Mektup bir dönem hayatımızın vazgeçilmezlerindendi… Postacının kapımızı çalmasıyla mutluluğa boğulurduk adeta… Bize uzatılan o mektuplarla sevincimiz tavan ederdi… Açıp defalarca okurduk… Sonra evimizde muhafaza ederdik… Canımız sıkıldıkça açar defalarca okumaya devam ederdik… ‘Bak, postacı geliyor, selam veriyor; Herkes ona bakıyor, merak ediyor’ Hepimizin çocukluğunda, okul sıralarına ilk oturduğu anda söylediği şarkılardandı… O şarkı da mektuplar gibi sadece mazide kaldı, teknoloji ne yazık ki mektup kültürümüzü de bitirdi..

Günümüzde her türlü iletinin elektronik ortamda saniyelerle teslim edildiği bir çağda, şarkı sözleri sadece mısralarda kaldı. İnternetin, telefonların olmadığı yıllarda haberleşmeler mektuplarla, telgraflarla sağlanırdı. Başka memleketlerde çocukları, gelinleri, akrabaları, dostları olanlar, bugün mektup gelir mi diye postacıların yollarını dört gözle beklerlerdi. Mektuplar dışında bir de telgraflar vardı. Mors alfabesinin icadıyla birlikte devreye giren telgraflar, acil işler için iletişim vasıtalarıydı. Nostalji olması açısından belirteyim. …

Üç çeşit telgraf vardı. ELT, normal ve yıldırım şeklinde sıralanırdı. En ucuz telgraf, ELT olandı. Ücret, kelime sayısına göreydi. Bir ELT telgrafın en geç 24 saat içinde muhatabına ulaşması gerekirdi. Normal telgrafların ise muhataplarına yine en geç 12 saat içinde ulaştırılmaları gerekirken, yıldırım telgrafların azami 2-3 saat içinde muhatabının elinde olması gerekirdi.

Biz gazeteciler haber için gittiğimiz illerden haber servislerine telefoto ile haberleri servis ederdik. Tabii bu fotoğraflar siyah beyaz olarak merkeze ulaşırdı. Örneğin yaptığımız bir haber ilgi gördüğünde torba torba okur mektupları gelirdi. O mektupları teker teker açıp okumak çok ayrı bir keyifti. Vatani görevini yapanların en büyük moral kaynağı anneden, babadan, eşten, nişanıdan, arkadaştan, sevgiliden gelen mektuplardı. O mektupları okumak erleri mutlu ederdi.Seksenlerde popiler hale gelen mektup arkadaşlıkları vardı mesela, Yurt içi ve yurt dışında mektup aracılığıyla tanışıp dostluklar kurulan güzel arkadaşlıklardı… Oluşan dostlukların aracı ise yine mektuptu… Yani sözün özü mektup kültürü bir başka güzeldi. O kalemi elimize alıp tüm duygu düşüncemizi kağıda dökmek bambaşka bir keyifti…