kendi eksiklerini ve komplekslerini örterek başkalarını ezmesi hiç hoşuma gitmiyor. Aslında Naz’ın küçük dertleri var. Herkes çok büyük sorunlarla uğraşırken Naz editleriyle, sosyal medyasıyla uğraşıyor. Biraz kendi dünyasında takılan bir kız.

Sen gerçek aşka inanır mısın?

Kesinlikle inanırım, ama ben aşkın sadece bir insana karşı hissedileceğini inanmıyorum. Ben işime, hayvanlara, insanlara aşık olabiliyorum. Zaten sevgi dolu bir insan olursanız, hayata pozitif bakabilirseniz bunu özel hayatına da yansıtabilirsin.

Nasıl bir set ortamınız var?

Ben sete kulağımda kulaklıklarımla giderim. Genelde setimiz çok eğlenceli, herkes çok deli dolu. Hepimiz kendi halimizdeyiz. Biri dans ediyor, biri espri yapıyor, biri gülüyor… Çok kalabalık bir oyuncu ekibiyiz ve çok hareketli bir setimiz var. Bu hareket benim çok enerjimi yükseltiyor. Bu enerji ekibin, rejinin, yönetmenin motivasyonunu da yükseltiyor.

Sen “Gerçek Koleji’nin bir parçası olsaydın. Tüm bu zorbalıklarla savaşmak için nasıl bir yol izlerdin?

Ben bütün olanları görüp, sessiz kalıp, bütün kozları aldıktan sonra her şeyi duyurur, sonra da hepsini rezil ederdim. Gerçek Koleji’ndeki bütün öğrencilerin bir zaafı var. Aslında bunu gösteriyorlar da, ben Jasmine olarak orada olsaydım sessiz kalıp, o zaaflarından onları vururdum.

Dizi halk tarafından çok büyük bir ilgiyle karşılandı. Sen de kısa bir süre içerisinde herkesin sokakta tanıdığı “Naz” oldun. İnsanlar sana bu isimle hitap ettiğinde ne hissediyorsun?

Naz’ın dünyasını tanımaları çok hoşuma gidiyor. Fanlar, Naz’ı benden daha çok tanıyorlar, nerede ne yapacağını tahmin edebiliyorlar. Aslında bu durum bana çok garip geliyor. Ben Jasmine olarak Naz’ı bu kadar iyi tanımıyorken, onlar nasıl bir sonraki adımımı tahmin edebiliyorlar? Çok ilgililer ve her şeyin farkındalar. Tanınmak çok güzel bir duygu… İnsanın enerjisini bir anda yükseltiyor. Sokaktaki yürüyüşünüzü bile değiştirmeniz gerekiyor. Gündelik yaptığım şeyleri daha mutlu, daha detaylı yapmaya başladım. Günüm ne kadar kötü geçerse geçsin, birinin benim için yaptığı editleri görüyorum ve bir anda moralim düzeliyor.

Sosyal medyayla aran Naz kadar iyi midir?

Bana “Naz” karakteri geldikten sonra sosyal medyayla daha çok ilgilenmeye başladım. Oynadığınız karakterle bir bağınız kurulmaya başlanıyor. Ben de Naz vesilesiyle sosyal medyaya daha düşkün oldum. Kendi doğaçlamalarımda bile elimde telefon var. Stresimi de azalttığını hissettim. Bana olumsuz mesaj atanlara üzülmüyorum, tam tersi seviniyorum. Rolümü çok iyi yaptığımı gösteriyor.

Oyunculukta yeteneğin olduğu kadar çok da güzel bir sesin var. Kısa zaman önce “Uçuyorsa Kanatların” adlı şarkıyla sevenlerinin beğenisine topladın. Şarkı söylemeyi seviyorsun?

Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Ben şarkı söylemeye 5 yaşında başladım. Anneannem operayı çok severdi. Ondan dolayı hep kulak aşinalığım oluşmuş. Anne karnındayken hep klasik müzik dinlermişim. Müziğe olan tutkum çok başka. Beni bir anda bulunduğum yerden bambaşka bir yere götürebiliyor. Bence müzik insanı yüceltiyor. Ben senaryoyu okurken bile kafamın içinde o hikayeye uygun farklı melodiler çalıyor.

Şarkı sözü yazıyor musun?

Şarkı sözü yazıyorum. Genel olarak yazmayı seviyorum, ama hayatım boyunca günlük tutamazdım. Şiir, kompozisyon, şarkı sözü kendimi ifade edebildiğim bir alan. Hele müzikle birleşince bana kendimi iyi hissettiriyor.

Yeni bir şarkı gelecek mi?

Şuan hazır bulunan bir şarkım var, ama ben zamanı değerlendirmek istiyorum. Her şarkının dinleyiciyle buluşacağı doğru bir zaman olduğuna inanıyorum.

Oyunculuktaki yeteneğini ailede ilk kim keşfetti?

Annem keşfetti. Ben oyunculuk alanlında kendime bu kadar güvenmiyordum. Tiyatroya karşı çok büyük bir tutkum var. Sahneyi çok seviyorum, ama oyunculuğumu en çok destekleyen kişi annemdir.

Annen Ayşe Direkoğlu; Türkiye’nin en iyi cast direktörlerinden biri. Sektörün içinde doğduğunu söyleyebilirim. Bu durumun senin için olumlu ve olumsuz yanları ne oldu?

Olumlu yönü; her dakika yeni bir bilgi edinebiliyorsun. Evin içinde bile oyunculukla ilgili yeni şeyler görüyordum. Bunu kendinle içselleştirdiğin zaman kendine katkısı çok fazla... Ben hala annemin derslerine gidiyorum. Sürekli bir akışın içerisindeyim. Olumsuz yönü de, insanların menfaat ve çıkar ilişkilerine tanıklık etmiş oldum.

İlk kez kamera karşısına geçtiğinde neler hissettin?

Çok heyecanlıydım. Zaten çok dakik bir insan değilimdir. Bu beni daha da çok zorladı. Her yönlendirme benim kafamın içinde farklı bir soru oluşturmuştu, ama zamanla o kodları öğrendikçe adapte oldum.

Henüz 22 yaşındasın, ama kariyerin adına çok güzel başlangıçlar yaptın. Bu mesleği sürdürmeyi istiyor musun?

Çok istiyorum. Yaptığım işlerin içinden ne kadar güzel yorum alırsam, oyunculuğum daha çok yüceliyor.

​​​​​​​

Gelecek planların arasında neler var?

Bir tiyatro yapmak istiyorum. Oyunculuk adına yeni tecrübeler kazanmayı düşünüyorum. Tiyatro benim çok büyük bir hayalim. Hedeflerim arasında tiyatro var. Öncelik olarak da ehliyet almam gerekiyor (gülerek)

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Bir sabah kalktığında seni dünyanın en mutlu insanı yapacak bir dilek hakkın olsaydı ne dilerdin?

Kendimi sahnede görmeyi dilerdim. Karşımda sevdiğim insanlarla orada olmak.